Yerel tohum için üç arkadaşla başladılar gönüllüler ordusuna dönüştüler 2017-04-14 09:56:35 MUĞLA - Hibrit ve ithal tohumlara karşı harekete geçen üç arkadaş, Datça’da 6 dönüm üzerinde geleneksel tohum ekimine başladı. Çok kısa zamanda küçük bir gönüllü ordusuna dönüştüklerini anlatan Zeki Karacan, amaç 50 dönüm üzerinde geleneksel tohum bankası oluşturmak olduğunu söyledi. Muğla’nın Datça ilçesinde 2015 yılında kurulan Datça Yerel Tohum’un amacı toprakta bir tohum bankası oluşturmak. 50 dönümlük arazi üzerinde üretim yapmayı hedefleyen Datça Yerel Tohum, 6 dönüm üzerinde yerel tohum üretimi yapıyor. Şu an 7 bin civarında tohum eken Datça Yerel Tohum gönüllülerin bu yıl ki hedefi ise 30 bin tohum dikmek. Datça Yerel Tohum üyeleri, sadece tohum yetiştirmeyip ormanlık alanların yok olmaması amacıyla ağaç fideleri de dikiyor. KÜÇÜK BİR GÖNÜLLÜ ORDUSU İki arkadaşıyla birlikte Datça Yerel Tohum'un öncülüğünü yapan Zeki Karacan, Adana’da geleneksel tarım yapan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiği belirterek, “Annem tarlada çapa yaparken doğurmuş beni. Annemin karnından toprağa düşmüş ve toprakla buluşmuşum” diyerek toprağa olan ilgisine dikkat çekti. 2 üniversite okuduğunu ve kendi şirketlerini kurduğunu aktaran Karacan, fırsat buldukça üniversiteden kaçarak tarlaya çapa yapmaya gittiğini söyledi. Toprağa olan bağlılığından dolayı kendine ait şirketlerine 2006 yılında kilit vuran Karacan, Datça’ya yerleşerek yerel tohumla üretim yapmaya başlar. Datça Yerel Tohumu 2 arkadaşı ile birlikte kurduğunu anlatan Karacan, “Şu an yerel tohumla beyni atan küçük bir öncü gönüllü ordumuz var. 25 aktif gönüllümüz ile şu an yola devam ediyoruz” dedi. YEREL TOHUM YAYGINLAŞTIRILIYOR Datça 12 mahalle ve köylerinde birer öncü çiftçi belirlediklerini kaydeden Karacan, ürettikleri yerel tohumlarla birlikte bu çiftçilerle atılım yapmayı planladıklarını söyledi. Datça Yerel Tohum’da Eğitim Birimi, Terzi gurubu, Stant Ekibi ve Şenlik Komitesi adı altında 4 birim oluşturduklarını belirten Karacan, şunları ifade etti: “Eğitim ekibimiz hem üreticiyi hem de tüketiciyi bilinçlendirmek ve Datça Yerel Tohum üyelerini de bir üst seviyeye taşımak amacıyla eğitim vermekte. Ev ev kapı kapı dolaşıp tüketici bilinçlendirmesi yaptığımız gibi köy köy dolaşıp nasıl bir üretim olması gerektiğini anlatıyoruz. Şenlik Komitesi de yerel tohumu daha da yaygınlaştırmak amacıyla şenliklerin düzenlenmesinde yer alıyor. Datça’da geleneksel yerel tohum festivallerinin oluşturulmasını hedefliyoruz.” KOMÜN BİR EKONOMİ Terzi ekibinin ise, kendiliğinden gönüllülük temelinde oluştuğunu vurgulayan Karacan, şunları dile getirdi: “Terzi grubu tarlada çalışmak amacıyla önlükler dikiyor. Zeytin toplamasından ürün hasadına kadar ayrı ayrı önlüklerimiz var. Naylon ve plastiği ortadan kaldırmak amacıyla bez torba, file kampanyası başlattık. Terzi gurubumuzun diktiği bez torbaları üretici ve tüketicilere dağıtım doğayı kurtarmayı amaçlıyoruz.” Stant ekibinin ise, Datça’da her Cumartesi kurulan Datça Pazarı’nda stant açtığını ifade eden Karacan, “Kendi üyelerimizin kendi elleri ile ürettikleri, doğal, kimyasal hiçbir katkının olmadığı reçellerin, turşuların, sirkelerin ve daha birçok doğal ürünün satışı yapılıyor. Stantta sattığımız ürünleri herkes kendi bahçesinde yetiştirdiği yerel ve doğal ürünlerden sağlıyor. Dağlardan topladığımız turunçlardan turunç reçeli yapıyoruz. Pazar standımızda tamamıyla komün bir ruh var. Stanttan gelen kazanç ise Datça Yerel Tohum’a bırakılıyor. Bu şekilde hem bize destek olunuyor hem de gelecekte kuracağımız kooperatifin satışında tezgaha konulacak ürünlerin çalışması yapılıyor” diye konuştu. ‘EN İYİ TOHUM BANKASI TOPRAKTIR’ Datça’da her evde kanser vakalarının artması, hastalıkların çoğalması ve zehrin hızla yayılması nedeni ile Datça Yerel Tohum adı altına bu işe el atmak istediklerine belirten Karacan, amaçlarından birinin de toprakta zehirsiz üretim olduğunu vurguladı. Asıl amaçlarının ise bir tohum bankası oluşturmak olduğunu anlatan Karacan, şunları söyledi: “Ürettiğimiz tohumu kasaya koymak değil o tohumu gelecek yıl toprakla buluşturmaktır. En iyi tohum bankası topraktır. Kooperatiflerimizi oluşturmayı hedefliyoruz. Daha sonra ilerleyen yıllarda bizim gibi olanlarla birlikte bir konfederasyon oluşturmak gibi bir hedefimiz daha var. Kendi ürettiğimiz tohumların satış ağını oluşturmak istiyoruz. Bu zaman içerisinde doğayla bir müdahalemiz olmadı. Doğaya karşı yapılan müdahaleleri durdurmaya çalışıyoruz.” 'YASAKLARA KARŞI YEREL TOHUM ÜRETECEĞİZ' Türkiye’de şuan tohumun yüzde 90’nı ithal edildiğini, hastalıkların kaynağının ise bu ithal edilen tohumlardan geldiğinin ileri süren Karacan, hibrit tohumla yapılan üretimlerin hastalığa davet çıkarttığını savundu. Hibrit tohumların aynı zamanda toprağı da kirlettiğini iddia eden Karacan, şunları belirtti: “Dışarından gelen hibrit tohum bağışıklık sistemini koruyamaz. Kimyasal zehre dur demenin yolu yerel tohumdan geçiyor. Ektiğin tohumdan yeni tohum çıkartmaz isen onu hayvancılıkla bütünleştirmez sen zaten gerçek anlamda bir üretici olamazsın. Biz tarla bekçiliği yapmak istemiyoruz. Gerçekten o döngü içerisinde bir mekanizma kurmak istiyoruz.” 16 yıldır Türkiye’de sürekli peş peşe tohumu zenginleştirmek adı altında yasalar çıkarıldığını hatırlatan Karacan, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz kesinlikle buna karşıyız. Yerel tohum kendini ekildiği yerde ıslah eder, ekildiği çevre ve hava durumuna göre genlerini yeniler. Ne kadar yasaklanırsa yasaklansın biz konveksiyonel tarıma karşı yerel tarım yapacağız. Kendi tohum bankalarımızı kurarak yaygınlaştıracağız.”