SİİRT - Siirt’te KHK’ler ile görevlerinden ihraç edilen Eğitim Sen’li yöneticiler, tek adam yönetimine onay vereceğini düşündükleri 16 Nisan’daki referandumda “Hayır” diyeceklerini söyledi.
Olağanüstü Hal (OHAL) 8’inci ayına girerken, muhaliflerin bastırıldığı bir ortamda gidilecek referandumda “Hayır” sesi yükseliyor. Darbe girişiminin bahane edilerek, muhalif binlerce emekçinin de ihraç edildiği KHK’zedeler, referandumda "Hayır" diyeceklerini belirtti.
‘MEVCUT ANAYASA İLE BUNLAR YAPILIYORSA.."
İhraç edilen Eğitim Sen Siirt Şube Eşbaşkanı Serdar Batur, mevcut Anayasa’nın bugünkü Türkiye halklarının ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte olmadığını, zaten 16 Nisan’daki oylamanın da 12 Eylül anayasasını sağlamlaştırmak için yapıldığını dile getirdi. Batur, “Bu değişiklikler demokrasiden uzak. Bunun içerisinde ne Kürtlerin kimliği tanımlanıyor, ne ezilenlerden yana bir ifade var ne de kadın üzerine bir ifade var. Çalışanlar, işçiler, emekçiler, ezilenler ve daha da önemlisi de bu ülkedeki demokrasinin özgürlüklerin gelişmesine yol açacak kapsamda ele alınmamıştır. Sadece bir kişinin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bir Anayasadır. Dolayısıyla da bizim buna karış tavrımız elbette ki net bir şekilde 'Hayır' olacaktır. Çünkü bu Anayasanın bu haliyle bile bu kadar özgürlüklerin askıya alındığı, hukukun işlemediği işler yapılıyorsa bunun 'Evet' ile sonuçlanması halinde de neler olabileceğini az çok bugünden tahmin edebiliyoruz” şeklinde konuştu.
18 madde içerisinden demokrasi ve özgürlüklerden bahsedecek bir kelimenin dahi bulunmadığını belirten Batur, "MHP ve AKP’nin siyasal İslam ve milliyetçilik üzerine kurmuş olduğu bir Anayasa değişikliğidir. Bundan dolayı da tavrımız nettir ve 'Hayır' diyeceğiz” dedi.
‘TEK ADAM DİKTATÖRLÜĞÜNE ONAY VEREN BİR DEĞİŞİKLİK’
Eğitim Sen Örgütleme Sekreteri Turgay Dabakoğlu ise referandumda oylamaya sunulacak olan anayasa değişikliğinin mevcut anayasanın dahi gerisinde olduğunu belirterek, “Anayasal metin olmanın çok ötesinde tamamen aşiretsel bir anlayışı, tek bir kişinin hegomonik gücünü sorumsuzlukla denetlenemez bir şekilde kullanması ile alakalı bir şeydir. Hukuk devletini ve yasamayı ortadan kaldıran bir düzenleme. Çünkü seçilecek kişi aynı zamanda parlamentoda büyük çoğunluğu elde edecek. Cumhurbaşkanı’nın söylediğinin dışında bir yasanın çıkma ihtimali yok. Çünkü milletvekillerini de belirleyecek kişi kendisi" dedi.
Söz konusu değişiklik ile cumhurbaşkanının sorumsuzluk zırhına bürüneceğini belirten Dabakoğlu, "Var olan OHAL’in olağanlaştırılmasını yani yasal bir kılıfa büründürmesi sonucunu doğuruyor. Biz tabii ki bundan dolayı emekçilerin ve ya ezilenlerin aleyhine olacak bir referandumda 'Hayır' diyeceğiz. Var olan durumda bile bütün özgürlüklerin askıya alındığını görüyoruz. Bu tek bir kişinin elinde yasal bir yetkiyle donatıldığında, özgürlükler, haklar açısından ne hale geleceği zaten belli bir durum. Dolayısıyla bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil” şeklinde konuştu.