HATAY - Muhabirimiz Erdoğan Alayumat’ın tutuklanmasına tepki gösteren Hatay’daki sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve gazeteciler, “Erdoğan’ın açıkladıkları devletin sırları değil suçlarıdır” diyerek, Alayumat’ın serbest bırakılmasını istedi.
İslahiye’de “Şüphe” üzerine gözaltına alınmasının ardından Hatay’a sevk edilen ve 15 günlük gözaltı sürecinin ardından “Devletin Gizli Kalması Gereken Sırlarını İfşa Etmek” suçlaması ile tutuklanan muhabirimiz Erdoğan Alayumat’ın tutuklanmasına tepkiler devam ediyor. Muhabirimizin uzun zamandır haber takibi yaptığı Hatay’da bulunan sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve gazeteciler, Alayumat’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. Alayumat’ın Suriye savaşının ilk günlerinden bu yana bölgede herkesin yaşadığı, gördüğü, bildiği gerçekleri kamuoyu ile paylaştığını belirten Hataylılar, “Erdoğan’ın açıkladıkları devletin sırrı değil devletin suçlarıdır” diyerek, muhabirimizin serbest bırakılmasını istedi.
‘GERÇEKLER SUÇ OLARAK ATFEDİLDİ’
Muhabirimiz Alayumat’ın yazdıkları ile Hatay sınır hattında yaşananları tüm çıplaklığı ile açığa çıkardığını belirten Hatay Halkevleri Yöneticisi ve Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisleri sözcülerinden Mahir Mansuroğlu, “Antakya’da yaşanan gerçekleri açığa çıkarmaktan ziyade konuşmak bile devlet açısından bir suç teşkil ediyor” dedi. Antakya’da “Ne konuşursan, ne görürsen ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini açığa çıkarmakla’ suçlanabilirsin” diyen Mansuroğlu, “Erdoğan Alayumat da böyle bir ortamda gazetecilik yapmak için mücadele eden ender isimlerdendi. Bugüne kadar gizlenen tüm gerçekler böylece tüm çıplaklığı ile açığa çıkmış durumda. Açığa çıkan her bir gerçek devlet açısından bir suç olarak atfedilmiş durumda. Erdoğan da bunu açığa çıkardı. Hepimizin gördüğü, hepimizin bildiği, hepimizin yaşadığı durumu ifade ettiği için yargılandı ve tutuklandı” diye konuştu.
‘DEVLETİN SIRRI DEĞİL DEVLETİN SUÇU’
Mansuroğlu, "Normal bir hukuk devletinde karşılaşmayacağımız bir uygulama ile karşı karşıya kalınmıştır. Bizim Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisleri olarak ifade ettiğimiz gerçekler, tüm dünya kamuoyunda yankı bulurken, bunu Antakya üzerinden Türkiye’ye yaymak, dünyaya yaymak bir suç gibi lanse edilmiştir. Erdoğan da ‘gerçekleri yazmak’ olan bu suçu işlemiş oluyor. Her ne kadar Erdoğan yaptığı haberlerle 'Devletin sırlarını açıklamakla' suçlanıyorsa da; bu aynı zamanda ajanlık suçlamasıdır. Ama Erdoğan’ın yaptığı haberler devletin sırları değil, ulu orta yerde işlemiş olduğu suçlarıdır. Erdoğan devletin suçlarını ifade etmiştir açıkçası" diye konuştu. Devletin bölgede çalışan gazeteciler istemediğini belirten Mansuroğlu, “Burada çalışmak cesaret istiyor. Bu arkadaşlarımızın o cesareti ile bu gerçekler ortaya çıkmaya devam ediyor. Ve bu karanlık elbet dağılacak. Erdoğan gibi onlarca gazeteci bu işi sürdürecek. Gerçekler her zaman bedeli ne olursa olsun açığa çıkacaktır” dedi.
‘GEREKİRSE GAZETECİLERİN GÖREVİNİ HALK ÜSTLENECEK’
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Hatay İl Eşbaşkanı Hülya Kavuk da, muhabirimiz Alayumat’ın tutuklanmasına tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bu ülkede zaten son dönemde gerçek haber yapan gazeteciler, ya cezaevine alındı ya gazeteleri kapatıldı. Ya da ciddi bir baskı altında haber yapmaya çalışıyorlar. Erdoğan da bu gazetecilerden biriydi. Hatay’da defalarca IŞİD ile ilgili, El Nusra ile ilgili, Suriye’deki savaşın Hatay’a etkilerine dair haberler yapmış bir gazeteci. İşini doğru dürüst bir şekilde yapan bir gazeteci. Erdoğan’ın tutuklanmasına dair kararı hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz. Gazetecilik suç değildir. Gerçek gazetecilik yapan gazetecilerin cezaevlerinden tutuklanmasına karşı mücadelemize devam edeceğiz. Erdoğan’ın Hatay’da olmaması ciddi bir eksiklik olacak elbette; ama Erdoğan’ın başlattığını devam ettirecek onlarca gazeteci olduğunu biliyoruz. Herkesi alsalar bile buradaki halk o gazetecilerin görevini üstlenecektir ve gerçeklerin gizlenmesine izin vermeyecektir.”
‘GERÇEKLER BİR ANDA DEVLET SIRRI OLUYOR’
Kendisinin Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının dava sürecini de takip ettiğini belirten Hatay’ın tanınan gazetecilerinden Tamer Yazar, Alayumat’ın tutuklanmasına ilişkin, “Sahi ülke olarak nereye gidiyoruz? Hangi adrese kodlandık? Ne istiyoruz? Özellikle de birbirimizden. Birbirimizin gerçeğinden. Gazetecilik mesleğinden” diye sordu. Yandaş kimliğinde olmayanların yaşadığı süreçte tutuklananlar arasına her gün yeni kurbanlar eklendiğini belirten Yazar, “Öyle ki, o bahse konu 'gerçekler' bir anda 'devlet' sırrı oluveriyor. Dokunulmazlık zırhına bürünüveriyor. Dokunulamayan bir devlet sırrı olunca da, ona dokunan Gazeteci 'hain' oluveriyor! Peki, istenen ne? Haberciliğin boyutuna eklenen ne? Merak ettiğim için soruyorum. Nasıl bir hiyerarşik süreç var da, biz gazeteciler bilmiyoruz?” diye sordu.
‘KORKUSUZCA HABER YAPANLAR İYİ Kİ VARSINIZ’
Gazetecilerin haberlerinden dolayı bu şekilde suçlanmasının normal olmadığını belirten Yazar, yapılan suçlamaları onaylayacak birine gazeteci demenin mümkün olmadığını söyledi. Gazetecilerin gerçeğin adalet terazisinin her daim yanı başında olması gereken kişiler olduğunu belirten Yazar, “Bizlerin hiç bir güç karşısında ceket iliklemeden haber yapması gerekiyor. Yapanların yüreğine sağlık o yüzden” dedi. Muhabirimiz Alayumat üzerinden gazetecilere yapılanın bir uyarı olduğunu ve bu uyarının her gün bir başka gazeteci üzerinden yapıldığını belirten Yazar, “Öyle ki, kelimelerinden korkutulan bizler, kendi oto-kontrolümüzü oluşturmuşuz farkına bile varmadan” derken, “Korkusuzca haber yapanlar iyi ki varsınız” diye konuştu.