Rakka'da 'esarete son' heyecanı 

2017-02-11 09:02:19

RAKKA - Demokratik Suriye Güçleri, başlattığı "Fırat’ın Gazabı" operasyonu kapsamında Rakka'ya 9 kilometre kaldığını duyurdu. Operasyonun ön saflarında yer alan Kürt, Arap, Süryani ve Türkmen kadınlar, Rakkalı kadınların esaretine son vermenin heyecanını yaşıyor. 

Demokratik Suriye Güçleri, "Fırat'ın Gazabı" hamlesinin üçüncü aşamasında Rakka’ya 9 kilometre mesafeye yaklaştı. Xiniz ve Bîr Heba kollarının birleşmesine 5 kilometre kaldığı bilgisini veren Eylem Odası savaşçıları, DAİŞ’e ait yüklü miktarda cephaneye de el koydu. Operasyona katılan farklı etnikten kadınlar ise, hemcinslerini kurtarmanın heyecanını yaşıyor.

Kürt, Süryani, Arap ve Türkmen gençlerin yanı sıra çok sayıda Rakkalı kadın da katıldığı operasyonda yer alan Rojava Cihan, kadınların çığlıklarına cevap olmak için eyleme katıldığını söyledi. Özellikle Suriyeli kadınların DAİŞ'ten çok çektiğini dile getiren Cihan, o kadınlardan biri olarak tüm yapılanların intikamını almak istediğini söyledi. 2016’da savaşmaya karar verdiğini anlatan Cihan, “Daha önce de DAİŞ’e karşı savaştım. Şimdi de Rakka’yı almak için savaşıyorum. Kentimi almaya gidiyorum. Rakka halkının bize çağrısı oldu. Bizi bu çetelerden kurtarın diye. Biz de şimdi halkın imdadına gidiyoruz” dedi. 

RAKKALILAR CEPHELERDE

Rakka halkının bütün dünya halklarına seslendiğini ifade eden Cihan, kendisi gibi çok sayıda Rakkalı gencin DAİŞ’e karşı savaştığını vurguladı. Cihan, kimilerinin ailesini, kimilerinin de kentlerini kurtarmak için cephelerde bulunduğunu ifade etti. 

Cihan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada yaşayan bizlerin arasında bir fark yok. Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmenler olarak hepimiz biriz. DAİŞ’e karşı verilen savaşta bütün halkların kanı döküldü. Ve o kanlar birbirine karıştı. Şimdi birbirimizden bir farkımız yok. DAİŞ’e karşı birlik olup savaşıyoruz. Özellikle kadınlar onlardan çok çekti. Bütün kadınlarda bu birlik anlayışı ile hareket ediyor. Şimdi QSD bünyesinde bunu pratiğe döküp topraklarımızı özgürleştiriyoruz.”

Nazım Daştan - dihaber