DİYARBAKIR - Eski köy evlerinde şıbak olarak adlandırılan pencerelerden esinlenerek oluşturulan kolektif tiyatro grubu "Şıbak", devlet kontrolündeki tiyatrolarına alternatif olarak Türkçe ve Kürtçe oyunlarıyla Diyarbakırlı sanat severlere nefes almasını sağlayan bir pencere rolü oynuyor.
Diyarbakır'da "özgür fikirlerin özgürce sahnelenmesi" fikriyle oluşturulan kolektif tiyatro grubu "Şıbak", hem özgür bir ortamda kalıpları aşan oyunlar ve oyuncularla tiyatro severleri buluşturan hem de atölye çalışmalarıyla ilgililere tiyatro eğitimleri veren alternatif bir mekan olma özelliği taşıyor. Kürtçede pencere anlamına gelen Şıbak, anlamı gibi kente farklı bir pencere açan, açtığı pencereyle insanların nefes almasını sağlayan bir mekan. 8 kişilik grubun aktif yer aldığı Şıbak, 3 yıllık bir hazırlığın ardından 9 aydır faaliyet yürütüyor. Bir binanın bodrum katının tiyatro ve atölye salonuna çevrildiği Şıbak tiyatrosunun, 16 metrekarelik bir sahnesi ve 50-55 kişilik klasik tarz dışında kendine özgü bir seyirci platformu var. Sahnesinin, dekorlarının, oturma platformunun ve hatta çoğu zaman kostümlerinin de oyuncular tarafından yapıldığı Şıbak tiyatrosunda hem yetişkinler için hem de çocuklar için Kürtçe ve Türkçe oyunlar sahneleniyor.
ŞEVBÊRK DÜZENLENECEK
Alternatif bir tiyatro yapmak amacında kurulan Şıbak, ilgililere öğrenmeleri ve kendilerini geliştirmeleri için hafta sonları oyunculuk alanında atölye çalışmaları yürütüyor. Bunun yanı sıra eski zamanlarda köylerde insanların bir araya gelerek toplanıp sohbet ettikleri 'Şevbêrk' geleneğini de günümüz modernitesinde gerekli gördükleri için yaşatmayı hedefliyor.
'KENTE NEFES OLMAK İSTİYORUZ'
Bakü'de konservatuar eğitimi alan, 12 yıl tiyatroyla ilgilenen Savaş Işık, kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam arayışıyla Şıbak'ı kurduklarını söyledi. Işık, Şıbak'ın kolektif bir mekan olduğunu, bu yüzden bir karar alındığında veya bir proje hazırlandığında herkesin fikri dahilinde gerçekleştiğini ve üretim aşamasında herkesin dahil edildiğini ekledi. Eski toprak köy evlerinde bulunan ve açık bir pencere olan Şıbake'den esinlendiklerini belirten Işık, tıpkı bir odaya nefes aldıran Şıbake gibi kente nefes olabilmek istediklerini vurguladı. Işık, "Burası her şeyden önce samimi bir ortam. Oturma platformlarını bile bunu düşünerek yaptık. Bir sahne var, ama bu sahnede herkes var. Oyuncular gibi seyirciler de kendini bu oyunun içinde bulabilmeliler. Burası oyunların ve fikirlerin özgürce sunulduğu bir mekan. O yüzden oyunlarımızda yöntem olarak da serbest bir yöntem kullanıyoruz. Oyuncuları bir kalıba sokmuyoruz. Herkes kendinden bir şey katabiliyor. Bu hem geliştirici oluyor hem de daha renkli bir oyununun çıkmasını sağlıyor" diye konuştu.
