Ankara’ya ‘rotayı değiştir’ çağrısı

BRÜKSEL - Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğündeki kötü gidişi “alarm verici” boyutta olduğunu belirterek, Ankara’ya “rotayı değiştir” çağrısında bulundu.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, "Türkiye'de İfade ve Medya Özgürlüğü" başlıklı memorandumu açıkladı. Muiznieks, durumun 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması nedeniyle daha da vahimleştiğini, OHAL devam ettiği sürece ifade ve medya özgürlükleri ve akademik özgürlüğün önündeki engellerin kaldırılamayacağını belirtti.

MEŞRU GÖRÜLMEZ

Türkiye’nin coğrafik ve darbe girişimi durumunu “zor bir dönemden geçtiği” notunu düşen Nils Muiznieks, ancak tüm bunların ifade ve medya özgürlüğüne yönelik ihlalleri “meşru kılamayacağı” görüşünü dile getirildi.

DEMOKRASİ TEHDİT ALTINDA

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğü konusundaki bir önceki değerlendirmesi 2011 yılında yayımlanmıştı. Bugün yayımlanan belgede durumun 2011’e oranla “ciddi biçimde kötüleştiği” ve “Türk demokrasisi için varlıksal bir tehdit haline geldiği” ifade edildi.

‘SİYASİ İRADE YOK’

İfade ve medya özgürlüğünde iyileşmenin önündeki başlıca engelin “siyasi irade eksikliği” olduğunu vurgulayan Muiznieks, gelinen durumu “bilinçlice alınmış kararlar” olarak kaydetti.

TCK VE TMK DEĞİŞMELİ

İfade ve medya özgürlüğü ihlalleri önündeki en önemli engellerin Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki bazı maddeler olduğuna dikkat çeken Muiznieks, bu maddelerin Venedik Komisyonu tavsiyeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı temelinde değiştirilmesi çağrısında bulundu.

TÜRKİYE’Yİ TEHLİKELİ YOLA SÜRÜKLÜYOR

Türkiye’de “terör propagandası” ve “terör örgütüne destek” kavramlarının “çok geniş” yorumlandığını not eden Nils Muiznieks, ifade özgürlüğünün uluslararası insan hakları normları ihlal edilerek kısıtlanmasının terör sorununa çözüm olmadığı, tam tersine “demokratik tartışma ortamını daraltıp ve toplumu kutuplaştırarak Türkiye’yi çok tehlikeli bir yola sürüklediği” görüşünü vurguladı.

Muiznieks, “Deneyimler nefret, şiddet ve terör örgütlerinin tam da bu gibi durumlarda yeşerdiğini defalarca göstermiştir. Temelinde ifade ve medya özgürlüğü yatan insan haklarının korunması, sosyal barış ve sağlıklı bir demokrasinin oluşturulması için mutlak ön koşuldur” ifadeleri kullanıldı.

ANKARA ROTA DEĞİŞTİRMELİ

“Terör eylemini eleştiri ve görüş ayrılığı”ndan Ankara’ya “rota değiştirme” ve “demokratik bir toplumdan beklenen hoşgörü ve sorumluluğu gösterme” çağrısında bulunan Muiznieks, ifade özgürlüğüyle ilgili sistemik sorunları çözmek için ilgili AİHM kararlarının uygulanması gerektiğini hatırlattı. Muiznieks, bunun da ancak OHAL uygulamasının kaldırılmasıyla mümkün olabileceği mesajını vererek, OHAL uygulamasının, başta medya özgürlüğü ve akademik özgürlük olmak üzere, “çok sayıda kabul edilemez ifade özgürlüğü ihlaline neden olduğuna” vurgu yaptı.

AVRUPADA ANAYASAYA ENDİŞESİ

Muiznieks’in hazırladığı belgede, referanduma gidilen anayasa değişikliği teklifine de dikkat çekilerek, Türk makamlarından bu duruma “çare bulmaları” istendi. Muiznieks, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğündeki kötüleşmenin yargının tarafsızlık ve bağımsızlığının “erozyona” uğramasıyla “el ele yürüyen bir süreç” olduğunu dile getirdi. Yargı otonomisinin anayasa değişikliğiyle yürütme ve yasamaya karşı kayda değer biçimde azaltılmak istenmesini bu bağlamda “kaygı verici” olarak değerlendirdi.

Muiznieks, Nisan ve Eylül 2016’da Türkiye’de bazı temaslarda bulunmuştu.