ANKARA - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte TL'ye değer kazandırdıkları yönündeki söylemleri ve "döviz lobisi" suçlamalarına karşılık, TL AK Parti döneminde döviz karşısında yüzde 150'yi aşan oranda değer kaybetti. Yine faizden para kazananlar bu dönemin altın çağını yaşadı.
Türkiye tarihinin yeni bir ekonomik krizin sınırlarında dolaşıyor. Son seçimler öncesi iktidar partisi tarafından gündeme getirilen "istikrar" propagandası, seçimlerden sonra yerini siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa bıraktı. Kürt sorununda 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren başlatılan ve gittikçe derinleştirilen çatışma konsepti, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında gelen OHAL rejimi, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's’in tabiriyle Türkiye'nin ekonomisini darbeleyen siyasi bir belirsizliğe sürükledi.
KRİZİN NEDENİ SİYASİ VE BELİRSİZLİK
Yine Moody's verilerine göre, bu kırılgan ve belirsiz siyasi ortam, Türkiye'yi tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birinin eşiğine getirdi. Dolar ve Euro tarihi rekorlar yenileyerek, TL dünyadaki bütün para birimleri karşısında değer kaybetti. Öyle ki son bir aylık dilim içinde savaşta bulunan Suriye lirası bile TL karşısında değer kazandı.
DIŞ BORÇ ARTIYOR
Dövizdeki artış bir yandan Türkiye'nin dış borçlarını katlarken, ithal mallarının iç piyasadaki değerini de aynı oranda artırarak enflasyonu yukarı doğru çekiyor. Böylece halkın alım gücü düşüyor. Merkez Bankası (MB) verilerine göre, Türkiye'nin 2016 yılı 3'üncü çeyrekteki dış borcu 416 milyar dolar olarak hesaplandı. Aynı tarihlerde sadece dış borç faizi 44 milyar dolar olarak ödenirken, bu da Türkiye'nin 176 milyar TL dış borç faizi ödemek zorunda kaldığını gösteriyor. Ayrıca son 6 aydaki dolardaki yükseliş Türkiye'nin dış borç faizinin 20 milyar TL artmasına neden oldu.
DÖVİZ LOBİSİNİN ALTIN ÇAĞI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta faiz ve döviz lobisini suçlayan açıklamaları ve "TL'ye değer kazandırdık" söylemlerinin aksine, AK Parti döneminde dövizde yüzde 200'ü bulan artış yaşandı. AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında 1,657 TL'den işlem gören dolar 3,775'e çıkarak, 4 TL sınırını zorlamaya başladı. Euro ise 4 TL sınırını test etti. Aynı zamanda Ocak 2002 yılında gram altın fiyatı 13,15 iken, çeyrek altın 23,50 TL'den alıcı buluyordu. Çeyrek altın şimdi 225 civarında alıcı buluyor ve AKP döneminde altın 10 kat artış yaşamış oldu.
YİNE BİR ANAYASA TARTIŞMASI VE YENİ KRİZ
Gelişmeler ve ekonomik veriler 2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında yaşanan "Anayasa kitapçığı" tartışmalarından sonra patlak veren ekonomik krizi çağrıştırıyor. Henüz TL'den 6 sıfır atılmadan önce 680 TL olan dolar yüzde yüz artış yaşayarak 1 milyon 200 TL civarına tırmanmıştı. Ardından artan enflasyon, işsizlik verilerinin artması, dış borcun katlanması ve nihayetinde devalüasyonla ekonomik kriz patlak vermişti. Aynı zamanda başkanlık sistemine dayalı anayasa tartışmaları ile dövizdeki baş döndürücü artış aynı gelişmelerin artmasına işaret ediyor. Yine Moody's'in uluslararası bankalar açısından yaptığı, "Türkiye ekonomisi risklerine" işaret eden açıklaması da, ekonomik krizin daha yakın ve etkilerinin daha derin olacağına yönelik işaret olarak algılanıyor.