URFA - Kobanêli 80 yaşındaki Xande Evdilkadir, annesinin acılarının kendisine, kendi acılarının da kızına miras kaldığını belirterek, duygularını şiir ve makalelerle yazıya döküyor.
Hayatının 80 yılına bir çok acıyı sığdırıp acıları şiirlere ve makalelere döken Kobanêli Xandê Evdilkadir, annesinin acılarının kendisine, kendi acılarının da kızına miras kaldığını belirtirken, "Bu acıları yazdım,. Şiddeti gören anneme tanıklık ettim, ben şiddetle büyüdüm. Maalesef şimdi de kızım aynı şiddeti yaşıyor. Bu şiddeti yazdım, duygularımı şiire döktüm" dedi. Evdilkadir, şimdi de savaştan dolayı terk ettiği Kobanê'nin hasretiyle yazmaya devam ediyor.
ANNE İLE BAŞLAYAN ERKEK ŞİDDETİ
Annesinin çektiği acılara tanıklık eden Evdilkadir, "Annem Urfa'da yaşayan Kürt bir kadındı. Eskiden sınır yoktu iki ülke arasında. Annem Halep'de okudu. Türkçe konuşuyordu. Arapça öğrendi ve öğretmenlik yaptı Halep'te. Babam ise askerdi. Kobanêli bir köylüydü. Zorla evlendirildi annem. Babam kız çocuklarının okumasına, kadınların çalışmasına karşı biriydi. Annemin öğretmenlik yapmasına izin vermedi. Ayıptır, günahtır dediler. Ancak annem benim için büyük bir mücadele verdi ve beni okuttu. 8 yaşında okula başladım. Sadece Arapça eğitim görüyorduk. Annemin hayatımda rolü büyüktü. Babam ona çok zulmetti. Annemin üzerine başka bir kadınla evlendi. Sonunda annem hasta düştü ve öldü. Uzun bir süre okula gizli giderdim. Okul kıyafetlerimin üstüne sivil kıyafetlerimi giyer, tepeyi aştığım gibi kıyafetimi değiştirir okula koşardım. Uzun yollar yürürdüm okula varabilmek için. Halamın oğulları yolumu keser okula gitmeme engel olmaya çalışırlardı" dedi.
'OKULDA SADECE 5 KIZ ÖĞRENCİYDİK'
Evdilkadir, okul sıralarını şöyle anlattı: "2 Kürt, 2 Arap, 1 de Hiristiyan olarak okulda sadece 5 kızdık. Biri Meryem Sülayman, Corcia Seven, Nadra Serhes, Zuka Ehdeni'ydi. O yıllarda unutamadığım bazı anılarım var. Arkadaşlarımla pikniğe gitmiştik. Döndüğümde babam beni dövmek istedi. Annemle kilitli bir kapının arkasında saatlerce babamın öfkesinin dinmesini bekledik."
EVLENDİRİLMESYEDİ DOKTOR OLACAKTI
Annesinin ölümünden sonra babasının eğitim hayatına son verdiğini dile getiren Evdilkadir, 16 yaşında kandırılarak evlendirilmesini ise şöyle anlattı: "Eğer okumama izin verselerdi kadın doktoru olacaktım. Başarılı bir öğrenciydim. Üstelik okulu kazanan bir kaç öğrenci arasında adım geçiyordu. 6'ıncı sınıfa kadar annem ve benim mücadelemle gelmiştim. Amcamın Cızir'de oturan oğlu beni istiyordu. Annem hayattayken engel oldu. Annem ölünce tekrar istediler. Gelip beni misafir olarak bir kaç gün evlerinde konuk edeceklerini söylediler. Gittim. Kıras fistan giydim. Kürt kültürünün kıyafetlerini giydim. Bir aşirete karşı mücadele edemeyeceğimi düşündüm. 1 ay boyunca evde misafir oldum. Amcamın oğlu da ahır da yatıyordu. Onun haline acıdım misafir olduğumu yakında gideceğimi ve gelip evde kalabileceğini söyledim. Başıma gelecekleri nereden bilecektim ki. O evde imam nikahı ile evlendirdiler bizi. Ben ne olduğunu dahi anlamıyordum." Evdilkadir, düğün yapılmadan kuzenin eşi olduğunu ifade etti.
