Kapitalizme tepki doğayı seçtiler 2017-02-03 09:12:37 İZMİR - Kapitalist yaşam tarzını reddederek 450 metre rakımda Aralçak Çiftliğini kuran Cüneyt Karakaya ve Halime Çorak çifti, 12 buçuk dönümlük arazide doğayla barışık bir yaşam sürdürüyor. Kapitalizme tepki amaçlı bankacılıktan istifa eden Cüneyt Karakaya (46) ve Halime Çorak (43) çifti, İzmir’in Menemen ilçesine bağlı Turgutlar Köyünde 2013 yılında yılında12 buçuk dönüm arazi üzerinde Aralcak Çiftliği’ni kurdu. Dumanlı dağın 450 metre rakımında bulunan çiftlikte, doğayla barışık bir yaşam inşa ediliyor. 250 ağacın ekildiği Aralcak’ta, doğanın florasına uygun inşa edilmiş taş evde yaşam sürdüren çift, gelen gönüllülerin kalması için de çuval ev inşa ediliyor. Kışın ısınma ihtiyaçlarını odun sobaları ile karşılayan Aralcak sakinlerinin çiftlikte kullandıkları ütü bile odun ateşi çalışmakta. ÜCRETSİZ BİR BOSTAN Çiftlikte, tavuk, kaz, arı, köpek ve kediler ile iç içe olan doğa gönüllüleri bostanda meyve-topluyor, hayvan bakımından çuval evin inşasına kadar kolektif bir çalışma yürütüyor. Elde edilen yazlık ürünler, konserve ya da güneş yoluyla kurutularak kışa hazırlanırken, bostandan çıkan sebzeler ise ücretsiz bir şekilde ziyaretçilerle paylaşılıyor. Aralcak Çiftliği’nin su ihtiyacı ise, Dumanlı dağın doruklarından akan kaynak sular ile giderilirken, çiftlikte bulunan ürünler ise damlama yöntemiyle sulanıyor. DOĞANIN ENERJİSİ İLE UYUM İÇİNDELER Aralcak Çifliği’nin elektrik ihtiyacı ise güneş enerjisinden karşılanıyor. Doğanın insanlara ihtiyaç duyduğu her şeyi verdiğini dile getiren Cüneyt Karakaya, “Yazın güneş sürekli var. Sıcak olduğundan buzdolabı kullanıyoruz, güneşten ürettiğimiz enerji ise buzdolabı içinde yetiyor. Kışın ise burada havalar hep eksilerde. Buzdolabına ihtiyacımız olmuyor. Biz Aralcak’ta doğanın enerjisine ayak uyduruyoruz” diye konuştu. ‘DOĞA İNTİKAMINI ALACAK’ 40 yıldır hiçbir kimyasal elin değmediği Aralcak’ta doğa dostu bir tarım yapılıyor. 4 mevsim üretimin yapıldığı Aralcak’ta, kimyasallarla genetiği ile oynanmış hibrit tohum yerine yerel tohumla ekim yapılıyor. Meyve ve sebzelerin üretiminde hiç bir kimyasal ilaç ve gübrenin kullanılmadığı Aralcak’ta, bitkilerdeki hastalıklar ise yine bitkilerle yapılan karışımlarla gideriliyor. Doğaya müdahalede bulunmak istemediklerini dile getiren Karakaya, “Doğa var olan sistemden er ya da geç intikamını alacak. Tek kurtuluş budur. Ben doğaya istediğimi yaparım diyorlar ama doğa hesap sormak için zamanını bekliyor” dedi. ‘KAPİTALİZME TEPKİ DOĞAYI SEÇTİK’ Kapitalizmin yarattığı yaşamdan kopup doğaya yerleştiklerini belirten Karakaya, şunları söyledi: “Kapitalizm bizi yönetiyordu, biz ona tepki amaçlı böyle bir yaşama geldik. Aralcak’ta kapitalizmin yarattığı o albenili yaşamı artık özlemiyoruz. Bu sisteme kesinlikle çocuk vermek istemiyoruz. Olsaydı çocuğumuzu Aralcak’ta yetiştirmek isterdik. Bu devlette çocuklar artık maddi ve manevi olarak beslenecek durumda değil. Bu sistemle ilgili beklentim ya da bu sistem güzel bir yere gidecek diye en ufak bir umudum yok.”