RAKKA - Sigara içtiği için DAİŞ tarafından 17 gün cezaevinde tutulan ve işkence edilen Tabqalı Sewra Hemud El Hemdê, çarşaf giymeyi reddettiği için sokakta göğsünden tek kurşunla vurulan 16 yaşındaki kızının bir gün boyunca can çekişmesini izlediğini anlattı. Hemdê, şimdi kızının yasını tutuyor.
Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Tabqa operasyonu, baraj ile kalan son üç mahallenin arasındaki bağlantının kesilmesi ile devam ediyor. Baraja en yakın olan Hey Ewwel mahallesini de kontrol altına alan savaşçılar, Hey Tanî ve Salis mahallelerine yönelik operasyonlarını sürdürüyor. Kent merkezinde de temizlik çalışması yapan QSD'liler, hastane, cephanelik, cezaevi ve işkence merkezi olarak kullanılan birçok binada kontrol sağladı. Muhacir mahallesinde bulunan ve DAİŞ'in cezaevi olarak kullandığı bina, karanlık izler taşıyor. Kadınların da işkenceden geçirildiği hapishanede kalan Sewra Hemud El Hemdê, DAİŞ’in işkence dolu günlerini anlattı.
SİGARA İÇTİĞİ İÇİN TUTUKLANDI
39 yaşında ve 2 çocuk annesi olan Hemdê, Tabqa’nın Muhacir mahallesinde ikamet ettiğini, eşini 3 yıl önce yaşanan bir bombalamada kaybettiğini, sigara içtiği için DAİŞ tarafından tutuklanarak, cezaevine atıldığını söyledi. Suriye rejimi tarafından daha önce Maliye binası olarak kullanılan, ancak DAİŞ tarafından cezaevine dönüştürülen yerde kaldığını ifade eden Hemdê, 17 gün boyunca tek kişilik hücrede kaldığını kaydetti.
17 GÜN TEK KİŞİLİK HÜCRE VE İŞKENCE
DAİŞ tarafından tutulduğu yerde yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Hemdê, “Sadece sigara içtiğim için beni tutukladılar. Tam 17 gün boyunca beni orada esir tuttular. Tek kişilik hücrede kalıyordum. 17 gün boyunca bana işkence ettiler. Yüzü kapalı kişiler tarafından dövülerek, kırbaçlanıyordum. Öyle ki sigara tutan parmaklarımı dahi kırdılar. Bana öyle yaklaştılar ki artık psikolojim bozulmuştu. Bana 6 yaşındaki oğlum önünde işkence ettiler. O kadar ki oğlum bana yaklaşan bir yabancı gördü mü ağlamaya başlıyor. Bu denli alçakça zulüm ettiler” diye o günleri anlattı.
16 YAŞINDAKİ KIZINI SOKAKTA TEK KURŞUNLA VURDULAR
17 gün sonra serbest bırakıldığında psikolojisinin alt üst halde olduğunu, neredeyse delirdiğini ifade eden Hemdê, karanlık ve loş bir odada tutulduğu için gün yüzü göremediğini ve ilk birkaç gün ışığa alışmakta zorluk çektiğini kaydetti. Zulmün bununla sınırlı kalmadığını dile getiren Hemdê, “16 yaşındaki Firyal adında olan kızıma zorla çarşaf giydirmeye çalışıyorlardı. Defalarca kızımın daha küçük olduğunu söyledim, Firyal da giymek istemiyordu. Ama dinlemediler. Sonra bir gün sokak ortasında çarşaf giymediği için göğsüne bir kurşun sıktılar. Kızımı kanlar içinde eve getirdim. Ne hastaneye ne de başka bir yere götürmeme izin vermediler. Kızım bu şekilde ertesi gün saat 7’ye kadar inlemeler içinde kaldı. Kan revan içinde olan kızıma yardım edemiyordum. Saat 7’de yaşama gözlerini yumdu. Göz göre göre kızımın ölümünü izledim. Kızım daha çok küçüktü. Onu gözlerimin önünde benden aldılar” ifadelerini kullandı.
KIZIMIN YASINI DAHA YENİ TUTUYORUM
Kızının yasını bile tutamadığını aktaran Hemdê, kent özgürleştikten sonra ağlayabildiğini ve yas tutmaya başladığını dile getirdi. Üç gün önce savaşçıların kentte açtığı bir fırına giderek, pişirilen ekmekleri halka dağıttığını belirten Hemdê, herkese bunu kızı için yaptığını söylediğini kaydetti.
TABQA ÖZGÜR BÜTÜN HALKLAR BİRLEŞSİN
Neden halen siyah giydiğini, “Kızımın yası için giyiyorum” sözleriyle anlatan Hemdê, konuşmasını şöyle noktaladı: “Allah bu zulmü görüyor. Bir gün hesabının sorulacağını biliyordum. Bu kirli adamlar yaşamımızı alt üste etti. Her şeyimize el uzattılar. Bu kadar yoksulluğun içinde bir de bunların zulmü ile karşılaşmak ayrı bir durumdur. Artık Tabqa özgürdür. Burada yaşayan bütün halklarımız birleşin. Artık kimse bizi esir almasın. Kendimizi savunabilelim.”
Nazım Daştan - dihaber