DÜZCE - KHK ile ihraç edildikten sonra 30 Ocak'tan bu yana Düzce kent merkezinde oturma eylemi yapan Mimar Alev Şahin, direnmenin zorunluluk olduğunu belirterek, işini geri alana kadar mücadele edeceğini söyledi.
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile mimar olarak çalıştığı Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden 6 Ocak günü ihraç edilen Mimar Alev Şahin, 30 Ocak'ta "İşimi, ekmeğimi geri istiyorum" diyerek kent merkezinde oturma eylemi başlattı. Şahin hafta içi 13.00 ila 18.00 saatleri arası kent merkezinde bulunan Spor Sokağı girişinde oturma eylemi yapıyor. Her hafta sonu da 74 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek için Ankara'ya gidiyor. Aynı zamanda imza kampanyası da yürüten ve direnişi 81'inci gününe giren Şahin, işini geri alana kadar eylemine devam edeceğini söyledi.
'HAKTAN YANA OLMANIN CEZASI'
Haklı olduğu ve hakkını aramak için sokağa çıktığını belirten Şahin, yaşadığı süreci “Altı yıldır Düzce Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nde mimar olarak çalışıyordum. Çalıştığım süre boyunca haktan, haklıdan yana olmanın bedellerini ödemekle karşılaşıyordum. İlk aday memuru olduğum sürelerde görev yaptığım illerde, ödemelerden daha fazla isteyen müteahhitlerin beni milletvekillerine şikayetiyle karşılaştım. Yılmadım ve istedikleri parayı da ödemedim. Çünkü istedikleri para şantiyeye getirdikleri malzemenin fiyatı değildi. İstedikleri parayı vermem doğru değildi, emekten, haktan yana bir şey değildi. Müteahhit ne yaptı ise, ne üretti ise onun parasını ödediğim için şikayet edildim. Kısacası yoksulun vergileri ile kazanılmış bir parayı zengine peşkeş çekmemem, karşıma bir görevden alınma olarak gelecekti. Ama ilgili kurum amirinin olayın önüne geçmesi ile iş kaybım olmadı. Ancak adaylığım biter bitmez başka işlerde görevlendirildim. Çalıştığım süre boyunca müteahhitlere en çok ceza kesen mimar oldum. Bununla övünmüyorum, ben sadece bana verilen kısıtlı bir yetki ile deprem görmüş bir halkın acılarına sırtımı dönmemiş oldum” şeklinde ifade ederek çalıştığı süre boyunca sürekli mobbinge uğradığını belirtti.
'BEDELİ NE OLURSA OLSUN DİRENECEĞİZ'
Çalıştığı dönemlerde haksızlığa karşı durduğu için görev alanının dışında işlerle cezalandırıldığını fakat bunlara da boyun eğmediğini vurgulayan Şahin, “Birçok kere mobbinge uğradım, oturduğum masaya kadar karışılmaya başlandı. Haksızlığa boyun eğmemem önce yetkilerimin alınmasına, sonra da işimden olmama neden oldu. Hiçbir örgütle bağımı bulamayanlar birden bire beni bir örgütle bağdaştırdı ve işimden attı. Bu bir baskı politikasıdır. 30 Ocak’tan bu yana oturmam benim suçsuzluğumun bir kanıtıdır. Benim suçumun ne olduğunu bulamayanlar için buradan her gün suçlarımı söylüyorum. İşimi alana kadar da burada oturacağım. Bizler, direnenler işimizi alıncaya kadar, bedeli ne olursa olsun direnmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
'HİÇBİR ŞEY VİCDANIMI KİRLETEMEZ'
Şahin, yaşamı boyunca dünyanın herhangi bir yerinde haksızlığa uğramış herkesin yanından direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğini belirtti. Vicdanı ile doğrunun yanında durduğunu söyleyen Şahin, “Hiçbir zaman bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyecek bir vicdana sahip olmadım. Hiçbir şey vicdanımı kirletemez. Haklı, doğru ve vicdanlı olandan vazgeçmedim” dedi.
'İKTİDAR KORKU POLİTİKASI İLE BASKI UYGULUYOR'
İktidarın OHAL'i kullanarak halkı sınadığını dile getiren Şahin, “İktidar, kendinden olmayanlar ve taraf olmayanları bertaraf etme gibi bir politika ile kimisini tutuklayarak, kimisini göz altına alarak, kimisini de açlık ve yoksullukla teslim alma politikası sürdürüyor. Böylesi bir süreçte gerçekten halk sevgisi olanlar ve çıkarsız sevgi besleyenler kendi uğradıkları haksızlıklar üzerinden ülkede yaratılmak istenen korku ve baskı politikasına karşı direnmeye başladı” şeklinde konuştu.
'DİRENMEK TERCİH DEĞİL ZORUNLULUKTUR'
İhraç edildiği haberini aldığında artık kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını söyleyen Şahin, “Derler ya 'zincirlerimden başka kaybedecek bir şeyim yok' diye benim artık kaybedecek bir zincirim de yoktu. İşimden ekmeğimden ve daha da önemlisi onurumdan edilmiş durumdaydım, buna karşı sessiz kalmam mümkün değildi. Haksızlığa uğramış pek çok insanın ekmek mücadelesini verirken, şimdi kendi ekmeğimin mücadelesini veriyorum. Direnmeyi bizler tercih etmiyoruz, bu dayatılan bir şey” dedi. Şahin, “Adalet yolu da kapatılmış durumda, talimat gibi bir karar çıktı ve komisyonlar kuruldu, ihraçlara müjde diye haber verildi; ama bu bir aldatmaca ve oyalamaca. Binlerce atanmış hakim ve savcının veremediği kararı iktidarın seçmiş olduğu kişilerin iki dudağının arasına bırakılmış olması adaletin olmadığını, beklentinin bir hayal olduğunun göstergesidir” dedi.
Elif Çetiner - dihaber