Aylin Nazlıaka: Siyaset erkek egemen bir dünya

ANKARA - Kadın Zirvesi 2017'de konuşan Bağımsız Milletvekilli Aylin Nazlıaka, siyasetin erkek egemen bir dünya olduğunu belirterek, "Evet Meclis'te kadının olması çok önemli ama kadın kimliğini koruyarak var olması gerektiği daha da kıymetli" dedi.

Bilkent Kadın Çalışmaları Topluluğu tarafından düzenlenen Kadın Zirvesi 2017 ikinci gününde Bilkent Üniversitesi Mithat Çoruh Amfisi'nde devam ediyor.
Zirvenin bugünkü oturumları, topluluğun faaliyetlerinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile başladı. Oturum daha sonra Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, "Söz Meclis'ten içeri: Meclis'te kadın olmak" başlıklı sunumu ile devam etti. Kuruluşundan bu yana Meclis ve yerel yönetimlerdeki kadın temsiliyetine değinen Nazlıaka, kadınların iş başvurularında bile hak ihlaline giren sorunlar ile karşılaştığına dikkat çekti. Siyaset alanında da kadınların eşitsizliğe maruz kaldığını vurgulayan Nazlıaka, kadın ve erkek üzerinde farklı tanımlar yapıldığını ve bunun meslekler üzerinde de tanımlar olduğunu dile getirdi.

'SİYASET ERKEK EGEMEN BİR DÜNYA’

"Yaptığım tercihten ötürü pişman değilim. Siyaset çok erkek egemen bir dünya. Bu Meclis'te de çok hakim kılınan bir egemenlik. Bir erkek siyasete girmeye karar verdiğinde kapılar açılıyor ama kadınlar karar verdiğinde 'bir öz geçmişinize bakalım, ne yapmış bugüne kadar' deniliyor" diyen Nazlıaka, siyaset hayatına girdiği dönemi anlattı.

‘KADIN GELENEKSEL ROLLERE SIĞDIRILIYOR’

Nazlıaka, Türkiye'de sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın kadın olduğunu ve yine kadının geleneksel rollerin içine sığdırılmaya çalışıldığını ifade etti. İlk olarak bakanlığın isminden kadın isminin kaldırıldığını daha sonra da gerekli yasalarda kadını aile içinde eriten yasaların geçirildiğini kaydeden Nazlıaka, kadınların siyaset içerisinde kadın kimliğini koruyarak var olmasının önemine işaret etti.

KADIN KİMLİĞİNİN KORUNMASI KIYMETLİ'

Nazlıaka, Meclis'te Anayasa görüşmeleri devam ederken kürsüyü işgal etme eylemi sırasında maruz kaldığı şiddete de değinerek, “O gün kadın vekiller etrafımı sardığında önemli bir ayrıntı vardı, arkada erkekler kadınları yönlendiriyordu. Evet Meclis'te kadının olması çok önemli ama kadın kimliğini koruyarak var olması gerektiği daha da kıymetli” diye belirtti.

Meclis'teki ortamda çok ciddi bir erkekleşme olduğunu dile getiren Nazlıaka,
şöyle devam etti: "Kendini eril sisteme kabul ettirmek için bazı kadın vekillerin çok fazla erkekleştiğini görüyoruz. Kadın olmak biyolojik değil, aynı zamanda bir duruş ve karakterdir." "Kadın kadının kurdudur” sözünü hatırlatarak bunun “Kadın kadınının dostudur” anlayışına evrilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL ÜSTÜNLERİN HUKUKU YAŞANIYOR'

Soru cevap bölümünde ize kendisine HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kadın dayanışmasının mümkünlüğüne yönelik sorulan soruya cevap veren Nazlıaka, "Kadın dayanışması olması gerektiği kadar değil. İçinde bulunduğumuz süreç antidemokratik bir şekilde ilerliyor ve bu aynı şekilde Meclis'te de böyle. Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukunun yaşandığı bir süreç yaşanıyor " dedi.

‘KADIN OLMAK BİR DURUŞTUR’

Nazlıaka, kadınların çalışma hayatında "Eşit işe eşit ücret" alamadığı gibi siyasette de bu eşitsizliğin söz konusu olduğunu belirterek, "Kadın olmak biyolojik değil; aynı zamanda bir duruş ve karakterdir" vurgusu yaptı.