HABER MERKEZİ - Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, bu tanımadıklarını belirterek, “Yüksekdağ’ın vekilliği meşruiyetini Saray ittifaklarından almadı, onunla da kaybetmeyecek. Saraylar yıkılır, saltanatlar çöker geriye kadınların dayanışması ve direnci kalır” dedi. İstanbul, Van ve Siirt'te de tepki açıklamaları yapıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp ve Muş Milletvekili Burcu Çelik katıldı. Kadın Meclisi adına açıklamayı yapan Taşdemir, Yüksekdağ hakkında verilen kararı tanımadıklarını belirterek, "Türkiye muhalefetinin direnci kadın hareketidir” dedi.
‘GİTTİKÇE FERVASIZLAŞIYOR’
Son dönemlerde savaş konsepti ile kadın kazanımlarının hedef alındığını dile getiren Taşdemir, “Özellikle kayyumlarla, eş başkanlık sistemine yönelik saldırılarla yerelde kadın eş başkanlar tutuklandı, kadın kurumları kapatıldı, kadınlara yönelik hizmetler durduruldu. Meclis’te de tek Kadın Grubu’nun üyeleri olan 7 kadın vekillerimiz hala tutukludur. Bugün ise aynı süreç vekilliklerin düşürülmesi yoluyla gittikçe pervasızlaşmaktadır” diye belirtti.
‘SİYASET YAPMA OLANAKLARI ORTADAN KALDIRILIYOR’
Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin faşizmin oyunuyla düşürüldüğünü kaydeden Taşdemir, şunları aktardı: “AKP-Saray ittifakı referandum gündemiyle hayatileştirdiği Anayasa'yı, bizzat kendisi bir kez daha çiğnedi. Hukuku tek adamlık tasarrufu olarak dayattı. Geldiği noktada, faşizmin bütün araçlarını tüketerek ve hatta tarihsel faşizme de yeni yöntemler icat ederek faşizmi yeniden yorumluyor. Hukuksuz operasyonlarla yapılan tutuklamalar, keyfi tasarruflarla taçlandırılıyor. Hukuk tek adamın mülkü haline getiriliyor. Meclis bu kararlarla fiilen işlevsiz hale getiriliyor, siyaset yapmanın olanakları ortadan kaldırılıyor. Vardığımız nokta; doğrudan doğruya ahlaklı, eşitlikçi, özgürlükçü bir siyaset yaklaşımının yükselen faşizmin garabetiyle tutuklanmak istenmesidir.”
'MEDYA HEDEF GÖSTERDİ'
Taşdemir, Yüksekdağ'ın daha önce AK Parti'ye yakın medya tarafından hedef alındığını ve "Bir kurşunla devrilirsin" tehdidinde bulunulduğunu hatırlatarak,
daha sonra Yüksekdağ'ın bulunduğu grubun taşlarla hedef alınarak üzerine ateş açıldığını söyledi. Bu talimatları alan yargının ise Yüksekdağ hakkındaki yargılamaya dokunulmazlığı kaldırılmadan devam ettiğini aktaran Taşdemir,
buna gerekçe olarak ise Anayasa'nın “Hakların kötüye kullanılması” başlığını taşıyan düzenlenmenin gösterildiğini vurguladı.
‘YARGININ BAĞIMSIZ OLMADIĞI BİR KEZ DAHA KANITLANDI’
Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesine neden olan dava savcısının "terörist" olduğu gerekçesiyle cezaevinde olduğunu dile getiren Taşdemir, davanın tüm hakimlerinin ise ihraç edildiğini aktardı. Taşdemir, şöyle devam etti: “’Terörist’ oldukları ifade edilen savcı ve hakimlerin hukuksal kararlarının adil olduğunu kim iddia edebilir? Verilen bu kararla, FETÖ’cülerin kumpasları miras alınmaktadır ve siyasi çıkarlarla muhalefeti susturmanın bir aracı olarak sahiplenilmektedir. Yargının bağımsız olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır.”
