VAN – HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, “Van’da nöbet alanına hapsolmadık. Şapatan köyüne ve Van T Tipi’ne bir heyet gönderdik. Çeşitli aileler ve kanat önderleriyle görüştük. Şu an bir grup arkadaşımız kan davalı aileleri barıştırmak için çalışıyor" dedi.
Van’da Musa Anter Barış Parkı’nda 6’ncı gününe giren Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni değerlendiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, parti olarak başlattıkları eylem ve etkinliklerin en önemli ayağının Van’da gerçekleştiğini belirtti.
İktidarın toplumu baskı altında tutmak için ülkenin her tarafında başlattığı süreci Van’a, Serhat’a gelirken başlattığını söyleyen Yıldırım, “Erdoğan ve Bahçeli iktidarı, bütün ülkeye uygulamak istedikleri baskıyı, faşizmi Van’a doğru gelirken, Serhat’a doğru gelirken uygulama süreci başlattı. Kayyımların atanması sürecinden tutun, tüm topluma karşı bir savaş süreci başlattılar. Toplumu her yönüyle sindirmeye ve baskılamaya dönük ciddi uygulamalara giriştiler. Örneğin son iki ay içerisinde 10’a yakın sivil yurttaşımız panzerlerle, zırhlı araçlarla ezilerek katledildi. Van’ın her mahallesi gece sabaha kadar ablukaya alınıp rastgele evler tarandı. Hatta evler rastgele bombalandı, birçok yurttaşımız hayatını yitirdi. Çok ciddi maddi ve manevi zararlara uğradı. Yani özcesi Van’da psikolojik harbin her türlü yöntemi pervasızca uygulanıyordu” dedi.
‘NÖBET ALANINA HAPSOLMADIK’
Van halkının 90’lı yıllarda direndiği gibi bugün de direndiğini dile getiren Yıldırım, “Bu anlamda bizim Van’ı tercih etmemiz çok önemliydi. Biz şunu hep öngörüyorduk. Van diğer alanlara göre daha farklı gelişecek. İlk andan itibaren bunu yaşadık. Hem devletin uygulamaları, bize dönük yaklaşımları, diğer yerlere oranla farklıydı. Daha düşmanca, daha saldırgan, daha faşizan tutumlarla biz karşılaştık. Hem de halkımızın tutumu daha farklıydı. Halk büyük bir coşku ile karşıladı. Neredeyse saban 8’den gece geç saatlere kadar bu alana insan akışı hiç durmadı. Biz özellikle Van’da diğer alanlardan farklı olarak da buraya hapsolmadık. Sürekli dışarı arkadaşlarımız gitti. Mesela Şapatan köyüne bir heyet gönderdik. Van T Tipi’ne bir heyet gönderdik. Çeşitli aileler, kanat önderleri ile yoğun şekilde görüştük. Şu an bir grup arkadaşımız kan davalı aileleri barıştırmak için çalışma yürütüyor" diye konuştu.
‘DİRENİŞİN MOTİVASYON KAYNAĞI KÜRDİSTAN’DIR’
Bölgede süren çatışmalara, Şapatan köyü ve Van T Tipi’nde yaşananlara dikkat çeken Yıldırım, “Bütün bu süreçler içerisinde bu sistem takimleri, faşizm takimlerine bir direnç durumu söz konusu. Tüm Türkiye toplumu bir direnç gösteriyor. Bunun en somut örneği 16 Nisan referandumuydu. Referandumda bunların takim etmeye çalıştığı sistem reddedildi. Direniş ve direnç odakları var. Esas direniş toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel, moral motivasyon odağı da Kürdistan’dır. Birçok toplumsal muhalefet odağını ezmiş, kırmış, inançsız ve karamsar bir sürece sürükleyen iktidar, Kürdistan’da boşa çıkmıştır. Şemdinli Şapatan halkı 90’ların zulmünü yaşamış ancak diz çökmemiş bir halktır. Bu direniş tabi ki faşizm rejimi çığlına döndürüyor. Bir tek elinde zor aygıtı kalmış, bunun dışında devletin varlığından bahsetmek mümkün değil. Van’da valilik, jandarma, polis, askeriye, zırhlı araçlar dışında devletin varlığını temsil edecek bir şey yoktur” ifadesinde bulundu.
‘GÖZALTI VAR, ÇÜNKÜ DİRENİŞ VAR’
Devam eden gözaltı ve tutuklamaların “Çöktürme planı”nın parçası olduğuna işaret eden Yıldırım, “Nerede bir dinamizm, aktivite veya onları zorlayan sıkıştıran bir durum gelişirse bir tek yöntem var ellerinde oda faşizm uygulamak. Tek yöntem. Nasıl zihniyet tekçiliğe dayanıyorsa bunun dışında bir yöntem yok. Var olan bir tek yöntemi zorluk, baskı ve şiddettir, tutuklamadır, katliamdır. Bunun ötesinde bir yöntemi yok. Sonuçta çok ciddi bir çeteliktir yaşadığımız. Her türlü katledebilir, her türlü insanlık dışı suça imza atabilir ama başarısızdır. Çünkü biz hala varız. Eğer gözaltı yapıyorsa, tutukluyor, işkence yapıyorsa bu biz hala varız, biz hala mücadele ediyoruz demektir. Özellikle bugün ve dün itibariyle ona yakın ilimize yoğun yönelim söz konusu. 100’e yakın arkadaşımız gözaltındadır. Maalesef çoğu yönetimlerimizdir gözaltına aldıkları. Demokratik siyasetin şu veya bu aşamasında yer alan arkadaşlarımızdır” dedi.