Namlular Bab’a çevrildi: Türkiye zorda

HATAY - DAİŞ’in elindeki El Bab'a, Türkiye ve desteklediği ÖSO, Bab Askeri Meclisi ve son olarak Esad rejiminin de yönelmesi büyük bir savaşa kapı aralandı. “ÖSO mu, Esad mı?” seçeneğine zorlanan Türkiye için El Bab bir felakete dönüşme riski yüksek.

Suriye ve Irak’ta DAİŞ’e karşı uluslararası koalisyon güçleri ile birlikte yapılan operasyonlara tüm çabalarına rağmen Türkiye dahil edilmedi. Ne Musul’da ne de Rakka’da istediği sonucu alamayan Türkiye’nin aksine Musul’da peşmerge güçleri ve Irak Ordusu ile Haşdi Şabi Güçleri operasyona katıldı. Yine Rakka’da ise YPG/YPJ güçleri ile Suriye’de demokratik bir zeminin oluşturulması ve Kuzey Suriye Federasyonu’yla sorunların çözüleceğine inanan grupların yer aldığı Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ilerleyişini sürdürerek, “Fırat’ın Gazabı” adı ile Rakka Operasyonu'nun ikinci aşamasını başlatmaya hazırlanıyor.

BAB’DA DAİŞ’İN ÖSO’YA DÖNÜŞME RİSKİ

Buna karşı bölgede istediği sonucu alamayan Türkiye ise, başta Rusya ve ABD’nin de onayıyla Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) verdiği destekle başlattığı “Fırat Kalkanı Harekatı” ile kendisine daha önce biçilen opsiyonun dışına çıkmaya çalışıyor. Bu kapsamda El Bab’a dönük hamle başlatan Türkiye ve desteklediği ÖSO grupları ile birlikte Kobanê ve Efrîn kantonlarının birleşmesini engelleme çabasını sürdürüyor. El Bab’ın ÖSO’nun eline geçmesi halinde DAİŞ’in ÖSO’ya dönüştürülme riski artarken, El Bab’a dönük Türkiye ve ÖSO’nun çıkışı, aynı zamanda Rakka Operasyonu'nun ikinci hamlesinin başlamasının önünde de bir engel olarak duruyor.

BAB OLMAZSA RAKKA TEHLİKEYE GİRER Mİ?

El Bab’ın ÖSO ve Türkiye’nin eline geçmesi durumunda Kuzey Suriye’de oluşturulmak istenen demokratik sistemin gecikeceği ve Suriye savaşının daha da uzayacağı QSD ve Kuzey Suriye Federasyonu tarafından görülüyor. Bir taraftan Rakka Operasyonu’na kilitlenen QSD güçleri, bir taraftan da El Bab’ın DAİŞ’ten özgürleştirilmesi için önce Efrîn tarafından Şehba bölgesine yöneldi. QSD güçlerinin başlattığı hamleye karşı Türkiye ve ÖSO’nun yoğun saldırıları karşısında sürecin daha da hızlandırılması ve Fırat Gazabı Operasyonu'nun ikinci aşaması başlamadan El Bab halkının oluşturmuş olduğu Bab Askeri Meclisi de yönünü kentte çevirdi.

İlk gün 10 köyü özgürleştiren Bab Askeri Meclisi, Türkiye ve desteklediği ÖSO güçleriyle de yer yer çatışmak zorunda kaldı. Buna karşı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Rusya ziyaretiyle bir günlük de olsa Suriye Hava Sahası’nı kullanan Türkiye, hava harekatını yine QSD güçlerine çevirince Suriye Hava Sahası bir kez daha Türkiye’nin savaş uçaklarına kapatıldı. Buna karşı Türkiye El Bab’a ilerleyişini sürdürme gayretiyle bir taraftan QSD güçlerini ağır silahlarla hedef alırken, bir taraftan da DAİŞ çetelerinin El Bab’ı teslim etmesi için görüşmelerini sürdürdüğü anlaşılıyor.

HERKESİN NAMLUSU BAB’A DÖNDÜ

El Bab sadece Türkiye ve desteklediği ÖSO ile QSD güçleri için önemli değil. ABD, Rusya ve desteklediği Esad rejimi için de önemli bir merkez. Halep’in kuzeyinde bulunması açısından da önemli olan El Bab kentine dönük Türkiye ve ÖSO güçlerinin başlattığı operasyon aynı zamanda Rusya ile birlikte El Nusra (Şam’ın Fethi Cephesi) ve Ehrar El Şam gibi örgütlere karşı Halep’te varlık yokluk savaşı yürüten Esad rejimini de etkileyecek. Bundan dolayı Esad rejimi Türkiye’nin El Bab’a yakınlaşmasıyla birlikte harekete geçerek yönünü El Bab’a çevirdi. El Bab sınırında bulunan Kuveyris Hava Üssü ve çevresine 6 bin asker ve çok sayıda mühimmat yığınağına başladı. Esad rejiminden gelen bilgiler ise, yakın bir zamanda rejim güçlerinin El Bab operasyonunu başlatacağı yönünde.

Kuzeyden Türkiye ve desteklediği ÖSO ile Bab Askeri Meclisi’nin doğudan, QSD güçlerinin batıdan, güneyde Rusya desteği ile Esad rejiminin yöneldiği El Bab, Suriye’de dönüm noktası olacağa benziyor. El Bab, Suriye’deki tüm grupların bir araya geleceği nokta olmasının yanı sıra Esad rejimi için Halep ve İdlib’te savaştığı EL Nusra ve Ehrar El Şam ile birlikte hareket eden selefi grupların yakın teması açısından da önemli. Türkiye ve desteklediği ÖSO güçlerinin kendilerine tanınan opsiyonu kabul etmeyerek El Bab’a girmesi durumunda QSD güçleri ile büyük bir savaşın başlaması kaçınılmaz görünüyor.

TÜRKİYE ESAD’I MI YOKSA ÖSO’YU MU SEÇECEK?

Ancak “Esad rejimi ve Rusya’nın ne yapacağı?” en önemli soru olarak ortada duruyor. Halep ve İdlib’te hava saldırıları ve kara operasyonları ile El Nusra ve Ehrar El Şam ile birlikte hareket eden selefi örgütlere karşı büyük bir savaş veren Esad ve Rusya, aynı gruplarla El Bab’ta karşı karşıya geldiğinde ne olacak? Böyle bir durumda Esad ve Rusya’ya Türkiye’nin söz konusu grupları da alarak kendisine belirlenen opsiyona geri çekilmesini isteyecek ya da Halep’te gerçekleştirdiği gibi bu gruplara karşı büyük bir savaş verecek. Tabi böyle bir durumda Türkiye’nin de bir karar vermek zorunda kalması gerekecek. Türkiye ya Esad ve Rusya ile savaşmayı göze alarak Türkiye kentlerinin de dahil olduğu bir savaşı göze alacak ya da beraber hareket ettiği ÖSO güçlerini de yanına alarak kendisine belirlenen opsiyonu kabul edecek. Böyle bir durumda El Bab Türkiye’nin Ortadoğu macerasının da sonunu getirmiş olacak.

Ahmet Kanbal - dihaber