İZMİR - İzmir'e dair gündeme getirdiğimiz talan ve rant projelerine karşı acil ortak mücadele hattının örülmesi çağrısında bulunan ekoloji hareketleri, tarihi dokuyu hedefleyen projelerle İzmir'in sermayeye hazır hale getirildiğini belirtti.
Sermaye gruplarının rant ve talan projelerinin hedefindeki İzmir'de bahsedilen projelerin yanı sıra her gün yeni bir uygulama gündeme geliyor. Kent halkının itirazlarına rağmen hayata geçirilmek istenen projelere karşı yurttaşların yanı sıra ekolojistler de harekete geçti. Tüm rant odaklı projelere karşı İzmir halkını ve duyarlı kesimleri bir araya gelmeye çağıran ekoloji hareketleri, ortak mücadele hattının örülmesi gerektiğini vurguladı.
'UYARILAR DİKKATE ALINMIYOR'
Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Tuncay Karaçorlu, yapılmak istenen rant projelerinin İzmir'i ve halkı temel almadığını belirterek, "Gerek İzmir'e dayatılan Kültürpark projesi gerek Körfez Geçiş Projesi ve gerekse kent merkezi projesi hiçbir boyutta kentliyi sosyal değerleri temel almayan CHP'li belediyelerin sistematik olarak dayattığı bir yaklaşımın İzmir'deki çok boyutlu ürünüdür" dedi. Karaçorlu,özellikle Kültürpark projesinin İzmir'in toplumsal yapısını ve halkların çok yönlü ve zengin varlığını yok sayarak, kentin tüm cephelerinden öteleyen bir süreci doğuracağının altını çizdi.
Karaçorlu, ayrıca meslek odalarının, bilimsel çevrelerin ve akademik çevrelerin uyarılarının da dikkate alınmadığını ifade etti.
Tüm bu projelere karşı İzmir halkının kentine sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Karaçorlu, şöyle devam etti: "Bu alandan etkilenen tüm çevrelerin örgütsel yapıları ile bir direnç merkezi olarak ve bir cephe oluşturarak bu projelere karşı mücadele etmelidir. Verilecek olan sağlıklı mücadele tüm İzmir halkının ihtiyaçlarını temel almalıdır. Bu anlamda toplumsal çevrelerin rant için İzmir'de gerçekleştirilecek tüm rant projelerine karşı kentlerine sahip çıkması gerekiyor."
'KHK'LERLE SÜREÇ HIZLANDI'
HDK Ekoloji Meclisi Erol Akçan da, kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte rant projelerinin bir bütünüyle diğer boyutlara sıçradığını ve tahribatın giderek derinleştirildiğini belirtti. Park ve yeşil alanların imara açılarak kentin yapısı ve duruşunu bozmaya yönelik hamleler yapıldığını kaydeden Akçan, İzmir'in sermayeye bu anlamda hazır hale getirildiğini söyledi.
OHAL ve KHK'lerle birlikte bu sürecin daha da hızlandırıldığına dikkat çeken Akçan, birçok noktada inşaat sektörünün yoğun bir şekilde geliştirildiğini söyledi. Akçan, sürecin devletin Sancak Holding ve Cengiz Holding gibi kendine yakın sermaye gruplarna verdiği ihalelerle geliştiğini kaydetti.
'İZMİR'İN RUHU VE DOKUSU DEĞİŞECEK'
Bu projelerin aslında sermaye ve onu destekleyen kurumların ortak bir çalışmasının ürünü olduğunu vurgulayan Akçan, eğer söz konusu rant projeleri hayata geçerse İzmir'in dokusunun ve ruhunun değişeceğine işaret etti. Akçan, "Buna bir dur demenin gerektiğini düşünüyoruz. İzmir'i 'köy-kent' olarak gösterdiler. Bu 'köy-kent' İzmirlilerin çok da severek yaşadığı bir olguydu. Şu an ise yaşanacak şehrin dışına çıkarılmak isteniyor. Bu konuda samimi olan kurumların bir araya gelip gerçekten de İzmir adına eko-yıkım adına büyük bir platform oluşturması gerekiyor. Bu Kültürpark projesine karşı çıkış ile bir nebze olsun gerçekleşti ama genel anlamda eko-yıkım ile ilgili bir platformun oluşması gerekiyor. Yaşanan talan ve yıkıma karşı bir arada mücadele edilmelidir" şeklinde konuştu.
'BÜTÜNLÜĞÜ KORUYAMAZSAK BİZİ İYİ GÜNLER BEKLEMİYOR'
Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) Sözcüsü Turgut İnel de, yaşanılan süreçte kentin doğa ve çevre katliamlarından nasibini aldığını vurgulayarak, son günlerde gündeme gelen sözde "kentleşme" adı altındaki rant projeleri nedeniyle bir çok talan uygulamasının geliştiğini ifade etti. Çevre örgütleri olarak rant projelerine karşı direnmenin önemine vurgu yapan İnel, şunları aktardı. "EGEÇEP olarak 30'a yakın bileşenimizle doğa sömürüsüne, emek sömürüsüne karşı havamıza, suyumuza, toprağımıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkarak, halkla birlikte direnmemiz gerekiyor. Yerel yapılarla birlikte doğa katliamına ve bu rant paylaşımına karşı çıkmakta çevre örgütlerine büyük görevler düşüyor. Ekolojik yaşam bir bütündür. Bu bütünlüğü bugün koruyamazsak yarın bizi iyi günler beklemiyor" dedi.
BİTTİ
Cihan Başakçıoğlu / dihaber