ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, 14 yıllık iktidarları boyunca AK Parti’nin bütçe tahminlerinin sadece çözüm sürecinde tutturulduğunu hatırlatırken, 2016 yılı bütçesi ve orta vadeli tüm planlarda sapma olduğuna işaret etti. Yıldırım, 2017 merkezi bütçesinin de toplumsal kesimleri değil savunma ve güvenliği kapsayan bir bütçe olduğuna dikkat çekti.
Meclis’te sona eren ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onayına sunulan 2017 merkezi bütçe tasarısı Meclis’in planladığı son bütçe tasarısı olacak. Anayasa komisyonda görüşülen değişiklik teklifinde bütçeyi sunma görevinin “başkana” devrediliyor olmasından dolayı teklifin referandumla geçmesi durumunda önümüzdeki yıldan itibaren bütçe Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından sunulacak. Bu da seçilmiş Meclis’in bütçe üzerindeki tasarrufunu ortadan kaldıracak.
12 gün süren bütçe görüşmelerinin ana gündemi bütçeden ziyade Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi kriz oldu. Özellikle tutuklu HDP’li milletvekillerinin durumu kürsüden en çok konuşulan konu oldu. Görüşmenin sonunda ise her zaman olduğu gibi yeniden savunma ve güvenlik endeksli bir bütçe hazırlandı.
‘TÜM PLANLAR OLABİLDİĞİNCE SAPMA GÖSTERDİ’
Bütçe maratonunu ve bütçeye dair eleştirilerini dihaber ile paylaşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, “2016 hedefleri hiçbir şekilde tutturulmamış açık ara enflasyondan, faiz oranlarında, orta vadeli planlardan ve bütçe açıklarının olabildiğince sapma gösterdiği bir yıl oldu. Onlar doları 2.90 da kapatacaklarını söylemişti şimdi bile yılın bitmesine on gün varken bundan yaklaşık olarak yüzde 20 bir sapma yaşanmış durumda. Bu bir ülke bütçesi açısından ciddi bir orandır. Büyüme hızı yaklaşık yarıya yarıya düştü. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda 2017 için hazırlanmış olan bütçe de biraz 2016’daki hazin sonu yaşayacaktır” dedi.
‘SADECE ÇÖZÜM SÜRECİ BOYUNCA BÜTÇE TAHMİNLERİ TUTTU’
Bir önceki yılda Plan ve Bütçe Komisyonu’nda HDP Sözcüsü olarak bulunan Yıldırım, AK Parti’nin 14 yıllık iktidarı boyunca sadece iki yıl bütçe tahminlerini tutturduğu hatırlattı. 2014 ve 2015 yıllarına ait bu tahminlerin tutturulmuş olmasının nedenini “çözüm sürecine” bağlayan Yıldırım, “Çatışmaların durması, ülkedeki tansiyonun düşmesidir. Bunun da ötesinde iç ve dış piyasaya güven veren, yarınlara istikrarla bakan bir tablonun ilk adımlarının atılmış olmasıdır. Bu kalıcılaşmasa bile geleceğe dair umutkar bir tablo bizim önümüze koymuştur. Bu yabancı sermaye girişinin en çok arttığı, turistin en fazla geldiği, ihracatın en fazla yapıldığı bir süreç yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.
TOPLUMU DEĞİL, SAVAŞI GÖZETEN BİR BÜTÇE
Bütçede bu yıl 64 milyar 306 milyon 50 bin TL doğrudan güvenlik ve savunmadan sorumlu olan kurumlara ayrılmıştı. Geçen yıl 58 milyar civarında olan bu rakam çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte bu yıl yaklaşık olarak 6 milyar TL’lik bir artışla bu rakama ulaşmıştı. Yıldırım, bu yılki bütçenin de “savaş” endeksli olarak hazırlandığını belirterek, toplumun tüm kesimlerinin kendisini görmediği bir bütçenin hazırlandığını söyledi.
Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkenin çok net bir şekilde 5 parametrede kendi ekonomisini gözden geçirerek, kararını verecektir. O da şudur; emekten yana mı sermayeden yana mı? Görüyoruz ki sermayeden yanadır. Gerçekten toplumsal cinsiyet duyarlılığın var mı? Kadın eksenli bir bütçe mi değil mi? Ülkenin geleceğini asker olarak mı hazırlayacak ya değilse sosyal, kültürel ve bilimsel olarak donatılmış bir gençlik olarak mı hazırlayacak ve gençlik bütçesi var mıdır, yok mudur? Doğayı talan eden bir bütçe midir yoksa ekolojiyi esas alan bir bütçe midir? Bu ülkede mutlu azınlıklara karşı mutsuz çoğunluğu besleyen bir bütçedir. Bir diğer ki en önemli hususlardan birisi; engelli duyarlılığı olmayan bir bütçe ile karşı karşıyayız. Bir savaş ekonomisini önüne koymuş olan bütçe nasıl hazırlanır ve kalemler bakanlıklara dağıtılırsa dağıtılsın bundan daha farklı bir istikamete gitme şansı yoktur.”
HARCAMALARDA TEMEL KALEM SAVAŞA GİDİYOR
Bütçede aslan payının güvenlik ve savunmaya ayrılmasını eleştiren Yıldırım, “Son 3 yılda eğitime ayrılan payın hiçbir zaman yüzde 80’ni bile harcayamamış yüzde 20-25’i güvenlik kaynaklarına aktarmış bir gerçeklik ile karşı karşıyayız. 2015 yılında 56 milyar eğitime pay ayrıldı deniliyor ve bu bakanlıklar arasındaki en yüksek paydır deniliyor ama gerçekleşen 56 milyar değil, 39 milyardır. Bütçe başlarken eğitimde görünen para daha sonra başka yerlere aktarılıyor. Baştan güvenliğe yüksek pay ayırmayıp sosyal ve eğitim politikalarına ayrılan paydan aktarma gibi bir ucuz yöntemi seçmektedirler. Siz maliye bürokrasini ne kadar sıkı tutarsanız tutun bir ekonomik disiplini ne kadar öncelerseniz önceleyin eğer barıştan ve ülkedeki herkesin kendi rengiyle, diliyle, kültürüyle eşitlik yana bir ülke tesis etmediğiniz müddetçe savaş en başta ekonomik, daha sonra sosyal daha sonra da vicdani ve ahlaki kara deliktir. Savaş yer yutar, savaşın karşısında dayanabilecek hiçbir bütçe yoktur” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN TAMAMININ BÜTÇESİ DEĞİL’
Bütçenin yıl içerisinde hazırlanabilen en büyük yasa tasarısı olduğunu hatırlatan Yıldırım, böylesi bir yasa tasarısı üzerine tutuklu bulunan 12 HDP’li milletvekilinin görüş verememiş olmasına da dikkat çekti.
Yıldırım, şöyle konuştu:
“Yasama organı olan bir çatı altında yasama organının tamamının bulunmadığı, görüşlerinin yansımadığı bir bütçe millet iradesinin yansımadığı bir bütçedir. Eğer bizim eş başkanlarımız tutuklu olmasalardı açılış ve kapanış konuşmasını diğer partilerin genel başkanları gibi bizim eş genel başkanlarımız yapacaklardır. Tutuklu olan milletvekilleri minimum her biri dört beş kez o kürsüden kendi düşüncelerini, doğal olarak da kendi seçim bölgelerini, temsil ettikleri halkın görüşünü yansıtmış olacaktı. Bu yönüyle de bu bütçe Türkiye’nin tamamının bütçesi değil, Türkiye’nin bir bölümünün bütçesidir.”