İSTANBUL - 86 yıl önce ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’na kavuşan Türkiyeli kadınların bu hakları, bugün “Kadınların Siyasal Hakları Sözleşmesi” ile birlikte çiğnenmiş durumda. Bu hakları ellerinden alınan 30 Kürt kadın siyasetçi ise tutuklu.
Bugün, Türkiyeli kadınların siyasi alanda ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’na kavuşmalarının 86’ncı yılı. Kimi dünya ülkelerinde daha önceki yıllara denk gelen ve kadın özgürlük mücadele tarihinde önemli bir yer tutan kadınların siyasal alandaki görünürlüğü, Türkiye’deki kadınlara ancak 5 Aralık 1930 tarihinde “hak” olarak tanındı.
Hayatın her alanında ikinci plana atılan, eşit yurttaş olarak görülmeyen kadına, sonradan verilen bu hak ile daha fazla alan ve görünürlük kazandırması gereken siyaset alanında, tam tersine bugünlerde bir engelleme sözkonusu. Öyle ki, Türkiye’de önemli yer tutan Kürt kadın siyasetçilerin tutuklulukları, bu haklarından mahrum bırakılmalarına ve demokratik siyasetin önünün tıkanmasına neden oldu.
HDP MECLİSTE EN YÜKSEK KADIN VEKİL SAYISINA SAHİP
Geçtiğimiz yıl 7 Haziran’da yapılan genel seçimlerde AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) girdiği Meclis’te, 97 kadın vekil yer aldı.
Meclis’te ilk defa kadın vekil oranı yüzde 18 olurken, bunun yüzde 48 kadın vekil oranı HDP’ye aitti. Yenilenen 1 Kasım seçimlerinde ise Meclis’te yer alan kadın vekil sayısı 97’den 82’ye düştü. Bu 82 vekil arasında HDP’den meclise girebilen kadın vekil sayısı da 24’te kaldı. Buna rağmen, diğer partilere göre en yüksek kadın temsiliyetini ve kotasını sağlayan parti olarak tarihe geçen HDP, kadınlara ve çocuklara dönük mecliste aktif bir şekilde çalışmalar yürütmeye başladı.
Yine Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak belediyelerde uygulanan eş başkanlık sistemi ile de kadınlar yerellerde erkek ile eşit temsil hakkını elde etti.
TOPLAM 30 KÜRT KADIN SİYASETÇİ TUTUKLU
Uluslararası alandaki en önemli belge olan Birleşmiş Milletler'in (BM) 7 Temmuz 1954'te yürürlüğe koyduğu “Kadınların Siyasal Hakları Sözleşmesi” ile kadınların bütün seçimlerde erkeklerle eşit koşullar altında oy kullanma, seçilme ve kamu hizmetlerine girme hakları korumaya alındı. Buna rağmen bugün HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da dahil 5 HDP’li kadın milletvekili tutuklu.
DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de dahil 24 DBP’li belediye eş başkanı ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinen Azad (KJA) Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata siyaset yapma hakkı engellenmiş kadınlar arasında yerini aldı.
SÖZLEŞME İLE SAĞLANAN “SEÇİLME HAKKI” ÇİĞNENDİ
Siyasi alanda yıllardır aktif bir şekilde mücadele yürüten ve şuan cezaevinde olan kadınlar, siyaset alanını sadece meclis koridorları ile sınırlı tutmadı. Tüm kent ve sokaklarda kadın cins bilinci ile direniş göstererek siyaset içerisinde yer alan bu kadınlar, halkın iradesi ile seçilen kadınlardı. Bu tutukluluk kararı hem “Seçilme Hakkı”nın tanınmamasına hem de bu hakkın sağlanmış olduğu sözleşmenin ise çiğnenmesine neden oldu.
‘TUTUKLAMALAR KADINLARIN SESİNİN DUYURULMASI AÇISINDAN SORUN’
Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan (EŞİTİZ) Avukat Hülya Gülbahar, HDP’li kadın siyasetçilerin tutuklanmasının kadınların sesini duyurmaları açısından ciddi bir sorun oluşturduğunu söyleyerek, vekillerin varlığının kadın hareketi için önemine vurgu yaptı.
Tutuklanan kadın siyasetçilerin önemli bir bölümünün kadın hareketi içerisinden geldiğini ve kadınların sorunlarını, mücadelelerini bilen kadınlar olduklarını söyleyen Gülbahar, “Onların meclisteki faaliyetlerinin engellenmesi kadın hareketi açısından ciddi bir sorun” diye belirtti.
‘TUTUKLAMALAR AYNI ZAMANDA EŞBAŞKANLIĞA DA DARBE’
HDP ve DBP’de uygulanan eş başkanlık sisteminin tüm siyasal ve sivil alandaki örgütlülükler için esinlendirici bir model olduğunun altını çizen Gülbahar, tutuklamaların aynı zamanda bu modeli de vurduğunu belirtti. Gülbahar, DBP’li belediyelerin kadınlar ve çocuklar ile ilgili oldukça önemli çalışmalar yaptıklarını ve belediyelerin kayyuma devredilmesi ardından bu çalışmaların baltalandığını ifade ederek, “Kadınlar, kadın derneklerin, belediyelerin desteklerinden yararlanamadığı için çaresiz, yapayalnız bırakılmış durumda. Tabi ki bu baskılar kadınları yıldıramayacak ve kadınlar şiddete karşı birbiri ile buluşmaya dayanışmaya devam edecek” diye konuştu.