Yüksekdağ 'ın Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı ve aynı zamanda Meclis’teki tek kadın Eş Genel Başkan olduğunu anımsatan Taşdemir, "Eş başkanlık sistemini suç ilan ederek toplumsal yaşamda kadınlara evleri işaret eden Saray ittifakına inat, eşitlikçi söylemin temsilidir. Kadınların siyasete katılımını, erkeklerin koltuklarını sağlama almak olarak kabul eden siyasi anlayışın çarptığı duvar, politikanın erkeklerce tayin edilmesine karşı birleşik bir itirazdır. Figen Yüksekdağ ortak yaşamın, toplumsal barışın sembollerinden biridir, bu saldırılarla bugün yok edilmek istenen hep birlikte demokratik bir yaşamın inşa edilebileceğine dair olan bu umuttur” diye konuştu.
‘SARAYLAR YIKILIR KADIN DİRENCİ KALIR'
Yüksekdağ hakkında verilen bu kararı tanımadıklarını vurgulayan Taşdemir, “Yüksekdağ’ın vekilliği meşruiyetini Saray ittifaklarından almadı, onunla da kaybetmeyecek. Saraylar yıkılır, saltanatlar çöker geriye kadınların dayanışması ve direnci kalır” dedi.
‘CİNSİYETÇİ YAKLAŞIMIN YANSIMASIDIR’
“Kadınların yaşamın üretimine dair söz üretmesini hedef alan bu saldırı, kadınların yaşamın öznesi olmasını sindiremeyen cinsiyetçi yaklaşımın yansımasıdır" diyen Taşdemir, "Cinsiyet eşitliği söylemini kabullenemeyenlerin, kadınların kazanımları üzerinden yürüttüğü ucuz seçim oyunlarıdır. Kendi yarattığı siyasi krizle başa çıkamayanların ilk elden kadınları devre dışı bırakarak topluma mesaj verme hedefidir. Çünkü, kadın özgürlüğü mücadelesinde birleşen bütün kadınların temsil ettiği biraradalık, toplumsal çatışmayı körükleyenlerin kabusudur. Çünkü, birlikte yükselttiğimiz kadın özgürlükçü, cinsiyet eşitlikçi söylem; koltuğunu faşizm ve erkekliğin yüceltilmesi üzerinde yükseltmiş olanlar için en büyük tehditlerden biridir" şeklinde konuştu.
‘YÜKSEKDAĞ, 6 MİLYON İNSANIN İRADESİDİR’
Siyasetin bu faşist yöntemlerle kirletilmesini kabul etmediklerini ifade eden Taşdemir, şunları aktardı: "Figen Yüksekdağ için verilen vekilliğin düşürülmesi kararını tanımayarak demokratik siyasete de sahip çıkıyoruz. Türkiye siyasetini terörist-terörist olmayan ayrımına kilitleyerek, vatandaşı kendini kanıtlamaya ve ihbarcılığa teşvik eden, “iyi vatandaşlık” koşulunu AKP yandaşlığına odaklayan siyaset yaklaşımını kabul etmiyoruz. Figen Yüksekdağ 6 milyon insanın iradesidir, bu iradeyi hiçbir karar ortadan kaldıramaz. Yüksekdağ’ın halkların temsiliyle meşruiyet kazanmış vekilliğine el uzatmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vekilliği kukla siyasetinin bir aracı olarak konumlandıran siyasetin haddi değildir. Karar bir an önce geri alınmalıdır.”
‘TÜM KADIN KURUMLARI BU KARARI TANIMAMALI’
Taşdemir, tüm kadın kurumlarını bu kararı tanımamaya çağırarak, “Bugün, hayatımızla ilgili kararlara katılmak için ısrarcı olmak, örgütlenmek, alanlarda olmak için bir sebebimiz daha oldu; yarın daha güçlü bir sesle haykıracağız. 8 Mart'a yaklaşırken Figen Yüksekdağ’a yönelen bu tasarrufu, binler olarak geri çevireceğiz” dedi.
'VEKİLLİĞİN DÜŞÜRÜLMESİ TESADÜF DEĞİL'
HDP Van İl Örgütü de, Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesini parti binasında düzenlediği basın toplantısıyla kınadı. Toplantıda konuşan HDP İl Yöneticisi Leyla Işık, Meclis kürsüsünde eşitliği, kardeşliği, adaleti ve özgürlüğü savunan Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi milyonların iradesine vurulmuş bir darbe olduğunu söyledi. Yüksekdağ’ın Meclis’e adım attığından beri AK Parti’nin hedefinde olduğunu söyleyen Işık, “Kürt halkına yapılan saldırılara sessiz kalmayan ve Rojava Devrimi’ni savunan, işçilerin, kadınların, gençlerin, katliam mağduru ailelerin ve tüm ezilenlerin yanında olan Figen Yüksekdağ’ın esir alınması gibi vekilliğinin de düşürülmesi de tesadüf değildir” dedi.
