ŞIRNAK – Altınlarını satarak uzun süre tatlıcılık yapan, sokağa çıkma yasakları döneminde göçe zorlanan 47 yaşındaki Emine Özek, yeniden döndüğü Silopi’de evinin altında halı yıkama işletmesi açarak ailesini geçindirmeye çalışıyor. Özek, "Madem ki ‘kadın, yaşam, özgürlük’ diyoruz o halde yaşamın içinde yer almalıyız. Çünkü yaşam kadınla var oldu, kadınla devam edecek" dedi.
Şırnak'ın Silopi ilçesinde geçtiğimiz yıl ilan edilen sokağa çıkma yasağından dolayı zorla göç ettirilen 3 çocuk annesi 47 yaşındaki Emine Özek'in, ayakları üzerinde kalma mücadelesi 90'lı yıllardan bu yana devam ediyor. İl merkezine bağlı Balveren (Gundikê Melê) beldesinde yaşarken 90’lı yıllarda yerlerinin zorla boşaltılmasından dolayı göç ederek Silopi’nin Cudi mahallesine yerleşen Özek, çocuklarına bakmak için çalışmaya karar verdi.
TATLI YAPMAYI ÖĞRENMEK İÇİN ALTINLARINI VERDİ
Tatlı yapmakla işe başlayan Özek yaşadığı tecrübeyi, “Tatlı ustasının yanına gittim ve bana tatlı yapmayı öğretmesini istedim. Usta, bana tatlı yapmayı öğreteceğini ancak karşılığında altınlarımı istediğini söyledi. O zamanlar çaresiz bir şekilde bu teklifi kabul ettim. Tatlı yapmayı öğrendim. Silopi'de ilan edilen yasağa kadar tatlı yapıp satıyordum. Silopililer bana 'Tatlıcı Emine' derdi” sözleri ile anlattı. Yasak ile birlikte evini ve işini bırakmak zorunda kaldığını belirten Özek, Karaman’a göç ettiğini kaydetti.
‘SÖMÜRÜYÜ GÖRÜNCE KENTİME DÖNDÜM’
Çocukları ve beraberindeki 15 kişi ile beraber Karaman'da bir bisküvi fabrikasında işe başladığını kaydeden Özek, yasakların en fazla kadınları etkilediğini ifade etti. 6 ay boyunca Karaman’da bir bisküvi fabrikasında çalıştığını söyleyen Özek, işverenlerin yaşadıkları mağduriyetten dolayı kendilerini sömürdüğünü ve bunun üzerine yeniden Silopi’ye döndüğünü dile getirdi. “Emeğimizin sömürüldüğünü anlayınca kimseye muhtaç olmadan onurlu bir yaşam için arayışım başladı” diyen Özek, “Döndüğümüzde yaralı, yıkık bir şehir bize kucak açtı. Yakılmış ve tarumar edilmişti. Çocuklarım metropollere gitmek istiyordu ancak engel oldum. Çünkü çocuklarımın artık metropollerde sömürülmesine göz yumamazdım. Perişan olacaksak kendi memleketimizde olalım” diye konuştu.
‘ERKEĞİN ELİNE BAKMADAN…’
Belli bir süre sonra evinin altındaki 60 metrekarelik alanı halı yıkama işletmesine çevirdiğini ve çocukları ile hayata yeniden başladığını söyleyen Özek, "Bir kadın olarak yaşam ile mücadelem hiç bitmedi, bitmeyecek. Erkek işi olarak görülen işi yapıyorum. Bu algıyı yıktım. Mağduriyete rağmen kadınlar olarak yaşamın içinde alternatiflerimizi oluşturmak zorundayız. Bir erkeğin eline bakmadan. Onlar bizim elimize baksın. Madem ki ‘kadın, yaşam, özgürlük’ diyoruz o halde yaşamın içinde yer almalıyız. Çünkü yaşam kadınla var oldu, kadınla devam edecek" şeklinde konuştu.
Berivan Karataş - dihaber