KADINI ÇAMURA BENZETEN BİR KOCASI OLDU
"Kadın çamurdur nereye atsan orada durur" diyen bir kocanın yanında yıllarca eziyet gördüğünü anlatan Xandê Evdilkadir, acılarını dindirmek için sürekli okuduğunu anlattı. Artık çocuklarının büyüdüğünü ve çocuklarıyla birlikte Rakka'da yaşadığını söyleyen Evdilkadir, "Çocuklarım büyüdü, çalışıyorlardı. Babalarını bırakıp beni yanlarına aldılar. Şehre indik. 1982 de eşim öldü. Bir altın bileziğim vardı, sattım toprak aldım. Ev yaptım" diyerek yaşamı tek başına kurduğunu dile getirdi.
'SAÇLARIMI YIKADIM GELMEDİ'
Bir oğlunun PKK'ye katılıp yaşamını yitirdiğini söyleyen Evdilkadir, "O zamanlar 10 yaşında olan oğlum Ahmet (Hamza) parti ile tanıştı. 15 yaşında da PKK'ye katıldı. 1994 yılında Uludere'de şehit oldu. Oğlumun cenazesini alamadım. Nerede defnedildi bilmiyorum. Dediler oğlun şehit oldu. Evimin avlusunu yıkadım, dedim misafirler gelir. Ağlamadım, hiç ağlamadım. Ağlayanlara dik durun dedim. Saçlarımı yıkadım ördüm. Oğlumu bekledim. Gelmedi cenazesi" dedi.
'ÖCALAN'LA TANIŞTIM'
Oğlu Ahmet'in yaşamını yitirmesinden sonra 1995 yılında Halep'de PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tanıştığını anlatan Evdilkadir, ölmeden önce anıları arasında en çok mutlu olduğu anın Öcalan ile tanışmak olduğunu ifade etti. Evdilkadir, "İğne atsan yere düşmezdi. Bir öksürük sesi bile duyamazdınız. Sonra Serok nereden geldi anlamadık, içeri girdi. Alkışladık. Konferansta kimse konuşmadı. Ben kalktım konuştum. Bana 'Xandewane Kurda' derlerdi. Dedim ey Serok, neden buralardan şehit çıkmıyor? O da bana çalışma yapmamı ve başta kendi çocuklarımı çalışmaya katmamı söyledi. Ona oğlumun şehit olduğunu söyledim. Bir çok kişi onu görmeden şehit oldu. Ben onu gördüm. Gururluyum" diyerek heyecanını ve mutluluğunu ifade etti.
'O KADIN BENDİM'
2000 yılında kendi yaşam hikayesini takma isimle yıllarca dergi ve gazetelerde yayınladığını söyleyen Evdilkadir, "Suriye'de yaşayan kadınların hikayelerini çektikleri acıları yazdım. Bununla birlikte kendimi de yazıyordum . Ancak hep başka isimle. O kadın bendim ama aile erkeklerinden korktuğum için başka isim yazıyordum" dedi.
'ROJAVAYA DÖNÜN'
Son olarak toprakları için savaşan savaşçılar, PKK Lideri Abdullah Öcalan ve savaşta yaşamını yitiren oğlu Ahmet için yazdığı şiirleri ve yazıları paylaşan Evdilkadir, savaştan dolayı ülkelerini terketmek zorunda kalan Rojavalılara da bir an önce ülkelerine dönme çağrısı yaptı. Suriyeliler olarak özgürlük istediklerini, bütün anılarının o topraklarda kaldığını ve bir gün herkesin kendi ülkesine tekrar döneceğini söyleyen Evdilkadir, "Para, altın, eğlence peşine düşmüşler, ülkelerini unutmuşlar. Özellikle çağrım Avrupa'da olanlara. Ülkenize hayrınız yoksa yaşamıyorsunuzdur. Ne olacak sa kendi ülkemiz için olmalı" dedi.