Mezopotamya'nın kadim enstrümanı: Erbane

DİYARBAKIR - Mezopotamya coğrafyasının kadim ve sesi kulaklara hoş gelen erbane kültürünü yaşatan derviş olarak tanınan Nurullah Tatar, 35 yıldır bölgenin birçok köyünü gezerek erbane çaldığını söyledi. Modern müzik enstrümanlarına karşı erbane ile mücadele verdiğini söyleyen Tatar, yaşamının son anına kadar erbaneyi çalarak sahip çıkacağını ifade etti.

Mezopotamya ve bölgede kadim müzik enstrümanlarından biri olan erbane (def) birçok kültürün, özellikle de inanç kültürlerinin kendini ifade araçlarından biri olarak biliniyor. Yüzyıllar boyunca büyücüler, şamanlar, abdallar, dervişler, qewallar çaldıkları deflerle, zikir ve cem gibi merasimleri yönetmiş, düğün ve cenaze, şenlik ve yas, savaş ve barış gibi insanlığın ortak durumlarını ve duygularını ifade etmiş, korkulara, hastalıklara çare bulmada defin sesine başvurmuştur. Kimi de erbane Mezopotamya'da yaşayan halkların yaşam biçimlerine de uygun bir enstrüman olarak ifade ediyor. Sesi kulağa hoş ve insana coşku veren tarzıyla bilinen erbane, günümüzde özellikle bölge illerinde dervişler bu kültürü yaşatmaya devam ediyor.

DERVİŞ NURULLAH ERBANE KÜLTÜRÜNÜ YAŞATIYOR

Diyarbakır başta olmak üzere bölgenin bir çok kentinde erbane çalan dervişler ya da diğer ismiyle erbaneciler, bu enstrümanın Kürt kültüründe önemli bir enstrüman olduğunu söylüyor. Yüz yıllar önce köyden köye gezen dervişler, erbanin sesiyle insanları mest ederdi. Bu dervişlerden biriside Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde dünyaya gelen 55 yaşındaki Nurullah Tatar erbaneyle ilgili dihaber'e bilgi verdi. Erbanevan Nurullah olarak tanınan Tatar, bir taraftan erbane çalarak beraberinde beyit, kaside ve kilamlar söylerken, bir taraftan da erbane hakkında kendisini dinleyenlere bilgi veriyor. Tatar'ın erbane çalması ve beraberinde söylediği avazlar esnasında ortaya çıkan görüntülerde insanlara coşku veriyor. Derviş babasından erbane kültürünü devralan Tatar, 35 yıldır Diyarbakır, Batman ve Mardin gibi yerlerde köy köy gezerek, insanlara erbane çaldığını söylüyor.

'MESLİĞİM VE GEÇİM KAYNAĞIMDIR'

Diyarbakır Dengbêj Evi'nde ve köy köy gezerek erbane kültürünü yaşatan Tatar, 35-40 yıl önce babasıyla Diyarbakır ve Batman'da her gün bir köyü gezerek köylülere erbane çalarak, her akşam bir yerde bir eve konuk olduklarını ifade etti. Köylerde radyo ve televizyonların olmadığı dönemlerde köylerin arasındaki iletişim bağı ve yurttaşların moral kaynağı olduklarını dile getiren Tatar, "Ben bu mesleği babamdan öğrendim. Babam rahmet etti ama bana öğrettiği kültürü bugün ben yaşatıyorum. 35 yıldır profesyonel bir şekilde erbane çalıyorum. Erbane ile ailemi geçindiriyorum yani geçim kaynağım olmuş. Erbane dışında başka bir iş yapamıyorum" dedi.

'KÖYLERDEKİ DÜĞÜN VE TÖRENLERE GİDİYORUM'

Yaşamında erbane çok büyük öneme ve değere sahip olduğunu vurgulayan Tatar, "Erbanemi takarım koluma halen köylerde düğünlere ve mezun olan öğrencilerin (feqî) icazet törenlerine katılıyorum. Feqilerin icazetinde daha çok beyit ve kaside söylüyorum. Düğünler de Kürtçe parçalar seslendiriyorum. Erbanenin 12 makamını çalıyorum" diye konuştu.

'HAYATIMIN SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIM'

Erbane eski dönemler kadar dinlenmediğini hatırlatan Tatar, "Modern ve tekniki müzik enstrümanları çoğaldıktan sonra, erbane kültürü de yok olma eşiğine geldi. Yaşamımın son anına kadar erbaneye sahip çıkacağım ve yok olmasına karşı mücadele edeceğim. Eskiden halkın arasında çok önemli bir yere vardı. Maalesef şuan halkın arasında erbane kültürüne sahip çıkılmıyor" diyerek herkesi erbane kültürüne sahip çıkması çağrısında bulundu.

Bilal Güldem - dihaber