Sıfır bütçeyle sansürsüz ve sınırsız festival

DİYARBAKIR- Yasağı ve sınırları aşan Amed Film Festivali, sinemayı ticari boyut tahakkümünden çıkartarak ötekilerin hikayesini izleyicilerle buluşturdu.

Süregelen film festival organizasyonlarında ticari boyutlu, karşılıklı birbirini ödüllendirme sürecinin olduğu dünya sinemasında farklı bir yerde konumlanan 2. Amed Film Festivali 'Sınırsız Sinema' sloganıyla bu yılki festival organizasyonunu sıfır bütçeyle düzenledi.

Diyarbakır'da Kasım ayında düzenlenmesi planlanan ancak Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyumla çalışmama kararı alan Festival Tertip Komitesi, organizasyonu 22-25 Aralık tarihlerine erteledi.

Ortadoğu Sinema Akademisi öncülüğünde, sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle organize edilen Festival, Kürdistan ve Türkiye Sinemasından egemen olanın hikayesinin dışında kalan ötekilerin hikayesini kadrajlayan genç yönetmenlerin eserlerini sinemaseverle buluşturdu. Halen devam eden festivalde geçmişi bugün ile buluşturan, tarihten bugüne değin Kürtlerin ve diğer halkların yaşadığı trajedilerin güncelliğini yansıtan filmler izleyicilerin beğenisini kazandı.

SİNEMA İLE SINIRLARI KIRDILAR

Sanatı sınır tanımayan bir etkinlik olarak gördüklerini belirten Festival Tertip Komitesi'nde bulunan Mir Mustafa Baydemir, festivalde gösterilecek filmlerin herhangi bir kimliği, dini, ırkı ve kadını ötekileştirmeyen, toplumsal değerleri ön plana çıkaran konseptte olmasına önem verdiklerini ifade etti. Kürdistan'ın sınır sorunu olduğu için sınır temasının Kürt Sineması'nda güncelliğini koruduğunu İfade eden Baydemir, Kürdistan'ın genelinde çekilen filmlerin festivalde yer almasıyla sanat yoluyla sınırları kırmayı amaçladıklarını belirtti.

Kürt Sineması'nın temel olarak toplumsal sorunları ele alan bir yapıya sahip olduğunu ve yine sinemalarının toplumun öz gücüne dayandığını vurgulayan Baydemir, "Sanatı toplumun derdini anlatma, toplumu bir araya getirme, toplum dinamiklerini canlı tutma olarak görüyoruz. Bundan dolayı herhangi bir maddi gereksinime ihtiyaç duymadan da festival yapabileceğimize inandık ve yaptık" dedi.

'İRADE GASPINI KABUL ETMEDİK'

Belediyelere kayyım atanmasını eleştiren ve halkın bu şekilde iradesine el konulduğunu söyleyen Yönetmen İbrahim Yıldırım ise kayyum bir halkın kendi iradesiyle seçtiği bir temsilcinin halktan aldığı yetkilerin gasp edilmesi ve şehrin iradesine yapılan saygısızlık olarak değerlendirdi.

Kayyumu meşru görmedikleri için onunla çalışmama kararı aldıklarını aktaran Yıldırım, KHK'lerle kentin kültür kurumlarına mühür vurulduğu yerele yönetimlere bağlı çalışan kültür kurumların ise kayyımlar tarafından çalışmaları sekteye uğratıldığını anlattı.

Kısıtlı imkanlarla düzenledikleri festivalin moral ve motivasyon kaynağını halktan aldıklarını söyleyen Yıldırım, arkadaşlarının özverili çalışması ve kurumlar arası dayanışma ile genç yönetmenlerin filmlerini sinema severlerle buluşturduklarını belirtti.

GEÇMİŞİN GÜNCELLLEŞTİRİLMESİ

Endüstriye dönüşmüş dünya sinemasında Kürt Sineması'nın farklı bir yeri olduğunu dile getiren Yıldırım, "Kürtlerin yaptığı filmler endüstriyel sinema koşullarını göz önüne aldığımızda daha fazla belleğe yönelik çalışmalar olduğunu görüyoruz.
Kürt halkı her gün yeni olaylar yaşıyor. Kürt gerçeğinin savaş ekseninde sinemada yer aldığını görüyoruz. Yeni trajedilerle karşı karşıya kalıyor ve bu sanatın tüm alanlarına yansıyor. Kürt sinemasına baktığımızda geçmişi bugün ile birleştirip tarihten bugüne değin yaşadığı trajedinin güncelliğini koruduğunu yansıtıyor" dedi.

SIFIR BÜTÇEYLE ÖTEKİNİN YANSIMASI

Egemen olanın hikayesinin dışında kalan kişilerin hikayesini göstermeye gayret ettiklerini kaydeden Yıldırım, bağımsız alternatif ve endüstriyel çarkın dışında kalmış farklı şeyler söyleme çabası içinde olan yönetmenleri filmleri görünür kılma uğraşının tek amaçları olduğunu vurguluyor.

'KADRAJIMIZ KÜRDÜN ÖZGÜRLÜK HİKAYESİNİ GÖSTERECEK'

Sanatsal çalışmalarının belediyenin imkanlarıyla başlamadığını söyleyen Ortadoğu Sinema Akademisi çalışanı yönetmen Zeynel Doğan, sinema çalışmalarının engel ve sansür tanımayacağını ifade etti. Dünya sinemasında Kürt Sineması'nın işe geç başladığını ancak kısa süre uzun yol kat ettiğini dile getiren Doğan, özgürlük için direnen Kürt halkının destansı hikayelerinin sinemaya aktarılacağını söyledi.

Sınırsız Sinema sloganı seçmelerindeki en önemli etkenin Kürdistan için sınır istemedikleri mesajını vermek ve sinemalarının sınır ve sansür tanımadığını belirtti.
Dünya sinemasının konu bulmakta zorluk çektiğini söyleyen Doğan, "Derdin, sızın varsa film çekebilirsin, Kürtlerin saklı kalmış bir çok hikayesi var. Bu hikayeler geçmişin tozundan silkelenip kamera kadrajından gösterilecek. Kürdistan'da müthiş hikayeler var, halkın bu hikayeleri bilme hakkı var" diye konuştu.