Fabrikasyon üretime karşı aşkla direniyor

MUĞLA - Milas’ta 25 metrekarelik dükkanında 38 yıldır büyük bir aşk ve sabırla pamuk yorgan dikerek geçimini sağlayan Yalçın Günaydın, fabrikasyon üretim olan elyaf yorganlara karşı iğnesiyle direniyor.

Pamuk ve yün yorganların yerini fabrikasyon üretim olan elyaf yorganların almasından kaynaklı yorgancılık mesleği de yok olmakla yüz yüze. Muğla’nın Milas ilçesinde yorgancılık mesleğinin sayılı temsilcilerinden biri olan 49 yaşındaki Yalçın Günaydın, fabrikasyon üretime karşı yorgan diktiği iğnesi ile adeta direniyor. 11 yaşında iken babasından devraldığı yorgancılık mesleğini 38 yıldır 25 metrekarelik dükkanında devam ettiren Yalçın Günaydın, Milas’ta yorgancılık mesleğinin sayılı temsilcilerinden olduğunu söyledi.

ÖNCEDEN BİR AİLE ÇOK RAHAT GEÇİNİYORDU

Geçmişte halkın yorgan talebine yetişemediklerini, ondan dolayı çok kazandıklarını aktaran Günaydın, bir ailenin fabrikasyon üretim başlamadan önce çok rahatlıkla geçimini sağladığını, çocuklarını okuttuğunu ve birikim yapabildiğini dile getirdi. Şu an ise durumun ekonomik acıdan kendilerini çok zorladığını dikkat çeken Günaydın, “2 günde bir yorganı ancak dikebiliyoruz. 60-70 TL karşılığında satın almak istiyorlar. Bu da emeğimizi karşılamıyor hele bir de dükkan kirasıydı, elektriğiydi, suyuydu derken bize hiçbir şey kalmıyor. Bir de çocuk okutuyorsan bir hayli zorlanırsın. Şu an 2 çocuğum var okutmakta zorlanıyorum” dedi. Fabrikasyon üretim elyafların ise piyasada 50 TL karşılığında satıldığını belirten Günaydın, halkın kalite ve sağlığa bakmak yerine fiyata yöneldiklerinden kaynaklı elyaf yorgan satın aldıklarını söyledi.

HER GEÇEN GÜN KAN KAYBEDİYORUZ

Yorgancılık mesleğinin her geçen gün kan kaybettiğini üzülerek dile getiren Günaydın, fabrikasyon elyaf yorganlarının çıkmasından kaynaklı el emeği dikilen yün yorganlara talebin azaldığına dikkat çekti. Tezgahında diktiği mor yorganına deseni işlerken mırıldanarak “Yorgancılık bitmeye mahkum bir meslek” diyerek derin bir iç çeken Günaydın, “Yorgancılık için çırak da yetişmiyor artık. Geliri az olduğundan kaynaklı yorgancılığa artık kimse yönelmiyor. Sadece yorgancılık yapılırsa bir aile geçimini sağlayamaz. Fabrikasyon üretim çıkmadan önce meslek çok iyiydi fakat şu an öyle değil. Ben de şu an sadece yorgancılık yapsam geçimimi sağlayamam. Ondan dolayı farklı işler de yapıyorum” diye konuştu.

38 YILDIR AŞKLA DİRENİYOR

Milas’ın son yorgancıları arasında yer aldığını dile getiren Günaydın, kendilerinden sonra bu mesleğin biteceğini, kendi çocuklarının bile mesleği öğrenmek istemediğini büyük bir acıyla dile getirdi. Sevgi ile başladıkları yorgancılık mesleğinde bugün birçok ustanın mecburi devam ettiğini kaydeden Günaydın, “38 yıldır tüm olumsuzluklara rağmen yorganlarımı iğnem ile büyük bir aşkla dikiyorum. İğne elime battığında canım acısa da bu mesleği bırakmak hiç aklıma dahi gelmiyor. İğnenin ele batması zaten bu mesleğin cilvesidir. Ben bu mirası artık bırakamam. Ne olursa olsun bu 100 yıllık miras benimle devam edecek” diye konuştu.

SAĞLIK İÇİN PAMUĞA BİR GERİ DÖNÜŞ VAR

Şu an az da olsa yün yorganlara bir geri dönüşün olduğunu belirten Günaydın, bu dönüşün elyafın zararlı olduğunun bilincine varan kişilerden oluştuğunu söyledi. Elyafın romatizma, kireçlenme ve daha birçok hastalığa neden olduğuna vurgu yapan Günaydın, “Elyaf sürekli terlettiğinden kaynaklı hastalıklara davet çıkartıyor. Pamuk ve yün ise öyle değil, terletmez sadece sıcak tutar. Pamuk ve yünün sağlığa faydası var bundan dolayı az da olsa bir geri dönüş var şu an. Bir de az da olsa çeyiz için diktiren aileler var. Onlar da bu kültürü yaşatmak için diktiriyorlar yoksa gençler istemiyor. 2 tane de olsa çeyiz için yaptırmak istiyorlar” dedi.

PAMUK İLE BAŞLAYAN SERÜVEN DESEN İLE SON BULUYOR

Pamuğu kabarttıktan sonra elle diktikleri yorgan kılıfın içine eşit şekilde pamuğu yaydıklarını belirten Günaydın, devamla şunları söyledi: “Önceden 5 kilogram pamuk koyuyorduk bir yorgana, şu an ise ince yorgana talep olduğundan kaynaklı 4 kilogram koyuyoruz. Pamuğu yaydıktan sonra iğneyi elimize alarak yorganın kenarından içe doğru yorganın dikim serüveni başlıyor. Kabak çiçeği, tavus kuşu, dört göbek, gül çiçeği gibi desenleri yorgana büyük bir sabır ve aşkla işliyoruz. Kendimiz de modeller çıkartıyoruz, çoğu zaman desene bağlı kalmadan kafamızda oluşan desenleri iğne ile yorganı işliyoruz. Desenin işlenmesinden sonra yorganımız hazır oluyor. Tavus kuşu modelini 150 TL’ye, kabak çiçeğini 100 TL’ye, gül çiçeği modelini ise 70 TL karşılığında dikiyoruz. Önceden yorganın modeli çok önemli idi fakat şu an modelden çok yorganın fiyatına bakıyorlar.”