‘Bir gün değil her gün kadınların olmalı’

MUĞLA - Gece gündüz yaptıkları el emeğini sokaklarda satarak geçimini sağlayan Bodrumlu kadınlar, 8 Mart'ı çalışarak karşılıyor. Kadınlar, “Bir gün değil her gün kadınların olmalıdır” dedi.

Tüm dünyada emek sömürüsü, cinsel saldırı ve katliamlara karşı alanlara çıkan kadınlar, daha adil ve yaşanılır bir dünya için isyanlarını birleştiriyor. Türkiye'de ağır sömürü çarkında yaşamlarını idame ettirmeye çalışan kadınlar ise, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü çalışarak karşılıyor. Muğla’nın Bodrum ilçesinde gece gündüz demeden işledikleri el emeği ürünleri satarak geçimini sağlayan kadınlar, “Bir gün değil her gün kadınların olmalı” dedi.

8 Mart’ın şiddetsiz ve özgür yarınlara vesile olması temennisinde bulunan Habibe Kaplan, “Kadınların kimseye ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde yaşamasını istiyoruz. 3 kızım var tek çabam üç kızımın kendi ayakları üzerinde kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmeleridir. Türkiye’nin gidişatı iyiye gitmiyor. Bundan dolayı kadınların kendi ayakları üzerinde yaşayabilmeleri gerekiyor tek isteğim bu” diye belirtti.

‘KADINLAR İÇİN DAHA HAYIRLI OLACAK’

Türkiye'de kadın emeğinin karşılığını bulmadığını söyleyen Kaplan, şunları aktardı: “Ev hanımı diyorlar, ev hanımı hem dışarıda hem de içeride çalışıyor. Değer görüyor mu derseniz görmüyor. Yine kocası geliyor yine şiddet uyguluyor. Kaç kadın milletvekili var? Kadınların önünün açılması istenmiyor. Emekçi kadınlar baskıların altında ezilmesin 'bizde varız' desinler. 16 Nisan’da sandıktan 'Hayır' çıkması kadınlar için daha hayırlı olacak.”

‘BİR GÜN DEĞİL HER GÜN KADINLARIN OLMALI’

El işi yaparak 7 yıldır geçimini sağlayan kadınlardan biri de Salya Sefa. Hayat şartlarının ağır olmasından kaynaklı çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Sefa, emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi. Sefa, “Bir yeleği örerken 2 günümüz gidiyor. 8 TL masrafı oluyor. 20 TL karşılığında satmak istiyoruz. 'Ücret çok' diyerek ürünlerimizi almıyorlar. Bazen siftah yapmadığımız günler oluyor” şeklinde konuştu. Kadınların yaşam boyunca sürekli bir üretim halinde olduğunu dile getiren Sefa, kadınlar gününün değerinin bilinmediğini, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün bir gün değil her gün olması gerektiğinin altını çizdi.

‘KADINLAR İÇİN ÖZGÜR BİR YAŞAM’

Geçimini el emeği ile sağlayan kadınlardan bir diğeri Fatma Türk, odun ateşinde pişirdiği ekmekleri pazarda satıyor. Kazanma hırsı olmadığını sağlıklı ve doğa dostu üretim yapmak istediğinin altını çizen Türk, kimseye muhtaç kalmadan üretmenin ise tarif edilemez bir mutluluk olduğunu dile getirdi. Kadınların kendisini ve doğayı düşünerek üretim yapması gerektiğine dikkat çeken Türk, 8 Mart’tan beklentisinin ise kadınlar için daha özgür bir yaşam olduğunu söyledi.

'KADINLAR DİRENMELİ'

Türkiye’de kadının 2’inci sınıf olarak göründüğünü kaydeden Ayla Alpleyla ise, devletin çıkardığı yasaların kadını ötekileştirdiğini vurguladı. Kadınların emeklerinin karşılığını ancak yan yana durup direnerek alabileceğine dikkat çeken Alpleyla, “Önümüzde 8 Mart var. Bütün kadınlar alanlara sokaklara çıkarak emeğine sahip çıkmalı. Kadınlar 8 Mart’ta geleceği için emeği için ise 'Hayır'ı haykırması gerekir” dedi.