Birleşik Metal-İş: 28 Nisan 'Anma ve Yas Günü' ilan edilsin

İSTANBUL - Birleşik Metal-İş Sendikası, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de 28 Nisan'ın "Anma ve Yas Günü" ilan edilmesini talep etti.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybeden İşçileri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Metal-İş yaptığı açıklamasında, "Oysa her gün 5 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği ülkemizde, 28 Nisan resmi olarak 'Anma ve Yas Günü' olarak kabul edilmemiştir. 28 Nisan, devlet kademelerinden başlayarak, işverenlerden kamuoyuna iş cinayetlerinin durdurulmasına yönelik bir duyarlılığın oluşturulması için atılacak önemli bir adımdır. Bunun ötesinde iş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri anmak, aileleri ile dayanışma içinde olmak, acılarına ortak olmak vicdani bir sorumluktur" ifadelerine yer verdi.

'HER YIL 2 MİLYONDAN FAZLA İŞÇİ HASTALIKTAN ÖLÜYOR’

Açıklamanın devamında, “ILO verilerine göre, dünyadan her 15 saniyede 1 işçinin, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğinin dile getirildiği açıklamada, şu veriler paylaşıldı: ‘Her yıl 2 milyon fazla işçi meslek hastalığı ve iş kazaları sonucu hayatını kaybediyor. Ülkemizde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre; 2016 yılında 1970 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2017 yılının ilk 3 ayında ölen işçi sayısı en az 441 ulaştı. 2002-2016 yılları arasında en az 20 bin işçi hayatını kaybetti" denildi.

'İŞ CİNAYETLERİNİN SORUMLULARI CEZA ALMIYOR'

"İşverenlerin doymak bilmeyen kar hırsı, artan üretim baskısı, esnekleşen ve kuralsız hale gelen çalışma koşulları iş kazalarını ve işçi ölümlerini arttırıyor" denilen açıklamanın devamında şöyle denildi: "Biliyoruz ki, taşeron çalışma, kiralık işçilik gibi çalışma biçimlerinin yaygınlaşması alınmayan güvenlik ve sağlık önlemleri demektir. Esnekleşen çalışma koşullarıyla birlikte uzayan çalışma saatleri iş kazalarına, iş cinayetlerinin kaçınılmaz hale gelmesi demektir. Meslek hastalıkları konusunda ülkemiz sınıfta kalmış durumda. Takipsizlik ve ilgisizlik ve tespit sürecindeki zorluklar yüzünden binlerce işçi meslek hastalıklarına yakalanmasına rağmen kayıtlara geçmiyor. Son yıllarda artan kitlesel iş cinayetleri ile birlikte ülkemiz işçi mezarlığına dönüşmüş durumda. Davutpaşa, Soma, Ermenek ve Torunlar katliamları toplum vicdanında ve hafızasında kapatılmayacak yaralar açtı. İş cinayetlerinin gerçek sorumluları hak ettikleri cezaları ya almıyor ya da komik cezalarla aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya devam ediyorlar.”

İşçi ölümlerinden kamuoyunun sorumluluğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Devlet denetlemediği ve gerçek sorumluları cezalandırmadığı, 'fıtrat' söyleminin arkasına sığındığı için, işverenler kar hırsıyla, işçi ölümlerine davetiye çıkardıkları için, toplumun bireyleri işçi ölümlerine sessiz kaldığı için ve nihayetinde siyasi iktidara ve sermayeye sırtını yaslanmış yandaş sendikalar da işçi ölümlerini görmezden geldikleri için sorumlular."

TBMM ve Çalışma Bakanlığına yapılan çağrı ile son verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bir 28 Nisan gününde daha, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çağrımızı tekrarlıyoruz. 28 Nisan İş Cinayetlerinde Kaybettiğimiz İşçileri Anma ve Yas Günü olarak ilan edilmelidir.

İş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının önlenmesi için;

* Sendikal örgütlenmenin ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. İSİG alanının işçi sınıfının temel mücadele alanlarından biri olarak ele alınmalıdır.

* Kiralık işçilik, taşeron ve diğer güvencesiz çalışma biçimlerinin ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır işler için mücadelenin zemini güçlendirilmelidir.

* İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanının piyasanın kar döngüsünün bir parçası yapılmasına karşı denetimler açısından özerk ve demokratik bir yapının sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversiteler ile oluşturulması sağlanmalıdır.

* Sağlık ve güvenlik alanına yönelik cezaların caydırıcı nitelikte olmalıdır.

* İş kazaları ve meslek hastalıkları kayıtdışı ile mücadelenin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmalıdır.

* Meslek hastalıklarının tespitine yönelik prosedür sadeleşmesi ve kısaltılması hedeflenmelidir."