REFERANDUMDA BİRER FİGEN OLACAĞIZ
Siirt’te Barış Anneleri Meclisi üyeleri ise HDP Siirt İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Hediye Suçi, referandumda "Hayır" diyeceklerini belirterek, Siirtli kadınlara da 8 Mart dolayısıyla yapılacak etkinliklere katılma çağrısında bulundu.
Barış annelerinden Wetha Kaçar da, referandumda ev ev dolaşıp "Hayır"ı örgütleyeceklerini vurgulayarak, "Birer Figen Yüksekdağ olacağız” dedi.
'KADINLAR SİYASETİN DIŞINA İTİLİYOR'
Tevgera Jinên Azad (TJA), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), SODAP, HDP ve HDK kadın meclisleri de, Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin HDP İstanbul İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantının olduğu salona, “Kararı tanımıyoruz, kadın irademize sahip çıkıyoruz #HepimizFigeniz” pankartı asıldı. Toplantıda konuşan HDP Kadın Meclisi Üyesi Şengül Demir,
Yüksekdağ’ın sadece HDP’nin değil kadınların iradesi olduğunu belirterek,
karara karşı duracaklarını ve sokaklarda da eylemsellikleri yükselteceklerini söyledi.
‘AKP KADIN ÖZGÜRLÜK ÇİZGİSİNİN DÜŞMANI’
Ardından konuşan HDK Eş sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, tutuklanan HDP’li vekilleri hatırlatarak, bunun darbe olduğunu ifade etti. Yüksekdağ’a vekil sıfatını halkın verdiğini aktaran Koçyiğit, “Bu sıfatı ancak halk ondan alabilir” dedi. AK Parti ve MHP’ye seslenen Koçyiğit, “Hesaplarınız tutmayacak. Nasıl ki 7 Haziran ve 1 Kasımda tutmadıysa, 16 Nisan’da da hesaplarınız tutmayacak. Yapılan bütün bu baskılar referanduma dönüktür. Sayın Figen Yüksekdağ hakkında verilen kararda bundan bağımsız değildir” diye konuştu. AK Parti’nin kadın politikalarına değinen Koçyiğit, “AKP bizim kadın özgürlük çizgimizin düşmanıdır” şeklinde konuştu.
‘KADINLAR GÜCÜNÜ SOKAKTAN ALIYOR’
ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Yüksekdağ’ın 6 milyonun temsilcisi olduğunu ifade ederek, şunları aktardı: “Yüksekdağ siyasi hayatı boyunca tüm haksızlıklara karşı durmuştur. Aynı zamanda erkek egemen devlet karşısında da durmuş ve bu zihniyet ile çatışmıştır.” Yüksekdağ şahsında kadınların siyaset dışına atılmak istendiğini aktaran Çelebi, “Eşbaşkanlık bugün HDP ile kazanılmış ama AKP buna saldırıyor” diyerek kadınların gücünü sokaktan aldığını ve kazanacaklarını söyledi.
‘MESAJI ALDIK, SOKAKTA OLACAĞIZ’
TJA üyesi Peri Adalı da, iradelerinin teslim alınamayacağını belirterek, kadın mücadelesini yükselteceklerini kaydetti.
Demokrat Kadın Hareketi üyesi Dilşad Cambaz, “Önce kadınlara saldırıyorlar, çünkü kadın direngenliğini biliyorlar” derken, DBP Parti Meclis Üyesi Türkan Esen, de, “8 Mart ve 21 Mart coşkusu ile onları sandığa gömeceğiz” dedi.
SODAP Eş Sözcüsü Kezban Konukçu, vekilliğin düşürülmesini HDP projesine yönelik saldırı olarak nitelendirirken, Yeni Demokrat Kadın Üyesi Sevda Erkılınç ise, verilmek istenilen mesajı aldıklarını ve sokaklarda olmaya devam edeceklerini söyledi.