MERSİN - Özgecan Aslan’ın katledilmesinin kadınlar için bir milat olduğunu ifade eden Mersinli kadınlar, kadın mücadelesini sürdüreceklerini ifade ederken, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri için öncelikle erkek devlet aklının değişmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Mersin Tarsus’ta kendisini istismar etmek isteyen Suphi Altındöken’e direndiği için katledilen Özgecan Aslan’ın katledilişinin ikinci yıldönümünde konuşan kadınlar, 2 yılda yaşananlara ve kadın mücadelesine dikkat çekti.
Kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve bu konularda ciddi önlemlerin alınması gerektiği her defasında ifade ettiklerini belirten Mersin Kadın Emeği üyesi Canan Yüce, Özgecan Aslan cinayetinin kadınlar için bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Kadın cinayetlerine karşı yargısal anlamda da Özgecan cinayetinin emsal oluşturduğunu belirten Yüce, “Kadınlar Özgecan’ın katledilmesi ile birlikte hem hukuki hem de toplumsal olarak ciddi bir direniş gösterdiler. Bunun sonucu olarak da kadın cinayetlerine ilişkin emsal bir karar çıktı. Ama maalesef bunun devamı gelmedi. Ne devlet nezdinde ne de toplum nezdinde” diye konuştu.
‘KADINLAR KENDİ TEDBİRLERİNİ ALMASI ÖNEMLİ’
Kadın cinayetlerinin Özgecan cinayeti ve sonrasında zanlıların yaşananlar ile birlikte son bulmadığını aksine artarak devam ettiğini belirten Yüce, kadınların da Özgecan cinayetinin ardından özsavunmaya daha fazla önem verdiğini ifade etti. Kadınların devletten beklenti içine girmemeleri gerektiğini anladıklarını belirten Yüce, kadınların kendi tedbirlerini aldıklarını ve kadınlar için özsavunmanın anlaşılmasının önemli bir kazanım olduğunu kaydetti.
‘ÖZSAVUNMA HAKKI VERİLMELİ’
Türkiye’de kadına dönük şiddetin son bulmadığını ve başta Anayasal olarak kadınların ikinci sınıf görüldüğünü belirten Mersin Cemevi Kadın Kolları Başkanı Zeynep Kaya da, Anayasa Değişiklik paketine baktıklarında da kadınlar üzerinden gelişen bir süreç yaşandığını ifade etti. Yaşanan sürecin şiddet açısından dayak, eve kapatma gibi unsurların ötesinde cinayete evirildiğini belirten Kaya, sürecin düzelmesi için hukuk ve eğitim alanlarındaki düzenlemelerin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Kaya, kadınların haklarının sınırlandırılmış olmasının kadına yönelimde etkili olduğunu belirtirken, “Özsavunmaların hayata geçmesi, mahkemelerde özsavunmanın bir hak olarak görülmesi gerekiyor. Bunu sağlayabilirsek büyük bir kazanım elde etmiş olacağız. Özgecan’dan sonra buna biraz daha yaklaştık. Ancak erkek egemen sistem halen adımlar atmış değil. Bunun için her alanda her yerde şiddeti dile getirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘ÖNCE DEVLET ERKEK ZİHNİYETTEN VAZGEÇMELİ’
Özgecan cinayetinin sonrasında da kadın cinayetlerinin durmadığını belirten Mersin Kadın Platformu üyesi Psikolog Fahriye Cengiz ise, Özgecan cinayetinde sanıklar hakkında verilen karara atıfta bulunarak, “Bunun devam etmemesi, toplumsal refleksin düşmesi kadınların artan şiddet ve cinayet vakalarına maruz kalmasına neden oldu. Yargı anlamında caydırıcı etki sürdürülmüş olsa farklı tablo ile karşılaşabilirdik. Çünkü Özgecan cinayetinin ardından toplumsal muhalefetin etkisi karşısında kadınların mücadelesinin geri adım attırdığını iktidarın getirmek istediği farklı tasarıları çekmesi ile gördük” dedi.
'MÜCADELEYE DEVAM'
Toplumsal tepkinin devlet yetkililerinin yanlış yaklaşımları nedeniyle farklı yönlere çekildiğini belirten Cengiz, şöyle devam etti: “Özgecan cinayeti ile birlikte yasal düzenlemeler yapılması tartışıldı. Ancak hemen ardından idam ve hadım yasaları bilinçli olarak gündeme getirildi. İnsan hakları kapsamında konu ele alınmadı. Kadın haklarını gerçekten içselleştirerek, adımlar atılmadığı için sonuç alınamadı. Bu anlamda bireylerden önce devletin bu erkek zihniyetinden vazgeçmesi gerekiyor. Yoksa Özgecan’dan sonra olduğu gibi kadın cinayetleri artarak devam edecektir. Ancak biz kadınlar şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kadın mücadelesini yükselterek, mücadele edeceğiz.”