'TİYATRO BİR KALIBA SOKULMAZ'
Sanatın denetim ve kalıplara sığılmayacağını da dile getiren Işık, devlet tiyatrolarına alternatif olmalarını şu sözlerle açıkladı: "Bir kere bize katılmak isteyenlerde herhangi bir kriter aramıyoruz. Önceden deneyim veya eğitim gibi. Bizim tek kriterimiz irade. Ayrıca devlet tiyatrosu gibi oyuncuyu bir kalıba sokan tiyatrolara karşılık, biz oyuncuyu kalıba sokmayan, sanatın özgürce yapılmasını sağlayan veya özgürce sanat yapılmasına aracı olduğumuz için kendimizi alternatif olarak değerlendiriyoruz. Biz bir fikrin ortaya çıkmasına özgür bir ortam yaratıyoruz. Öbür türlüsü temsili sanat oluyor."
'ÇOCUKLARI MERKEZE ALIYORUZ'
Kentte da son bir yıllık süreçte yaşanan çatışmalı ortam ve sokağa çıkma yasakları gibi nedenlerle özellikle Sur'da okula gidemeyen birçok çocuğun olduğunu ifade eden Işık, bunun kendilerini daha çok çocuk oyunlarına yönelttiğini söyledi. Işık, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuk oyunlarında genelde çocuk merkeze alınmıyor, daha çok görsel ön plana çıkıyor. Biz buna da önem veriyoruz. Çocuğun ilgisini ve algısını toplamak için bu önemli fakat çocuğun bütün hayatı bir şeyler öğretilerek geçiyor biz ise bunun dışında çocuğa nasıl ulaşabiliriz diye düşünüyoruz. Mesela Şaşkın İmparator adlı çocuk oyununda barajları konu alıyoruz. Ama bu şu demek değil yani çocukları barajlara karşı protest bir duruma getirmek değil şuan dünyanın ve Kürdistan'ın en büyük sorunu olan baraj sorununu biz çocuklarla işlemek istiyoruz."
KAPILARIN DIŞINDA: SAVAŞ ARTIĞI ASKERİN ANILARI
Şuan prova aşamasındaki "Kapıların Dışında" adlı oyun ise "savaş artığı bir askerin anıları"nı anlatıyor. Borchert'in "Kapıların Dışında" adlı oyunundan esinlendiklerini belirten Işık, oyunun ciddi bir savaş eleştirisi barındırdığını belirtti. Işık, "Bu dönemde oynayabileceğimiz bir oyun diye düşündük çünkü gerçekten savaş istemiyoruz. Bu değiştirip dönüştürebileceğimiz bir oyun kendi fikrimizi oyun üzerinden anlatacağız" diyerek, sanatın özünde protest bir duruşun olduğunu vurguladı. Yaşanan bir savaşın olduğunu ve bu savaşı da iliklerine kadar hissettiklerini dile getiren Işık, bunun olmaması için söyleyecek birkaç cümlelerinin olduğunu ifade etti.
'KENDİMİ KEŞFETTİM'
Şıbak'ın oyuncularından Şenay Orak, burada çok şey öğrendiğini belirtti ve "Daha önce herhangi bir deneyimim yoktu. Buraya geldim ve tek başıma bir şeyler üretebileceğimi keşfettim. Bana çok şey kattı ve bırakamıyorum" dedi.
SICAK VE SAMİMİ BİR ORTAM
Bir diğer oyuncu Emel Köklü ise, üniversite döneminde tiyatroyla ilgilendiğini, Şıbak'la tanıştıktan sonra her şeyi bıraktığını anlattı. Köklü, "Bizi buraya getiren ortak nokta özgür bir ortam olması. Sıcak, samimi bir yönünün olması. Çocuk oyunları oynadığımız için ağzımızdan çıkan her şeye dikkat ediyoruz. Öncesinde bir ön hazırlık yapıyoruz. Çünkü çocukların her şeyi model alabildiğini bildiğimiz için çok titiz davranıyoruz bu konuda" diye konuştu.
Şıbak'ta her Pazar saat 14.00'de ücretsiz çocuk oyunları sahneleniyor.