ANKARA - Ekonomide beklentilerin üzerinde büyümenin kuşkulu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, TÜİK’in hesaplama yöntemlerinin tartışmalı olduğunu hatırlattı. Sektörler tek tek incelendiğinde ortada iç açıcı bir durumun olmadığını ifade eden Altıntaş, piyasanın beklentisi demokrasi ve hukuk olduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisi 2017 yılının birinci çeyreğinde yüzde 5,1 oranında büyüyerek, beklentileri aştı. Büyüme rakamını değerlendiren ekonomist Mustafa Altıntaş, “Büyüme rakamlarını doğru analiz edebilmek için tüm sektörleri ayrı ayrı incelemek gerekir. Sektörleri ayrı ayrı incelediğimizde sonuçlar kamuoyuna yansıtıldığı gibi hiç de iç açıcı değil” dedi.
Büyüme rakamının yüzde 5'i yakalamasında en önemli etkenin tüketim harcamaları ile mal ve hizmet ihracatındaki artışın olduğunu belirten Altıntaş, “Hane halkı istatistiklerinde 2016 yılının ilk çeyreğinde binde 9’luk bir büyüme varken 2017 ilk çeyreğinde yüzde 5,1’lik bir artış söz konusu, bunun en önemli sebebi iç tüketim. Mal ve hizmet ihracatında yüzde 10,6’lık büyüme söz konusu 2016 yılının ilk çeyreğinde mal ve hizmet 1,4'lük büyüme söz konusuydu. 2017 yılındaki bu artışın sebebi hem hane halklarının nihai tüketiminde ortaya çıkan 5,1’lik bir artış, hem de mal ve hizmet ihracatında yüzde 10,6’lık artıştır” değerlendirmesinde bulundu.
‘SERMAYE OLUŞUMUNDA SIKINTI VAR’
Altıntaş, büyüme rakamlarına nazaran sermaye oluşumunda ciddi sorunlara dikkat çekerek, "Gayrisafi sabit sermaye oluşumunda düşüklük var. 2016 yılının birinci çeyreğinde yüzde 6,6’dan 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,1’e düşmüş” diye ekledi.
'TARTIŞMALI TARIM VERİLERİ ETKİLEDİ'
Altıntaş, büyüme rakamlarında tarımın da etkili olduğunu vurgulayarak, şöyle değerlendirdi: “2016 yılında tarımda yüzde 4,3’lük bir negatif bir büyüme vardı. 2017 de buran yüzde 2,3’lük büyümeye geçti. Yani yüzde 6,6’lık bir artış var. Ancak tarımdaki bu artışlar yanıltma olabilir. Tarım verileri ziraat odalarından alınan bilgiler derlenerek düzenleniyor. Türkiye’de tarım sektörünün çok büyük bir kısmı kayıtsız ve bu kayıtdışı sektör tahminle üzerinden masa başında yapılıyorsa bu verileri tartışmalı hale getirir."
TÜİK’in verileri üzerindeki tartışmaları da hatırlatan Altıntaş, şöyle devam etti: “Son yıllarda TÜİK verileri tartışılır hale geldi. Kimi politik amaçlar için masa başında veri düzenleniyorsa bu TÜİK’i tartışmalı hale getirir. Tarımdaki kayıt dışılık bu veriler üzerinde kolay oynanabilir hale getiriyor ve rakamlara baktığımızda da en büyük sıçrama tarımda görülüyor. Bu durum kamuoyunda kuşku ile karşılanıyor” dedi.
‘SANAYİDE DÜŞÜŞ VAR’
Altıntaş, büyüme verilerinde sanayinin önemine dikkat çekti. Sanayideki düşüşün üretimdeki düşüş anlamına geldiğini ifade eden Altıntaş, “En önemli kalemlerden birisi olan sanayide ciddi bir düşüş var. 2016 yılında yüzde 8,1 olan sanayi sektörü yüzde 5,3’e gerilemiştir. Sanayide ki 2,8’lik düşüş üretimdeki azalmanın göstergesidir. Ayrıca işsizlik rakamlarındaki artış da bunu destekler niteliktedir” diye belirtti.
‘İNŞAAT SEKTÖRÜ DOYMUŞ’
Sektörel değişimlere işaret eden Altıntaş, şunları dile getirdi: “Hizmet sektöründe sıçrama var yüzde 2'den yüzde 5,2 ye, bilgi ve iletişim sektörü yüzde 4,’den yüzde 7‘ye, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 8,6’dan yüzde 12'ye, mesleki idare faaliyetleri yüzde 7,4’den yüzde’8,8 e çıkmış ancak imalat sanayi yüzde 7,7’den 5,1’e inmiş görünüyor. İnşaat sektörü yüzde 5,4’den yüzde 3,7’ye gerilemiş. İnşaat sektöründe doymuşluk var bunu aşmak için kimi teşvikler söz konusu KDV indirimleri gibi kimi teşvikler var.”
‘PİYASAYA GÜVEN VERİLMELİ’
Altıntaş, “Piyasaya güven vermek istiyorlarsa ekonominin düzelmesinde en önemli şartlardan birisi piyasadaki güven ortamıdır. Demokrasi ve hukuk anlamında piyasaya güven vermek gerekir. Hem yerli hem yabancı sermayeye güven vermek için insan hakları hukuk anlamında reform yapılmalıdır. Avrupa’nın Türkiye’den istediği de budur zaten” değerlendirmesinde bulundu.