‘Kürt edebiyatı üzerindeki toprağı atıyor’ 2016-11-15 09:08:15 MERSİN - Kürt edebiyatının yavaş yavaş üzerindeki toprağı attığını belirten şair-yazar Yıldız Çakar, canlı tanıklık ettikleri tarihi yazmaya ve halkın maruz kaldıklarını anlatmaya mecbur olduklarını söyledi. Kürt dili ve edebiyatının gelişmesi için yürütülen mücadele tüm baskı ve asimilasyon politikalarına rağmen devam ediyor. Yıllarca asimilasyon politikalarına maruz kaldığı için edebiyat alanında sınırlı yazılı kaynağa sahip olan Kürt edebiyatı, Kürt yazarlar tarafından gelişmeye ve özünü bulma yolunda ilerlemeye çalışıyor. Şiirle yazarlığa başlayan Kürt kadın yazarlardan Yıldız Çakar, aydın ve yazarların kendi toplumlarının aynası olduğunu belirtti. Kürt yazarların kendi toplumlarının devrim ve direnişlerini romanlaştırması ve şiirleştirmesi gerektiğini kaydeden Çakar, bununda öncülüğünü kadınların yapması gerektiğini söyledi. Küçük yaşlarda şiirle tanıştığını ifade eden Çakar, “Annem ben küçükken şiir yazardı ve bu yüzden aslında şiirle erken tanıştım. Şiir kitabım çıkana kadar aslında tüm yaşamımda şiir vardı” dedi. 1968 ve 1998 yıllarında roman yazmak istediğini ancak taslak halinde kaldığını ifade eden Çakar, Kürt kadın yazarların neden az olduğu sorusunu sürekli kendine sorduğunu ve bundan yola çıkarak roman yazmaya karar verdiğini aktardı. İlk olarak Türkçe yazdığını sonradan özüne döndüğünü belirten Çakar, hayallerinin ve dilinin Kürtçe olduğunu fark edince özüne döndüğünü söyledi. ‘KÜRT EDEBİYATI ÜZERİNDEKİ TOPRAĞI KALDIRIYOR’ Çakar, kendi anadilinde yazmanın çok farklı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Ben kesinlikle sinirlendiğimde Türkçe sinirlenemiyorum. Çok üzülürsem Türkçe kendimi ifade edemiyorum. Bu da ruh neyse onu gösterir. Kürt dili, edebiyatı yıllarca toprak altına bırakılmış. Özü bulmak kolay değil ama artık bunun dönüşü yok ve Kürt edebiyatı, dili üzerindeki toprağı yavaş yavaş kaldırıyor.” ‘BİZ YAZMASAK KİM YAZACAK’ Kürt halkının yaşadıklarını herkese anlatma için roman yazmaya başladığını kaydeden Çakar, bir romanın yayınlandığını diğer romanının ise taslak halinde olduğunu söyledi. 2017 yılında yayınlamayı düşündüğü romanında özellikle Kobanê direnişinde yer alan kadınları, Êzidî kadınları ve taş üzerinde sususuzluktan ölen çocuklara değindiğini dile getirdi. Halkının tarihini yazmaya mecbur olduğunu vurgulayan Çakar, çünkü bu tarihin canlı tanıkları olduklarını aktardı. “Eğer bizler yazmazsak kim yazacak” diyen Çakar, “Kürt kadınları kalemleriyle kendi halkının hikâyesini yazmalı ve halkının aynası olmalıdır” şeklinde konuştu. ‘KÜRT KADINLARI GÜNÜMÜZE YÜZ YILLIK HAFIZA TAŞIDI’ Kürt edebiyatına bakıldığında dengbejlikten anlatılan hikâyelere kadar aslında Kürt kadının yüz yıllar boyu büyük bir hafıza taşıdığını ve bunu günümüze kadar getirdiğini dile getiren Çakar, “Bunları nerden biliyoruz diye sorarsanız klamlardan biliyoruz. Klamlara bakıyorsunuz, umutları, hayalleri, dilekleri ve sözlerinde kadının rengi, dili var“ diye belirtti. Asimilasyon politikaları ile önce kadının hedeflendiğini kaydeden Çakar, bu politikalarda kısmen başarılı olunsa da Kürt edebiyatının kadınların öncülüğünde gelişmeye başladığını vurguladı. YILDIZ ÇAKAR KİMDİR? 1978 yılında Diyarbakır’da doğdu. Genç yaşta Kürtçe ve Türkçe gazetelerde muhabirlik ve editörlük yaptı. 1999-2003 yılları arasında Azadiya Welat Gazetesi’nde ve Jiyana Rewşen Dergisi’nde yayımlanan şiirleri, Goristana Stêrkan (Yıldız Mezarlığı) adıyla 2004 yılında kitaplaştı. Şiirleri, ağırlıklı olarak ölüm, sürgün ve hiçlik duygularını işler. Çakar, iki şiir kitabının dışında, bir öykü kitabı, Diyarbakır kültürü, tarihi ve coğrafyası hakkında bir ansiklopedi, Leylanok (Serap) adlı, Kutsal Avesta metinleri üstüne kurduğu düzyazılar ve bir roman yazmıştır. Kürt Yazarlar Derneği’nin kurucu üyelerinden olan Çakar’ın 5’iedebi olmak üzere 6 kitabı yayımlanmıştır.