Asırlık bir keman ve sokaklarda bir başına

İZMİR - Asırlık kemanı ve kendisi zamana direnen 78 yaşındaki kemancı İsmail Aslan, yaşadığı sokaklarda kemanıyla dinleyenlerin kulaklarının pasını siliyor.

İzmir’in Konak ilçesine gelen herkesin mutlaka uğradığı Kordon boyunda, hemen her gün karşılaşılan; ancak hikayesini ve ismini kimsenin bilmediği 78 yaşındaki kemancı İsmail Aslan, dededen kalma asırlık el işlemesi kemanı ile yıllardır sokak müziği yapıyor. Aslan, kulakların pasını ezgileri ile siliyor.

Sabah saatlerinden itibaren ezgilerini kemanı ile seslendirmeye başlayan Aslan ile kimi zaman balıkçıların yanında, kimi zaman da sahildeki restoranlarda karşılaşmak mümkün. İlerleyen yaşı nedeniyle çocuklarının bakmadığı ve sokağa terk ettiği Aslan, sanatın yanında geçimini de asırlık kemanı ile yaparken, kemanı ile bir başına kışın otelde, yazın ise sokaklarda yaşıyor.

KUŞAKTAN KUŞAĞA BİR KEMAN

Sokaklarda yaşamasına rağmen Türkiye’de yaşanan ekonomik krizden nasibini alan Aslan, kemanının hikayesini "Dedelerimden dedelerine, onlardan da babama, babamdan ağabeyime, ağabeyimden de bana kaldı. Ailemde herkes müzisyendi. Bir gün ben de ölürsem bu keman torunlarıma kalacak. Kemanıma gözüm gibi bakıyorum. Kemanım soldu; ama ben ilk günkü zevk ve istek ile çalıyorum. Bugüne kadar hiçbir şekilde tamire vermedim kemanımı. Baba yadigârını hep korudum" diye anlattı.

KEMANCIDAN YENİLERE ÖNERİ, ESKİLERE ÖZLEM

Yeni nesil sanatçılara da eleştiride bulunan Aslan, "Elimizdekilerin kıymetini bilmemiz gerekiyor. Kemanım çok eski olabilir. Daha kemanımda çok iş var. Şimdiki sanatçılar müzisyenler ellerindekinin kıymetini bilmiyorlar. Herkes muhakkak bir enstrüman çalmalı. Ben bağlama ve keman çalarım. İnsanlar gelir dinler gider. Kimisi gelince oturur saatlerce dinler, kimisi gelir bakar gider; ama herkes bütün müziklerimi dinler” şeklinde konuştu.

Sanatçı Neşet Ertaş ile birlikte birkaç defa bağlama ve keman çalıp söylediğini de belirten Aslan, “Onunla şarkı söylerdim. Bu benim için gurur verici bir şeydi. Eskiden her şeyim vardı. Ama hayattan bir tokat yediğim için artık hiçbir şeyim kalmadı. Zamanında değerini bilmediğimiz şeyler yok oldu. Şimdi ise gelip burada oturup saatlerce çalıyoruz. Bu dar zamanlarda ve ekonomik krizin yaşandığı bu zor günlerde aç kalmamak için mücadele ediyorum” dedi.

Ruken Demir / Cihan Başakçıoğlu - dihaber