ADANA - Adana’da dev balyozlarla kırım işlemi yaparak evini geçindiren Mehmet Gölge, "Çoluk çocuğumuzun çorbası kaynasın diye bu işe dayanmak zorundayız" dedi.
Adana’da hava sıcaklığı 45-50 dereceyi buluyor. Buna bir de aşırı nem eklenince gölgede bile beklemek güçleşiyor. Ancak buna rağmen güneşin altında güce dayanan işlerde çalışmak zorunda olanlar var. Bu sıcaklıklarda döküm kırım işinde çalışan emekçiler, hurdacılardan toplanan boru, klima petekleri, araba parçaları ve benzeri daha birçok ürünü balyozlarla güneşin altında kırıyor.
‘SU BOŞALIRCASINA TERLİYORUM'
Güneşin altında yürümenin bile neredeyse olanaksız olduğu anlarda ellerine balyozlarını alan işçilerden Mehmet Gölge, evine ekmek götürmek için dökümden yapılmış metal ürünleri parçalara ayırdığını belirtti. Balyozu her kaldırıp indirdiğinde güneşin de etkisiyle yüzünden boşalırcasına ter aktığını ifade eden Gölge, "Çocuklarıma bakmakla yükümlüyüm o yüzden çalışmak zorundayım. Sık sık su içerek kaybettiğim sıvıyı karşılamaya çalışıyorum” dedi.
Günde 3 ton ila 10 ton arasında malzeme kırdıklarını ifade eden Gölge, bütün zorluğuna rağmen ekmek parası kazandığı için şükrettiğini kaydetti. Kırdığı maddelerin pik döküm olarak adlandırıldığını söyleyen Gölge, geri dönüşüme katkı sağladıklarını anlattı.
'EVE GİTTİĞİMİZDE BAYGIN DÜŞÜYORUZ'
Hurdacılardan aldıkları döküm malzemelerini alıp kırdıklarını dile getiren Gölge, “Biz kabalacıyız. Bunlar pik dökümden yapılan maddeler. Bunları kırıyoruz. İşimizin saati yok ne zaman biterse o zaman evimize gidiyoruz. Bizim işimiz kabala iş. Bazen geceyi de buluyor. Sıcak altında kırım yapıyoruz. İşimiz çok zor. Eve gittiğimizde baygın düşüyoruz yorgunluktan. Ama işimiz bu ne yapalım başka alternatifimiz yok” diye konuştu.
Balyozla kırım işlemi haricinde döküm dökme işi de yaptığını kaydeden Gölge, döküm sırasında madenin erimesi için bin 300 ile bin 400 santigrat derecede eridiğini ve bu sıcaklıklarda da çalışmak zorunda olduklarını kaydetti. Gölge, işe ilk başladığı dönemlerde çok zorlandığını ancak alıştığını söyledi. Güvencesiz bir şekilde çalıştığını da sözlerine ekleyen Gölge, "Çoluk çocuğumuzun çorbası kaynasın diye bu işe dayanmak zorundayız" dedi.