Sanat tutkusunu doğayla bütünleştirdi 2017-05-10 09:16:53 MUĞLA - Bodrum’da hayvan barınağını “Kırlangıç Yuvası” adıyla sanat atölyesine çeviren ve “Dağlar sanatımın bir parçası” diyen Hüseyin Doğan, eserlerin tüm hammaddesini doğadan karşılıyor. Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Peksimet Köyü’nde yaşayan Hüseyin Doğan (50), 70 metrekarelik bir hayvan barınağını “Kırlangıç Yuvası” adıyla sanat atölyesine çevirdi. Heykel, obje ve rölyef çalışmaları yapan Doğan, ürünlerinin hammaddesini de doğadan temin ediyor. Doğan, “Kırlangıç Yuvası” ismini ahırda bozuk bir şekilde bulunan kırlangıç yuvasından alan atölyenin 9 metrekarelik bölümünde kendisi yaşarken, geriye kalan bölümde ise sanatını icra ediyor. Sanata olan tutkusu 5 yaşında başlayan Doğan, 11 yaşında ailesiyle beraber Almanya'ya yerleşti. Almanya’da küçük yaşına rağmen heykel ve objeler yapmayı sürdüren Doğan, okulunu bırakarak heykel yapmaya devam etti. Son 15 yıldır profesyonel olarak sanatla uğraşan Doğan, çalışmalarına 2011 yılından Türkiye’ye dönerek yerleştiği Bodrum’un Peksimet Köyü’nde sürdürüyor. Doğan, sanatta belirleyenin diploma değil sanat eseri olduğu inancında. ‘YARATICILIĞIM DOĞADAN GELİYOR’ Peksimet Köyü’ne arkadaşlarının aracılığıyla geldiğini, 70 metrekarelik ahırı kiraladığın da sanat serüveninin Bodrum’da artık başladığını vurgulayan Doğan, “İlk bu ahırı gördüğümde ben burayı cennete çevirebilirim diye düşündüm. Hayalimdeki sanat anlayışını bu ahırda gerçekleştirmek istedim. Buraları da yakında cennet bahçesine dönecek. Maddiyat benim için ikinci planda. Bundan dolayı burada olmak istedim” diye konuştu. Sistemin sanat anlayışından kendini sıyırarak, lüks binalara sıkışmak yerine doğada olmanın kendisi için sonsuz mutluluğu hissettirdiğinin altını çizen Doğan, “Kendi ruhumu doğaya bıraktığımda sanatsal anlamda daha çok yaratıcı oluyorum. Bu yaratıcılık için geniş bir alanda olmanız lazım. Lüks küçük bir odanın içerisinde değil tamamen doğanın içinde olmanız lazım. Benim yaratıcılığım da doğadan geliyor” diyerek, sanatın kaynağının doğadaki sonsuzluk olduğunu vurguladı. ‘DAĞLAR SANATIMIN BİR PARÇASI’ Yaptığı her eserin kendisine doyurucu gelmediğini, her yeni bir eserden sonra bir şeylerin eksik olduğunu düşünerek, sanattaki arayışını devam ettirdiğini ifade eden Doğan, şunları söyledi: “Yıllarım böyle geçti ama yapa yapa hala bitirmiş değilim. Bir 50 yıl daha yaşasam sanatta hayal ettiğim noktaya gelemem. Malzemelerimin hepsini doğadan ve çevre köylerden gezerek topluyorum. Doğadaki atıklardan da sanat yapıyorum. Bu da doğada bir geri dönüşümü var ediyor. Sırt çantamı, baltamı, testeremi yanıma alıp dağa çıktığımda tatile gidiyor hissine kapılıyorum. O kadar özgür şekilde dağların içerisinde kayalara tırmanarak geziyorum. Her gördüğüm parçayı tek tek inceliyorum. Sonsuz bir gökyüzü, etrafımızda istemediğimiz kadar ağaç, taş, kaya bunları görünce zaten gözümde yapacağım eser canlanıyor. Ona göre de eserimi ortaya çıkartıyorum. Doğaya çıktığımda tamamen ruhumun özgür olup her gördüğüm parçayı buraya taşımak istiyorum. Dağ artık benim sanatımın bir parçası haline gelmiş durumda.” ‘HER ESERDE İLK GÜNKÜ HEYECANI YAŞIYORUM’ Her sanat eserini yaptığında 5 yaşında sanata başladığı anın heyecanını yaşadığını belirten Doğan, şöyle devam etti: “Hemen bitmesi için çok çalışıyorum. Bitirip hemen görmek istiyorum. Her çalıştığım parçada sanki ilk öğrendiğim gibi aşkla heyecanla yapıyorum. Bana öyle bir haz veriyor ki, akşam yattığımda sabahların hemen olmasını istiyorum. Öyle ki son rötuşları eserime vereyim. Doğaya çıkarken illaki bu gün bir şey bulmam lazım hevesi ile gitmiyorum. Heyecanla doğaya çıkıp heyecanla geri dönüyorum. Çünkü bir gün bulacağımı biliyorum. Sanatta önemli olan araştırma içerisinde olarak heyecanını kaybetmemek.” Gökhan Öner - dihaber