2016’da rekor iş cinayeti: Bin 970 işçi yaşamını yitirdi

İSTANBUL - İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 2016 yılı iş cinayetleri raporunu açıkladı. 2016’da bin 970 işçinin iş cinayetinde yaşamını yitirdiğini kaydeden meclis, işçilerin çalışma koşullarının gittikçe ağırlaştığını belirtti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), yayımladığı raporla 2016 yılında bin 970 işçinin iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdiğini duyurdu. Raporda, "2016 yılında bin 970 işçi çalışırken yaşamını yitirdi ve Türkiye tarihinde en çok işçi ölümü geçen yıl gerçekleşmiş oldu" denildi.

Yaşamını yitirenlerin bin 682’si işçi ve memur, 288’i ise çiftçi ve esnaf olduğuna yer verilen raporda, "Yine en güvencesiz işçi bileşenleri olarak 56 çocuk, 110 kadın ve 96 göçmen işçinin can verdiğini görüyoruz. Ölümlerin en çok gerçekleştiği işkolları da sendikalaşmanın en az olduğu, güvencesizliğin hakim olduğu işkolları: 442 inşaat, 389 tarım, 265 taşımacılık, 124 ticaret/büro, 109 belediye, 96 metal ve 73 maden işçisi aramızdan ayrıldı" denildi.

"Şirvan’da maden işçileri, Alaşehir’de üzüm işçileri, Bor’da tekstil işçileri ve Elazığ’da sera işçileri toplu işçi katliamlarında kaybettiklerimiz" denilen raporda, "Yine dikkat çeken bir husus OHAL sorası iş cinayetlerindeki artış. Zaten kötü olan çalışma koşulları daha da kötüleşti. OHAL ilanı ile beraber iş cinayetleri yüzde 9 artış gösterdi" ifadesi kullanıldı.

‘İŞÇİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI AĞIRLAŞIYOR’

İşçilerin, çalışma koşullarının giderek ağırlaştığı ama buna karşı işlerini kaybetmemek için ses çıkarmadıkları vurgulanan raporda, "Türkiye’deki rejim tartışmalarını ve referandum sürecini de bu noktada anlamlandırmalıyız. Ağırlaşan ekonomik ve sosyal sorunların, iç-dış politikada atılan yanlış adımların faturası emekçilere çıkarılacak ve emekçilerin olası tepkilerini önlemek için yönetim erki giderek merkezileştirilmeye çalışılacak" denildi.

81 İLDE BİN 970 İŞ CİNAYETİ

Raporda geçen 2016 yılında 81 kentte yaşanan iş cinayetleri rakamları şöyle: "262 ölüm İstanbul’da, 89 ölüm Kocaeli’nde, 81 ölüm Bursa’da, 74 ölüm İzmir’de, 72 ölüm Ankara’da, 70 ölüm Antalya’da, 61 ölüm Konya’da, 56 ölüm Manisa’da, 52 ölüm Aydın’da, 49 ölüm Adana’da, 45 ölüm Denizli’de, 43’er ölüm Mersin, Samsun ve Tekirdağ’da, 39 ölüm Sakarya’da, 37’şer ölüm Kayseri ve Muğla’da, 35 ölüm Gaziantep’te, 27 ölüm Balıkesir’de, 26 ölüm Elazığ’da, 22’şer ölüm Çorum ve Şanlıurfa’da, 21’er ölüm Eskişehir ve Malatya’da, 20’şer ölüm Diyarbakır, Erzurum, Zonguldak ve Yurtdışında, 19’ar ölüm Kastamonu, Mardin ve Siirt’te, 18 ölüm Ordu’da, 17’şer ölüm Düzce, Edirne, Niğde ve Sivas’ta, 16’şar ölüm Bolu, Burdur, Hatay, Kahramanmaraş ve Karabük’te, 15’er ölüm Çanakkale ve Isparta’da, 14 ölüm Afyon’da, 13’er ölüm Aksaray, Giresun ve Osmaniye’de, 12 ölüm Tokat’ta, 11’er ölüm Adıyaman, Ağrı, Erzincan, Karaman ve Trabzon’da, 10’ar ölüm Batman, Bilecik, Bingöl, Hakkari, Kütahya ve Sinop’ta, 9’ar ölüm Bartın, Kırşehir ve Kilis’de, 8’er ölüm Kırklareli ve Rize, 7’şer ölüm Bitlis, Nevşehir, Van ve Yalova’da, 6’şar ölüm Artvin, Kars, Tunceli, Uşak ve Yozgat’ta, 5’er ölüm Amasya, Gümüşhane ve Şırnak’ta, 4 ölüm Çankırı’da, 3’er ölüm Kırıkkale ve Muş, 2 ölüm Bayburt’ta, 1’er ölüm Iğdır ve Ardahan."

Raporun devamında şu ifadelere yer verildi:

"2017 yılında adımlarımızı çoğaltmalı ve Türkiye’nin bütün şehirlerinde iş cinayetlerini daha fazla duyurmaya, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasına dönük mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz... Bu noktada:

* İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ancak ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor.

* Sendikal örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar sona ermelidir!

* İşyerlerinin çoğunda işçi sağlığı ve güvenliği kurulları bulunmuyor. Olanlarda bu kurullar toplanmayabiliyor. Kurullarda işçi temsilcileri ses çıkaramıyor. İşçilerin hakkını savunan temsilciler işten atılıyor.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurulları her işyerinde bulunmalı, işler hale getirilmeli, kurulların en az yarısı işçi temsilcilerinden oluşmalı ve işçi temsilcilerinin işten atılmaları yasaklanmalıdır!

* İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor.

* Taşeronlaştırma ve kiralık işçiliğe son. Güvenceli çalışmak istiyoruz!

* İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise örneğin Soma davasında olduğu gibi “ben yapmadım fetö yaptı” diyerek adeta işçilerle dalga geçiyor. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, falileri “24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor”.

* İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalı ve hesap vermelidir!

Bu talepler işçi sağlığı ve iş güvenliğinin en temel haklarıdır. Bizlere düşen görev Türkiye’nin 81 şehrinde taleplerimizin hayata geçirilmesi için bir hareket oluşturma ısrarıdır..."