İSTANBUL - Avukat Diren Cevahir Şen, Yasemin Çakal davasında sona gelindiğini belirterek, "Adli kontrol hükümleri uygulanabilirdi. Bunu birçok erkeğe yapıyorlar ama söz konusu kadınlar olunca uygulanmıyor. Bu, hukuk dilinde meşru müdafaadır, politik dilinde hayatına sahip çıkmadır” dedi.
Yasemin Çakal, birçok kadın gibi kendisini ve çocuğunu korumak için sistematik şiddet gördüğü eski eşi Özkan Kaymaklı’yı 10 Temmuz 2014'te öldürdü. Eski eşi, Çakal'ı kemerle boğmaya çalışıp çocuğunu dirseğiyle sıkıştırırken, Çakal can havliyle masadaki bıçaklı ile meşru müdafaada bulundu. Kaymaklı yaşamını yitirirken, Çakal ise yaklaşık 3 yıldır Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Bu süre içinde yargılanan Çakal’ın geçtiğimiz günlerde Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 14’ncü duruşması görüldü. Duruşmada, Adli Tıp Ana Bilim Dalı Raporu’nda Çakal’ın cinsel şiddete maruz bırakıldığı, sistematik şiddetin izlerinin bedeninde derin doku zedelenmelerine neden olduğu belgelendi. Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın belgelediği sistematik şiddet ve cinsel saldırının iddia makamının verdiği mütalaada yer almaması ise kadınlar tarafından tepki gördü. Duruşmayı takip eden Feminist Avukatlardan Diren Cevahir Şen, dava ile ilgili gelişmeleri ve önümdeki duruşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘MAHKEME 2. CELSEDE KARARA BAĞLAMAK İSTEDİ'
Çakal’ın davasına 2’inci celseden itibaren dahil olduklarını anlatan Şen, mahkeme heyetinin 2 duruşmada mütalaa vermeye hazırlandığı ve dosyayı karara bağlamaya çalıştığını söyledi. Mahkeme heyetinin Çakal’a apar topar ceza vermek istendiğini vurgulayan Şen, davaya dahil olduktan sonra davanın seyrinin değiştiğini aktardı. Şen, “Delillerin toplanması noktasında ısrar ettik ve davayı politikleştirdik. Kadınların büyük desteği oldu. Yasemin’in durumu görünür oldu” dedi.
İlk zamanlarda dosyanın bilirkişi incelemesine bile gönderilmediğini vurgulayan Şen, şöyle dedi: “Adli Tıp Anabilim Dalı incelemesine gönderilmesi konusundaki ısrarlarımız ve çabalarımızın ardından gönderildi.
Adli Tıp Kurumu bizim çok sözüne güvendiğimiz bir kurum değil. Ama buda iyi bir şeydi. Dosya Adli Tıp Kurumu'na bilirkişi incelemesine gönderildi. Yasemin ile ilgili ruh sağlık psikolojik ve fiziksel durum incelemesi yapıldı. Sonra tanıklar bile dinlenmemişti. Tanıklar dinlendi. Bu hali ile yani usulen bir sürü eksiklikle bu dosyayı mahkeme ikinci celsede karara çıkarmak istedi. Ama bizim dahil olmamızla beraber dosya bugüne kadar geldi.”
‘ÖLMEMEK İÇİN ÖLDÜREN KADINLARDAN’
Çakal’ın sistematik olarak şiddet gördüğünün belgelendiğini vurgulayan Şen, hem tanıkların hem de Çakal’ın sistematik olarak şiddet gördüğünü söylediğini ifade etti. Şen, “Yasemin ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlardan. Yasemin'in ceza mevzuatı gereği meşru müdafaa hükmünden yaralanması gerekir. Biz Yasemin’in sonuç itibarı ile meşru müdafaa hükümlerinden yararlanarak, özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Yasemin dışarıda olmayı hak ediyor. Yasemin çocuğuna kavuşmayı hak ediyor. Yasemin çok sevdiği güvercinlere kavuşmayı hak ediyor. Yasemin Büyükçekmece sahilinde oturmayı ve denizi seyretmeyi hak ediyor” ifadelerini kullandı.
‘KARARA YAKLAŞTIK'
Çakal’ın 4 Temmuz’da görülecek duruşmasına da dikkat çeken Şen, karara yaklaştıklarını dile getirdi. Önümüzdeki celse olmasa ondan sonraki celsede Çakal ile ilgili kararın çıkacağını kaydeden Şen, “Yaptığı şey tam olarak hukuk dili ile söyleyeceksek bir meşru müdafaa, politik dille söyleyeceksek hayatına sahip çıkma fiilidir. Duruşmada bilirkişi raporuna karşı beyanlarımızı sunacağız. Karşı tarafta sanırım bilirkişi raporuna karşı beyanlarını sunacak. Şimdiye kadar her celsede Yasemin'in tutuksuz yargılanması için beyanda bulunduk. Ama heyet ısrarla Yasemin’in tutuklu yargılamasına karar verdi” diye konuştu.
Şen, 4 Temmuz’da görülecek duruşmada Çakal’ın meşru müdafaa hükümlerinden yararlanarak dışarı çıkması talep edeceklerini söyledi.
'ERKEKLERE BÜTÜN İNDİRİMLER UYGULANIYOR'
“Aynı sanık sandalyesinde bir erkek otursaydı, mahkeme heyetinin tavrı değişirdi” diyen Şen, mahkemelerin kadınlar söz konusu olduğunda objektif yaklaşmadığını ve erkeklere ise bütün indirimlerin uygulandığını belirtti. Çakal davasına 2'inci celsede dahil olduktan bir süre sonra mahkeme heyetinin değiştiğini kaydeden Şen, şöyle devam etti: “Değişen heyetin tavrı diğer heyete göre daha objektif, daha yargılamayı aydınlatmak isteyen bir yerdedir. Ama tabi bu yeterli değil. Yasemin’in dışarıda olup tutuksuz yargılanması gerekiyordu. Adli kontrol hükümleri uygulanabilirdi. Bunu birçok erkeğe yapıyorlar ama Yasemin ya da başka bir kadın söz konusu olduğunda mahkemeler böyle davranmıyor.”
'NEDEN ÖLMEDİN?' DENİYOR
Mahkemelerin olay anına odaklanmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Şen, Çakal ve onun gibi kadınların etraflarındaki erkeklerden şiddet gördüklerini belirtti. Mahkemelerin olay anına dahi bakmaları durumunda aslında her şeyin gözler önüne serileceğini kaydeden Şen, “Kaldı ki olay anına bile hukuki bir perspektiften baksalar, objektif bir değerlendirme yapsalar bugün Yasemin dışarıda olacaktı. Çünkü boğazına bağlanan boynuna bağlanan kemerle boğulmaya çalışılan bir kadının ne yapmasını bekliyor heyetler. Şunu mu demek istiyor mahkemeler, 'Ölmediğin için seni yargılıyoruz. Neden ölmedin?' Bunu mu demek istiyorlar. Boynuna kemer bağlanmış can havli ile elline bir şey alıyor ve kendini savunuyor. Bu tamamen hayatına sahip çıkmaktır. Bunun başka bir şeyi yok. Bu, hukuk dilinde de mevzuat dilinde de meşru müdafaadır” şeklinde konuştu.
Sadiye Eser - dihaber