İZMİR - HDK İzmir Ekoloji Meclisi, yaşamı, doğayı ve kültürü ilgilendiren projelerin kent halkına sorulmadan uygulanmamasını isteyerek, kent ile ilgili kararları yerel halkın alması gerektiğini belirtti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Ekoloji Meclisi, İzmir ve çevresinde yaşanan çevre sorunlarına ilişkin Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. HDP İl eşbaşkanları Mahfuz Güleryüz ve Gülay Bilici'nin de katıldığı toplantıda, "Yaşam hakkı sermayeden güçlüdür" pankartı asıldı. Toplantıda konuşan HDK Ekoloji Meclisi Sözcüsü Ertuğrul Barka, son zamanlarda İzmir’in kültürüne, tarihine, doğasına ve tüm kentsel varlık değerlerine yapılan saldırı ile yağmaları kınayarak, yaşamsal önemdeki kararların, kent sakinlerine rağmen alınmadığını vurguladı.
Kentlinin kullandığı, yararlandığı ve olası bir deprem durumunda da toplanma alanı olarak kullanacağı Üçkuyular Pazaryeri'nin, Doğuş Holding’e satıldığını kaydeden Barka, bu satışa aracı olanların İzmir halkına karşı suç işlediğini söyledi. Barka, Kültürpark ve Basmane Çukuru’nu TMSF’den alan sermaye gruplarının çıkarına ve kullanımına göre düzenlenmesinin İzmirlilerin yararına olamayacağını ifade etti. Barka, şöyle devam etti: "Basmane Çukuru’na yapılacak yüksek binada düşünülen Kongre Merkezi, Kültürpark’a yapılmakla, yüksek binada kazanılan alan holdingin kârı olurken, Kültürpark da İzmirlilerin kaybı olacaktır. Holding yöneticisi, Kültürpark ile yüksek yapılarını otoparkları aracılığıyla bütünleştireceklerini açık açık söylemektedir."
'KÖRFEZİN DİBİNDE TEHLİKELİ ATIKLAR VAR'
Dip taraması ile İzmir Körfezi'nin dibinde bulunan tehlikeli atıkların uyandırılarak, ekosisteme gireceğini söyleyen Barka, özellikle de denizin dibinde bulunan Yeşildere’deki deri sektörünün ağır metal atıklarının büyük tehlike teşkil edeceğini kaydetti. Efemçukuru altın madeni işletmesinin, ağır metal atıklarıyla İzmir’in sularını kirlettiği açık bir gerçek olduğunu ifade eden Barka, içme suyunun yaklaşık yüzde 40'ını karşılayan Tahtalı Barajı'nın da halen madeninin kirlilik tehdidi altında olduğunu ifade etti.
'İZMİR'İ İZMİRLİLER YERELDEN YÖNETMELİ'
Barka, ayrıca Bayraklı-Salhane Bölgesi’nde yapılan ve yapılması planlanan yüksekyapıların zeminleri hakkında yer yer 300 metrelere ulaşan ve jöle kıvamında olduğu belirtilmesine rağmen uyarıların dikkate alınmadığına dikkat çekti. Buradan geçtiği iddia edilen aktif bir fay hattı bulunmasına rağmen çalışmaların devam ettiğinin altını çizen Barka, Gaziemir'de bulunan eski kurşun fabrikasının arazisindeki radyoaktivite bulaşığı atıklarına değindi. Barka, "İzmir’i İzmirliler yerelden yönetmelidirler ve yerele ait kararları kendileri vermelidirler. İzmir’de tüm kenti; yaşamını, kültürünü, doğasını ilgilendiren konularda İzmirliler’e bilgi verilmeden, sorulmadan bu tür projeler uygulanmamalıdır. Yoksa, yağmalanan, talan edilen yaşanamaz, katlanılamaz bir İzmir ile baş başa kalacağız" uyarısında bulundu.