Altın madeninin alanı genişletme kararı durduruldu

ERZİNCAN - İliç’te faaliyet yürüten Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.’nin, Maden Sahası Revizyon Projesi’nin yürütmesini durduran Erzurum 1. İdare Mahkemesi, ÇED raporu istedi.

Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyet yürüten ve Türkiye’nin en büyük siyanürlü madeni olan Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.’nin Yakuplu köyü mevkiinde planlanan Yakuplu Kompleks (Au+Ag+Cu) Maden Sahası Revizyon Projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği kapsamındaki başvurusuna “çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir” kararı verilmişti. Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi adına planın durdurulması için Dersim Barosu Başkanı Barış Yıldırım tarafından açılan davada Erzurum 1. İdare Mahkemesi, "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" kararının yürütmesini durdurdu. Mahkeme söz konusu proje için ÇED raporunun gerekli olduğuna hükmetti.

Mahkemenin karar gerekçesi şöyle:

“Dosyanın incelenmesinden; Erzincan İli, İliç İlçesinde ikamet eden davacıların, Erzincan İli, İliç İlçesi, Yakuplu mevkiinde Anagold Madencilik San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından yapılması planlanan Yakuplu Kompleks Maden Sahası Revizyon Projesi ile ilgili olarak Erzincan Valiliği'nce alınan 31.05.2016 tarihinde ÇED gerekli değildir kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen düzenlemelere uyarınca; madencilik faaliyetleri için 25 hektar ve üzeri çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler için ÇED Raporu hazırlanması zorunluluğu getirilmiş olup, 25 hektarın altında kalan çalışma alanları için ise hazırlanacak proje tanıtım dosyaları üzerinden seçme-eleme kriteri uygulanarak yetkili idareler tarafından ÇED gereklidir ya da ÇED gerekli değildir kararı verilecek ve bundan sonraki süreç bu karara göre işletilecektir. Burada maden çıkartma faaliyetinin alanı tespit edilirken anılan mevzuatta belirtildiği üzere maden işletme ruhsatında verilen alanın tamamı göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması, yapılacak faaliyetin bütününün değerlendirilerek çevresel etkilerinin tam anlamıyla ortaya çıkartılması gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu olayda, davalı idare tarafından madencilik faaliyetinin gerçekleştirileceği alanın 24,87 hektar olarak belirtilmesine karşın davacılar tarafından uyuşmazlık konusu alanın mevzuatta belirtilen büyüklüğü aştığı dolayısıyla ÇED raporu hazırlanması gerektiği, iddia edilmekte olup, uyuşmazlığa konu Mahkememizin 08.09.2016 tarihli Ara Kararı gereği davalı idarenin 06.10.2016 tarih ve 3791 sayılı cevabı yazı ekinde sunulan bilgi ve belgeler ile lehine ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilen Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş.'nin işletme ruhsatlarının incelenmesinden 20167313 numaralı ruhsat sahası alanının 1.184,91 hektar ve 49729 numaralı ruhsat alanının 13.747, 51 hektar olmak üzere, toplam ruhsat alanının 14.932,42 hektar olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda; maden işletme ruhsatı, proje tanıtım dosyası ve yukarıda anılan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu işletme ruhsatı alanının 14.932,42 hektar olduğu ve madencilik faaliyetinin anılan alanın tamamında gerçekleştirileceği, bu bakımdan madencilik faaliyetinin alanın tamamı üzerinde çevresel etkisinin bulunduğu sonucuna varılmakta olup, proje tanıtım dosyasında madencilik faaliyetinin 24,87 hektarlık alanda yapılacağı belirtilmiş olsa da, ruhsat sahasının tamamında madencilik faaliyetinin yapılacağı göz önünde bulundurulduğunda, 25 hektardan daha küçük alan gösterilerek ÇED sürecinden kaçınılarak seçme-eleme kriteri içerisinde değerlendirilmeye tabi tutulmak istenildiği anlaşılmakta olup, işletme ruhsatı dikkate alındığında ise bunun mümkün olmadığı, netice itibariyle, uyuşmazlığa konu madencilik faaliyetinin, 14.932,42 hektarlık maden işletme ruhsatı alanı içerinde yer aldığı ve toplam alanının 25 hektardan fazla olması nedeniyle ÇED Yönetmeliği'nin Ek-1'de yer alan projelerden olduğunun kabulü gerekmektedir.

Buna göre, işletme ruhsatına ait 14.932,42 hektarlık alanın tümü dikkate alındığında ÇED Yönetmeliği'nin Ek-1'de yer alan projelerden olduğu anlaşılan uyuşmazlık konusu madencilik faaliyetine ilişkin olarak ÇED Raporu hazırlatılmak suretiyle 'ÇED Olumlu' ya da 'ÇED Olumsuz' kararı alınması ve sürecin bu şekilde tamamlanması gerekirken, toplamda 14.932,42 hektardan oluşan işletme sahasının 25 hektardan küçük alan gösterilerek, yapılan madencilik faaliyetinin ÇED sürecinden bağımsız tutulması ve seçme-eleme kriteri içinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı görüldüğünden ve yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri gereği yapılması planlanan madencilik faaliyetinin çevreye olabilecek etkilerinin tam olarak hesaplanmasının ancak kapsamlı bir Çevresel Etki Değerlendirme Raporu ile ölçülüp değerlendirilebileceği anlaşıldığından, dava konusu proje için verilen ÇED Gerekli Değildir Kararında hukuka ve anılan mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.

Nitekim Danıştay 14. Dairesi'nin 14.06.2016 tarih ve E:2016/2153, K:2016/4854 sayılı kararı da bu yöndedir. Öte yandan, dava konusu işlemin ÇED Gerekli Değildir kararına ilişkin olması nedeniyle, proje faaliyetinin devamı halinde proje alanındaki çevrede telafisi güç zararların ortaya çıkacağı açık olduğundan, olayda yürütmenin durdurulması şartlarının da bulunduğu tartışmasızdır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmesinin durdurulması, hususuna yer verilmiştir.”