Lezzeti sokaklara zahmeti kadınlara!

İSTANBUL- Tarlabaşı'nda kadınların evlerinin bodrum katında binbir zorlukla hazır hale getirdiği sokak lezzetlerinden midye, eşleri ya da çocukları aracılığı ile satışa sunuluyor.

Ekonomik sıkıntılardan dolayı topraklarını terk edip İstanbul'a yerleşmek zorunda kalan yurttaşlar geçimlerini çeşitli işlerle sağlıyor. Kimi tekstil sektöründe gece gündüz demeden çalışırken, kimi kağıt toplayıcılığı yapıyor, kimi de midye satıyor. İstanbul'un kalabalık meydan ya da noktalarında satıcıların önlerinde kurdukları tezgah ile rastladığımız midyenin yapılmasında ise kadının emeği büyük rol oynuyor.

İstanbul'un Beyoğlu ilçesi Tarlabaşı Mahallesi, tam da midye yapan kadınları ile ünlü bir yer olarak karşımıza çıkıyor. Evlerinin bodrum katlarında binbir zorlukla midye yaparak ev ekonomisine katkıda bulunan kadınlar, soğuk havaya aldırmadan çalışıyor. Günün belli bir saatinde toplaşan kadınlar, bir yandan midye yaparken bir yandan da birbirleriyle konuşarak dertleşiyor.

Kokusunu burnumuzda hissettiğimiz midyenin nasıl yapıldığını öğrenmek için kokunun geldiği tarafa doğru ilerlerken önlerinde kazanlarla oturmuş midye yapan kadınları görüyoruz. Gazeteci olduğumuzu gören kadınlar biraz tereddütle yaklaşsa da midyenin nasıl yapıldığını görmek için yanlarına oturuyoruz.

Midyenin iç harcını hazırlayan kadınlar, daha sonra midyeleri iyice yıkadıktan sonra, içini doldurup önlerine kurdukları kazanlarda kaynatıyor. Kadınlar, kilolarca midyeyi hazır hale getirdikten sonra da eşleri ya da çocukları aracılığı ile satışa sunuyor.

Günlerinin çoğu saatini soğuk bodrumlarda midye yaparak geçiren kadınların şikayeti ise ortak. Belediye zabıtalarının midye satmalarını engellediğini ve bu durumdan hayli rahatsız olduklarını dile getiren kadınlar, zabıtaların kendilerini rahat bırakmasını istedi.

12 KİŞİLİK AİLEYİ MİDYE YAPARAK GEÇİNDİRİYOR

Midye yaparak 12 kişilik ailesine bakan Fatma Açay (57) eşinin hastalığından dolayı kendisinin tek başına eve bakmak zorunda olduğunu söyledi. Açay, "İşim olduğu gün çalılşıyorum, olmadığı gün çalışamıyorum aç kalıyoruz. Günde 3 saatten fazla bu soğukta çalışıyorum. Bu çalışmam bizim geçimimizi sağlıyor" dedi. Belediyenin kendilerine izin vermediğini söyleyen Açay, " Zabıta satıcılarımıza sorun çıkarıyor. Geçimimizi midye satarak yapmaya çalışıyoruz, zabıta izin vermiyor. Gelip çocukların tezgahını dağıtıyor. Direnen olursa dövüyor. Mideyeleri yere atıyor. Çocuklarımızın satış yapmasına izin vermiyorlar. Dün birini dövmüştüler, dişini kırmıştılar. Bu işi tek yapabiliyoruz. Buna da engel oluyorlar. Çocuklarım küçük olduğu için çalışamıyor. 4 çocuğum da okul okuyor. Midye satarak günlük geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.

