Nükleer protestosunda YSK kararına gönderme

İSTANBUL - Karadeniz İsyandadır Platformu, Çernobil faciasının 31'inci yıldönümünde Akkuyu ve Sinop’ta yapımı planlanan nükleer santral projelerini, referandumda YSK’nin geçerli saydığı "mühürsüz pusulaları” ti’ye alarak, kağıt mendil üzerine her iki nükleer santral için “Yürütmeyi durdurma kararı” yayımladı.

Karadeniz İsyandadır Platformu, Çernobil faciasının 31'inci yıldönümünde Mersin Akkuyu ve Sinop’ta yapımı planlanan nükleer santral projelerini referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) geçerli saydığı "mühürsüz pusulaları" ti’ye alarak, kağıt mendil üzerine "Bu 'yürütmeyi durdurma kararıdır', Karar: Nükleer santraller durdurulmuştur, İmza: Mahkeme" yazılı kararı yayımladı.

Platform, "yürütmeyi durdurma kararı"na gerekçe olarak ise şunları belirtti: "Doğa ve yaşam savunucuları tarafından Türkiye’de yapılması planlanan Nükleer Santral Projelerinin çevresel etkiler açısından kamu yararına uygun olmadığı, projelerin ciddi ekolojik zararlar vereceği, anılan yerlerde santral yapımına izin verilmesinin başta Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile Anayasa’nın 90/5.maddesine göre Türkiye’yi bağlayan çevre ve doğa koruma sözleşmelerinde doğayı etkileyecek ve kamu sağlığını risk altına sokacak büyük projeler ve faaliyetler için muafiyet uygulanamayacağı beyan edilerek projelerin durdurulması ve iptal edilmesine karar verilmiştir.

Verilen kararda ayrıca planlanan Nükleer Santral projelerine ilişkin Halkın görüşlerinin dikkate alınmaması, ÇED süreçlerinde halkın katılımının engellenmesi ve düşüncelerinin dikkate alınmaması ayrıca ÇED raporunda sahte imza kullanılması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırılık teşkil eden bu hususun res’en dikkate alınması gerekliliği vurgulanarak projelerin durdurulması ve iptal edildiği hükmüne bağlanmıştır."

'31 YIL ÖNCE DOĞAYI ÖLÜME SÜRÜKLEYEN ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ'

Platform, yaptığı açıklamada; Çernobil Nükleer faciasında yaşananları hatırlatarak, "Çernobil nükleer santralinden yayılan radyasyon 31 yıldır tüm canlıları yaşamı tehdit ediyor; yeni doğan ölümleri, anormal doğumlar, kanser vakaları, tarımda verimsizlik, ekosistemin bozulması gibi geri dönüşü olmayan sonuçlarla yaşamlar yok oluyor. Çernobil faciasından günümüze ülkemizde iktidarlar çoğunlukla, yaşanılanların korkunçluğunu görmezden gelip bütün ölümlere ve bilimsel verilere rağmen bu facianın etkilerini tanımayarak, örtmeye çalışarak katliama ortak oldular" diye belirtti.

31 yıl önce doğayı ve yaşamı ölüme sürükleyen zihniyetin değişmediğinin ifade edildiği açıklamada, "Bugün de aynı inkar politikalarıyla nükleer santrallerin zararları kamuoyundan saklanıyor, insanların bilgi alması engelleniyor, sahte imzalı ÇED raporları ve hukuksuz mahkeme süreçleriyle mesele 'oldu bittiye' getirilmek isteniyor" denildi.

'DOĞAYI SAVUNANLAR GEREKEN KARARI VERECEK'

"10 gün önce aynı hukuksuzluğa, iktidarın kendi hukukunu çiğnemesine bir kez daha şahit olduk. Mühürsüz oy pusulaları ve zarflarıyla bir referandum gerçekleştirdik" ifadelerine yer verilen açıklamada, doğayı ve yaşamı savunanlar olarak bu hukuksuzlukları çevre ve ekoloji davalarından, kopyala-yapıştır ÇED raporlarından, mahkeme kararlarının hiçe sayılmasından, sahte imzalı raporlardan, "yandaş bilirkişilerden" bildikleri belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Bu yüzden referandumda gerçekleşen hukuksuzluğu şaşırdık mı? Hayır. Hukuksuzluklara alışmamız, kabul etmemiz ve olağanlaştırmamız isteniyor. Bunu yapacak mıyız? Elbette hayır. Madem ki bu ülkede mühürsüz evraklar kabul görüyor, yukarıda yayınladığımız 'yürütmeyi durdurma kararı' geçerlidir. Bunun aksi ispat edilebilir mi? Bizce hayır! Dereleri, yaylaları, vadileri, sahilleri ve parkları kısacası doğayı ve yaşamı savunanlar gereken kararı kendi elleriyle verecek ve planlanan santralleri de durduracaktır."