BURSA - Atlas köyü kadınları, kurdukları Atlas Köyü Kadın Dayanışma Derneği aracılığıyla yaptıkları doğal ürünleri pazarlarda satıyor. Derneği ilk kurduklarında erkeklerin kendilerine karşı olduğunu anlatan Elmas Topçu, zamanla bütün zorlukların üstesinden geldiklerini söyledi.
Bursa'nın Nilüfer ilçesine bağlı Atlas köyünde yaşayan kadınlar, evleri için, ürettikleri doğal ürünleri, kurdukları Atlas Köyü Kadın Dayanışma Derneği aracılığı ile pazarlıyor. Kadınların isterse her şeyi başarabileceğini düşünen kadınlar, kendi paralarını kazanmanın mutluluğunu yaşıyor. Evde ürettikleri salça, erişte ve reçelleri İhsaniye pazarında bir pazarcı aracılığı ile satan kadınlar, elde ettikleri gelir ile evdeki ekonomiye katkı sağlıyor.
Dağlardan topladıkları ve başta kanser olmak üzere birçok hastalığa fayda sağlayan ısırgan otunu da erişteye karıştırarak satan kadınlar, böylece doğal ürünleri insanlara ulaştırıyor.
Ürünler, köye gelen yürüyüşçülerin, sporcuların, dağcıların ve köyde yerleşik olarak yaşamayan yazlıkçıların dikkatini de çekiyor.
'KADINLAR OLARAK KÖYDE SÖZ HAKKIMIZI KAZANDIK'
Dernek kurucularından ve ekmek üreticilerinden Elmas Topçu, 38 yıl önce evlendikten sonra köye yerleşenlerden. Topçu, o zamanlardan bu zamana çok şey değiştiğini anlattı. Köye ilk geldiğinde kadınların herhangi bir söz hakkının olmadığını, kadınların kara örtülerini giymeden köy içinde gezemediklerini dile getiren Topçu, “Benim geldiğim yerde böyle bir şey yoktu. İlk geldiğimde çok zorlandım; ama direndim ve kazandım. Artık köyde kadınlar olarak söz hakkımız var” dedi.
'EKMEĞİMİZ, LEZZETİNİ DOĞAL VE KATKISIZ OLMASINDAN ALIYOR'
Yıllardır yaşadığı köyden çıkmayan, tarla ve ev işleri ile uğraşan Topçu, her şeylerinin doğal olarak ürettiklerini ve büyük emekler harcadıklarını söyledi.
Yıllar sonra kendi yaptıkları ve tükettikleri ekmeği başkalarının da tadıp lezzetine varmalarını isteyerek yola çıktıklarını söyleyen Topçu, böylece derneklerini kurduklarını belirtti.
Yaptıkları ekmeğin lezzetini doğal ve katkısız olmasından aldığını ifade eden Topçu, ekmek yapım aşamasını şöyle anlattı: “Akşamdan ekmeğin ekşi mayasını yaparız. Katkı maddesi koymadan kabarsın diye akşamları mayalamaya başlarız. Hamur kabardıktan sonra minetlere (hamur teknesi) koyarız, fırını yakıp içine ekmeğimizi koyar pişiririz. Ekmeğimiz çok dayanıklı ve doğal olduğu için de buzlukta bir ay dayanabilir.”
'DERNEK KURMAMIZA ERKEKLER KARŞI ÇIKTI’
Derneği ilk kurduklarında köy muhtarından başlayarak bütün erkeklerin kendilerine karşı olduğunu anlatan Topçu, zamanla bütün zorlukların üstesinden geldiklerini söyledi. Başlangıç olarak dernek bünyesinde tek fırın olduğunu dile getiren Topçu, zamanla fırın sayısını üçe çıkardıklarını söyledi. Ekmeğin evlerden çıkarak pazarlara ulaşma aşamasını ise Topçu şu sözler ile anlattı: “Dışarıdan gelip ekmeğimizi alanlar tadını çok beğendi, etrafındaki insanlara da bu ekmeği tavsiye ettiler, biz de böyle bir işe giriştik. Kendimiz ekmeği yiyorduk; ama lezzetinin bu kadar iyi olduğunu düşünmemiştik.”
‘KENDİ PARAMIZI KAZANMAYA BAŞLADIK’
Kadınların büyük emek ve dayanışmasıyla kurulan Atlas Köyü Kadın Dayanışma Derneği bünyesinde başka ürünler de ürettiklerini ve yaptıkları her şeyin doğal olmasına dikkat ettiklerini anlatan Topçu, “Şimdi kadınların dayanışması ile kurulan dernek sayesinde kendi paramızı kazanıyoruz. Böylelikle erkeklere 'bize pazar parası ver' demekten kurtulduk ve kendi paramızı kendimiz kazanmaya başladık” dedi.
'KADINLARIN VE DİĞER DERNEKLERİN DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ'
Ürettiklerinin daha fazla insana ulaşmasını isteyen Topçu, “Dernek aracılığı ile İhsaniye'de bir pazara ürün vermeye başladık; ama bu bizim için yeterli değil. Daha fazla alana açılmak istiyoruz. Diğer kadınlardan ve derneklerden bu konuda destek bekliyoruz” sözleri ile çağrıda bulundu.
Elif Çetiner - dihaber