'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN İZİN VERİLMİYOR'

23 yıldır midye işi yapan Bürüce Çicek de (40) çocuklarının satış yapmasına izin vermeyen zabıtalara bir hayli kızgın. Belediye çalışanlarının çocuklarına Kürt oldukları için izin vermediğini düşünen Çiçek, " Zabıtalar, çocuklarımıza, 'Buradan gidin memleketinizde iş yapın' diyor. Memleketimizde de iş yok, memleketimizde geçinebilseydik buralara gelmezdik. Bizim çocuklarımız bu söylemler üzerine üzülüyor. Ne yapsın çocuklarımız akşama kadar ayakta midye satmaya çalışıyor. Çocuklarım da kendi çocukları için birşey yapmaya çalışıyor" dedi.

'BİZE BURADA DA RAHAT YOK'

"Bizden ne istiyorlar" diye sitem eden Çiçek, yaşadıklarını şöyle özetledi: "Bunlardan kaçıp buralara geldik, ama bizi burada da rahat bırakmıyorlar. Zaten kiramızı, elektiriğimizi, suyumuzun faturasını veriyoruz. 25 yıldır bu eski evlerde güzel birgün görmeden yaşıyoruz. 2 kızım 1 oğlum var, oğlum 2 aydır askere gitmiş. Eşim de evde oturuyor, midye olduğu gün çalışıyor, olmadığı gün evde yatıyor. Ben yapıyorum eşim satıyor. Önceden idare edebiliyorduk şimdi hiç bir kârımız yok. Şimdi herşey pahalanmış. Elimizden geleni yapacağız. Yeter ki çocuklarımıza karışmasınlar."

'TEPSİLERİMİZİ DÖKÜYORLAR'

Midye işinin kolay olmadığını çalışan çocukların hayatlarının tehlikede olduğunu söyleyen Xezal Adın (60), "Geçtiğimiz günler de oğlumun bir arkadaşı suya düşerek hayatını kaybetti. Belediye izin vermiyor. Polis gelip müdahale ediyor, tepsilerimizi döküyor. Ne bırakıyorlar iş yapalım ne bize iş veriyorlar. 25 yıldır midye işi yapıyorum. Önceden izin veriliyordu şimdi bırakmıyorlar. 3 oğlum, 6 kızım var. oğullarım evli kızlarım benimle birlikte çalışıyor. Bİz bu kadar zahmetle yapıyoruz. Zabıta gelip alıyor zabıtanın almadığı gün polis alıyor, midyeleri döküp eziyor, tepsilerimizi alıyor. Mardin' den buraya iş için geldik, burada belediye bırakmıyor. Memleketimiz çok güzeldi, iş sıkıntısından buralar geldik" dedi.

'BELEDİYE DE BASKI YAPIYOR'

Eşi Marufe Ecevit ile birlikte 10 yıldır midye işi yapan Habib Ecevit (45) ilk İstanbul'a geldiğinde aylık işlerde çalıştığını ama aylık paranın yetmediğini ifade ederek şunları söyledi: "Çocuklarım küçüktü, geçimimiz sağlayamıyordum. Burada aylık işlerde çalıştım olmuyordu yapamıyordum günlük para gerekiyordu , bende midye işine başladım. Adana da inşaat işi yapıyordum zor olduğu için bırakıp İstabul'a geldim. 1985 yılında İzmir'de bu işi yapmıştım 3-4 ay yaptım bu işi bildiğim için gelip İstanbul'da başladıım. İyi kötü bu işi yapıyoruz geçinmeye çalışıyoruz."

'MİDYE MALZEMELERİ DE PAHALANDI'

Midye satmanın zahmetli olduğunu belediyenin çok zorluk çıkardığını aktaran Ecevit, " Eskiden günlüğümüz 100 lira şimdi ise 50 lira kazanmak bile zor. Midye malzemesi de pahalanmış. Midye satışları da düşmüş. 12 çocuğum var biri ofis kiralama şirketin de çalışıyor, başka çalışan çocuğum yok. Seyyar midye işinin Kürtlerin yaptıklarını biliyorlar, bundan dolayı bize zorluklar çıkarıyor. Benim 4 çocuğum okul okuyor çok zor geçiniyorum. Okuyan çocuklarım bazen harçlık için çalışıyorlar. Öyle olmasa olmuyor hayat çok zor. Önceden işler iyiydi şimdi işler yok" diye konuştu.