Damascus çeliği usta ellerde şekil alıyor 2017-01-23 09:08:56 MALATYA - Ortadoğu’da birinci yüzyılda savaşların belirleyeni olan kılıçların en kalitelisi 500 kadar çelik levhanın üst üste konularak dövüldüğü Damascus (Şam) tekniği, Malatya’da Yusuf Bayyiğit tarafından teknolojiden uzak bir şekilde ilk günlerdeki gibi uygulanıyor. Ortadoğu’da birinci yüzyılda yapımına başlanan ve üst üste konulan 500’e kadar çelik levhanın kızgın ateşte dövülerek kılıç ve bıçak haline getirildiği teknik olan Damascus, bu yöntemle üretilen savaş aletleri ile dönemin önemli zanaatıyken, halen bazı ustalar bu tekniği kullanıyor. Hindistan’da 900’lü yıllarda yapılmaya başlanan ve ilk Haçlı Seferi’nin ardından Mezopotamya’dan Avrupa’ya taşınan, dönemin savaşlarında önemli rol oynayan zırh kesici kılıç başta olmak üzere savaş aletleri üretildiği Damascus tekniği, sınırlı sayıda usta tarafından yaşatılıyor. Türkiye’de birçok demir ustası fabrikasyon yöntemlerle hazırlanan damascus ürünleri alıp el işlemeleri ile piyasaya sürerken, Malatya 2’inci Organize Sanayi Bölgesi’nde demircilik yapan Yusuf Bayyiğit ise, bu tekniği birinci yüzyılda olduğu gibi hiçbir teknolojik alet kullanmadan yaşatan tek usta. Demirci ailenin 4’üncü kuşak ustası olan 56 yaşındaki Bayyiğit, 10 yaşından beri kızgın demiri tavında dövüyor. Yetenekli ustanın damascus tekniği ile ürettiği malzemeleri de büyük beğeni alıyor. DÜNYANIN EN KALİTELİSİ Şam çeliği olarak bilinen Damascus’u anlatan Bayyiğit, eski savaşlarda kullanılan kılıç ve hançerlerin yapımında kullanılan teknik ile bugün bile dünyada halen kalite olarak en üst seviyede kabul gören malzemeler imal edildiğini söyledi. Yüksek karbon oranlı çeliklerin araya zırh kesicilerin de konularak üst üste kaynak edilmesi ile başlanan teknikte, çeliklerin 1450 dereceye varan ateş sıcağında eritilmeye başlatıldığını anlatan Bayyiğit, erimeye başlayan çeliklerin uzun süre dövülerek metrelerce uzatıldığı ve daha sonra üst üste katlayarak 500 kat çelik levhaya kadar çıkıldığını dile getirdi. Zahmetli ve yoğun bir emeğin ardından oluşan çeliğin daha sonra ise bıçak ya da kılıç malzemesi için uygun bir şekilde kesilerek ona göre şekillendirildiğini anlatan Bayyiğit, imal edilen bıçak ya da kılıcın dünyanın en dayanıklı aleti olduğunu söyledi. Sürekli üst üste katlanarak kızgın ateşte dövülen çelikten yapılan kılıç ve bıçaklara, görenleri hayran bırakan desenler işleniyor. Bu desenlerin üzerine ustanın zevkine göre el işlemeleri de yapıldığını anlatan Bayyiğit, “Böylelikle güzel görselliğe ve dayanıklılığa sahip malzemeler ortaya çıkıyor. Piyasadaki tek parça çeliklere göre çok daha farklı olan bu çelikler, esnemeye, darbelere, sürtünmelere karşı son derece mukavemetli hal alıyor. Örneğin bu yöntemle yapılan bir kılıç ile kayaya sağlam bir vuruş yapılırsa kayadan çok rahat büyük parçalar koparılabilir” dedi. ‘ÖMRÜM YETTİĞİ KADAR SÜRDÜRECEĞİM’ Ürettikleri malzemeleri hobi olarak evinde ya da iş yerinde kılıç, bıçak gibi ürünlerin koleksiyonunu bulunduran kişilere sattığını aktaran Bayyiğit, şöyle devam etti: “Her şeyi ile kullanışlı ve asla kaybolmaması gereken kadim malzemeler oluşturuluyor. Mezopotamya’dan bu yana yapılan bir sanattır. O dönemki demircilerin madenleri eriterek oluşturdukları zanaat halen günümüze kadar gelen bıçakları, kılıçları mevcut. Biz de ömrümüz yettiği kadar damascusu yapmayı, varlığını sürdürmeyi arzu ediyoruz.” SAVAŞ ALETLERİNİN ÜZERİNDE BARIŞ SİMGELERİ Damascus yapmanın en büyük hobisi olduğunu vurgulayan Bayyiğit, kendisi için de aylarını vererek ince el işlemeleri ile 10 kilo ağırlığında demir gergedan, kılıç ve bıçaklar yapmış. Yaptığı savaş aletlerinin üzerine el işlemesi ile işlediği güvercin, zeytin dalı gibi barış simgelerinin sebebini anlatan Bayyiğit, “Bu malzemeler ile uzun yıllar kan döküldü. Bu malzemeler büyük acılara sebep oldu. Çizdiğim barış simgeleri ile savaşa karşı düşüncemi yansıtmak istedim” ifadelerini kullandı. Nuri Akman / Müjdat Can - dihaber