Buldan el dokuması yok oluyor!

DENİZLİ - Buldan ilçesinde zamana meydan okuyan dokuma tezgahları, bir bir tükeniyor. Dokuma ustalarından İsmet Boyacı, dokuma tezgahlarının bulunduğu odaların şimdilerde kiler ve depo olarak kullanıldığını belirterek, teknolojinin baba mesleğini öldürdüğünü söyledi.

Denizli'nin Buldan ilçesinde Romalılar döneminde kurulan Tripolis antik kent dokumacılığı ile ilişkilendirilen ve geçmişi M.Ö. 2. yüzyıla dayanan el dokuma tezgahları sanayinin gelişmesiyle yok olma tehlikesiyle karşı kaşıya. Pamuk, kenevir, yün ve ipek böceği gibi dokuma hammaddelerinin bulunduğu bir bölgenin ortasında yer alan Buldan'da, endüstrileşme süreci 1990'lı yıllarda bin metre ham bez üretimi ile başladı. İlerleyen yıllarda fabrika sayılarının artması ile birlikte el dokumacılığının yok olma riski gün be gün arttı. Bu gün 3 bin motorlu tezgaha karşı sadece 10 el dokuma tezgahının kalması, beklenen bu riski gözler önüne seriyor.

Dokumacı İsmet Boyacı (75), 14 yaşından beri Buldan merkeze bağlı Düzalan Mahallesi'nde babasından devraldığı el dokumasını 61 yıldır devam ettiriyor. Öyleki Boyacı için el dokuma tezgahı bir meslek değil, bir sevda haline dönüşmüş durumda.

‘TEKNOLOJİ EL DOKUMA TEZGAHLARINI ÖLDÜRDÜ’

Şuan baba mirası tarihi Buldan Evleri'nin bir odasında yer alan el dokuma tezgahında ipekten şal dokuyan Boyacı, geçmişte Buldan sokaklarında el dokuma tezgahlarından yükselen seslerin verdiği huzura değindi. Geçmişte el dokuma tezgahlarının bulunduğu odaların şuan kiler ve depo olarak kullanıldığını aktaran Boyacı, buğulanan gözleriyle baba mirası el dokuma tezgahına bakarak, “Teknoloji el dokuma tezgahlarını öldürdü” dedi.

‘GENÇLER EL DOKUMASINA KARŞI İLGİSİZ’

Geçmiş yıllara oranla şimdi el dokuma tezgahlarında çalışan ustaların bir elin parmaklarını geçmediğini aktaran Boyacı, “Geçmişte bütün evlerde el dokuma tezgahları vardı. Sadece bizim evde 5 tane vardı. El dokumasına öyle bağlıydıkki yazları tezgahlarımızı bağlara götürüp oralarda bile çalışıyorduk” diye belirtti. Gençlerin el dokumasına karşı olan ilgisizliğinden dolayı yaşadığı üzüntüyü dile getiren Boyacı, “Gençler masa başı memur olma peşinde” şeklinde sitem etti.

‘BİR AİLE ARTIK ZOR GEÇİNİR’

Geçmişte el dokuma tezgahlarından para kazandıklarını vurgulayan Boyacı, şöyle devam etti: “O zaman paranın da bir değeri vardı. El dokuma tezgahlarından gelen gelir ile 6 ağabeyim evlendi. Şimdi devamlı el dokuma tezgahlarında çalışsanız bile bir aile zor geçinir. İmkanı yok, hele bir de kaldıkları ev kira ise hiç geçinemezler. Şuan sadece var olan aile bütçesine katkı olabilir ama işlediğimiz ürünleri satsak bile para veren olmuyor.”

‘DOKUMA TEZGAHLARINDA VAKİT GEÇİRİYORUM’

Emekli olduğunu ve vakit geçirmek için el dokuması yaptığını kaydeden Boyacı,
"Kahveye gitsem ya kimse olmuyor yada vakit geçmiyor. Geçmişte 8 tane peştamalı bir günde işlerdim. Yarısı masrafım olurdu, yarısı da karım. Şuan günde 2 şal dokuyorum oda 6 TL’den 12 TL yapıyor. Bizden alanlar ise 25 TL karşılığında satıyor. 20 tane satsam alıcıdan para istemeye gitsem bana sadece harçlık verir. Yani ancak soğan parası alabilirsin. Oda işlediğin işi yerine getirmez” şeklinde konuştu.


Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen babasından miras kalan el dokuma tezgahlarında çalışmayı sürdürdüğü yaşadığı mutluluğu dile getiren Boyacı, son olarak şunu söyledi: “Geçmişten bu güne el dokuma tezgahlarında yorulmadım. El dokuma tezgahlarında dokuma yaparken, ayak tırnaklarımıza kadar terliyoruz. Bu kadar sağlıklı olmamızda bu el dokuma tezgahlarında gizlidir.”