Eğitim Sen: AKP eğitime 'sivil darbe' yaptı

MERSİN / İZMİR - 2016-2017 eğitim ve öğretim yılsonu değerlendirmesi yapan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, 39 bin 640 öğretmenin işinden olduğunu belirterek, AKP hükümetinin eğitim-öğretime “sivil darbe” yaptığını söyledi. İzmir'de de Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, "İstediğimiz öngördüğümüz bir eğitimi ve yaşamı hep beraber oluşturacağız" dedi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesi, 2016-2017 yıllarında eğitim ve öğretim yılsonu değerlendirmesine ve Mersin yerelinde yaşanan sorunlara ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi.

Açıklama yapan Mersin Eğitim Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, 2016-2017 yılının eğitim ve öğretime yapılan saldırılar ile geçtiğini söyledi. Muşlu, çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile birçok öğretmenin mesleklerinden ihraç edilerek işlerinden ve geleceklerinden mahrum bırakıldığını belirtti.

'EĞİTİMDE SİVİL DARBE UYGULANDI'

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle başlatılan hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, soruşturma ve sürgünler ile adeta eğitim ve öğretimde de “sivil darbe” yaşandığını dile getiren Muşlu, “ Eğitim politikalarından sendikal faaliyetlerimize, özlük ve mesleki sorunlarımızdan iş güvencemize kadar geniş bir alanda ciddi tahribatlar yaşanmıştır. 39 bin 640 öğretmen hukuksuz ve keyfi bir şekilde ihraç edildi ya da açığa alındı. İhraç ve açığa almalar ile 1,5 milyonu aşkın öğrenci öğretmensiz bırakıldı. Hiçbir yargılama yapılmadan kendini savunma hakkı bile elinden alınan öğretmenin işinden ve ekmeğinden olması kabul edilemez” dedi. Sendikalarının da yaşanan “sivil darbe”den ciddi bir şekilde etkilendiğini söyleyen Muşlu, sendikalarının yargısız infaz ile mağdur edildiğini ifade etti.

'EĞİTİMDE EN ÇOK ÇOCUKLAR ETKİLENDİ'

Türkiye’de eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaların ısrarla sürdüğünü dile getiren Muşlu, “Eğitim hakkı ve eğitime erişim açısından MEB’in benimsediği piyasacı ve rekabetçi eğitim politikaları, devlet okullarındaki eğitimin niteliğinde yaşanan olumsuzlukları arttırırken iktidar desteği ve teşvikiyle eğitimde yaşanan ticarileştirme uygulamaları tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır” dedi. 2016-2017 yılı eğitim ve öğretim döneminden en çok öğrencilerin etkilendiğini belirten Muşlu, en büyük travmayı çocukların yaşadığını söyledi. Muşlu “ Çocuklarımız eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamış, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler yapılmış, çocuk işçiler sorunları büyümüş, okullarda yurtlarda ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismarları artmıştır” ifadelerini kullandı.

MEB’in eğitim alanında yapısal sorunları çözme gibi bir derdinin olmadığını dile getiren Muşlu, AKP iktidarının ve MEB’in eğitimde yaşanan çöküş ve nitelik bozulması ile belirginleşen mevcut karanlık tablonun öncelikli sorumlusu olduğunu ifade etti.

Muşlu son olarak, AKP hükümeti öncesi ve sonrasında eğitim alanında yaşanan olumsuzlukların olduğu raporu kamuoyuna sunarak açıklamayı bitirdi.

EĞİTİM HAKKI MECLİSİ: EĞİTİM YAPBOZA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

İzmir'de de Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, kentte bulunan okullarda yaptığı araştırmanın yılsonu raporunu açıkladı. 2016-2017 eğitim öğretim yılının bugün bitmesi nedeniyle İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim Hakkı Meclisi, "AKP'nin eğitimi sınıfta kaldı. Parasız, bilimsel, nitelikli, laik, demokratik bir eğitim sistemi istiyoruz, kuracağız" pankartı açtı.

"AKP eğitime zararlıdır" ve "Gerici eğitimi durduracağız" dövizi taşınan açıklamayı Uğur Göçmüş yaptı. AKP iktidarı boyunca eğitimin ileriye taşınması yerine geriye gittiğini ifade eden Göçmüş, düzenledikleri anketlerin sonuçlarına göre, okulların fiziki ve psikolojik alt yapısının yetersiz olduğunu belirtti.
Eğitimin yapboza dönüştürüldüğünü belirten Göçmüş, "AKP iktidarı döneminde yapboz haline getirilen eğitimin ve kindar bir nesil yetiştirme amaçlarının sonuçları olarak bunları görüyoruz" dedi.

‘BU EĞİTİM SİSTEMİNİ KABULLLENMEK ZORUNDA DEĞİLİZ’

Yayınlanan KHK'ler kapsamında on binlerce eğitim emekçisinin işinden edildiğini hatırlatan Göçmüş, şöyle dedi: "Birçoğu demokratik, bilimsel bir eğitim ve ülke isteyen bu öğretmenler bugün işsizliğe mahkum edildi. Buna tepki gösteren ve açlık grevine giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ise tutuklandı ve bugün ölümlerine göz yumulmakta."

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Ensar Vakfı gibi çocuk istismarı ile gündeme gelen vakıfları desteklediğini vurgulayan Göçmüş, “Aladağ'da olduğu gibi ilçe milli eğitim müdürleri tarikat yurtlarını tavsiye edip öğrencilerin ölümüne yol açıyor. Referandum sürecinde okullarda 'Evet' propagandası yapılıyorsa bugün yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da gericiliğe karşı mücadele kaçınılmazdır. Sonuç olarak eğitim sisteminde, okullarda, yaşamımızda ortaya çıkan tablonun hiç de iyi olmadığını görüyoruz. Ancak bu eğitim sistemini kabullenmek zorunda değiliz. Eğitim hakkı savunucuları, veliler, öğretmenler ve öğrenciler olarak parasız, demokratik bilimsel ve laik bir eğitim sistemini yaratmak zorundayız. İstediğimiz öngördüğümüz bir eğitimi ve yaşamı hep beraber oluşturacağız" dedi.

Açıklama alkışlarla son buldu.