Toplumsal bellek: 444

MERSİN - Tiyatro Agon, yeni oyunu 444 ile bir çağrı merkezinde yaşananlar üzerinden duyarsızlaştırılmak istenen topluma mesaj veriyor.

Mersin’de bir grup tiyatrocunun bir araya gelerek kurdukları Tiyatro Agon, yeni oyunu 444'ü dün akşamki gösterimiyle izleyicinin beğenisine sundu.
444, bir taraftan gelişen teknoloji karşısında insanlığın geleceğini anlatmak isterken diğer taraftan da topluma dayatılmak istenen 3 maymun karakterine farklı bir eleştiri getiriyor. Mustafa Çavuş ve Yadigar Özkan’ın başarılı oyunculuğu ile birlikte ilk başlarda bir komedi oyunu sahnelendiği fikri oluşsa da oyunun sonlarına doğru bir komediden ziyade toplumun gerçekliğinin anlatıldığı anlaşılıyor.

TOPLUMSAL BELLEK GÖREVİ GÖREN ÇAĞRI MERKEZİ

Oyun 444, çağrı merkezinde uzun yıllardır çalışan Yadigar’ın yeni çalışma arkadaşı Mustafa’nın işe başlaması ile sahne alıyor. Çağrı merkezi işini ek iş olarak yapan Mustafa, işverenlerinin tüm uyarılarını ve işinin tüm kurallarını bir bir ezberlemiş ve artık dünya koşullarının değişebileceğine inancını yitirmiştir. Ancak Yadigar ise Mustafa’ya göre aykırı ve inancını az da olsa koruyan bir kişilik.

Tabi her iki karakterde çağrı merkezinde istemeyerek çalışmayı sürdürürler. Ancak ortada bir gerçek varki o da her ikisi de sadece çağrı merkezi çalışanıdır. Çağrı merkezi günümüz çağrı merkezlerinden biraz daha farklı olarak insanların yaşamlarının belli günlerinde yapacakları işleri kayıt altına alarak, günü geldiğinde hatırlatma görevinin yanı sıra bireylerin oy vereceği partiden, bir sonraki gün giyeceği kıyafete kadar her bilgiyi sahibine hatırlatma görevini üstlenmiştir. Yani bir nevi toplumsal bellek görevi gören çağrı merkezinde, her şeyin yolunda gitmesi ve sistemin asla bozulmaması temel ilkedir.

Oyunun ilerleyen bölümlerinde tüm çağrı merkezlerinin bir grup hacker tarafından ele geçirilmesi ile birlikte Yadigar ve Mustafa ne yapacaklarını bilemez hale düşer. Mustafa ikramiye almak için gelen tüm çağrılara cevap verilmesi taraftarı iken, Yadigar ise sistemdeki arıza nedeniyle cevap vermeyerek çağrı merkezini sürekli meşgul tutma fikrindedir. Ancak Mustafa’nın ısrarı ile çağrılara cevap verirler. Bir süre sonra ise sistemdeki tüm bilgilerin silindiği ortaya çıkar. Ne yapacaklarını bilemeyen ikili beklemeye koyulurken, sistemin bir grup tarafından ele geçirildiğini fark ederler. Böylece sistemi ele geçiren kesimin seçimlere 2 hafta kalması nedeniyle siyasi iktidar tarafından yapıldığını sanırlar. Ta ki sisteme yüklenen bilgileri görene kadar.

ÇOCUK MU YOKSA ÇOCUĞUNA İYİ BİR GELECEK Mİ?

Sistem, siyasi iktidar tarafından değil topluma unuttuklarını hatırlatmak ve sistemin hatalı olduğunu göstermek isteyen bir grup tarafından ele geçirilmiştir. Milyonlarca yeni bilginin sisteme yüklenmesi karşısında oyuncularımız ya yeni yüklenen bilgileri tamamen silecektir ya da yeni bilgileri olduğu gibi bırakarak, toplumun unuttuğu acıları ve gerçekleri yeniden hatırlamasına izin verecektir. Tabiki Mustafa sistemin savunucusu olarak buna izin verme taraftarı değildir. Ancak Yadigar ise sistemde bir çatlak yaratmanın umudu ile eklenen yeni bilgilerin topluma hatırlatılması taraftarıdır. Yadigar, Mustafa’nın çocuk sahibi olma hevesi karşısında “Tercihin bir çocuğunun olması mı yoksa çocuğuna güzel bir geleceğin bırakılması mıdır?” sorusunu sorarak ikna edecektir.

ASIL MESAJ VERİLİYOR

Oyun tamamıyla günümüz dünyası ve Türkiye’sinde yaşanan toplumsal olaylarla birlikte OHAL ve Ortadoğu denklemi sonrası ortaya çıkan kaos karşısında gazetelerin susturulması ve toplum yerine bireyin öncelikleri ile duyarsızlaştırılmak istenmesi konu ediniyor. Bu yönüyle de sistemde aykırı bir sesin olmasının önüne geçmek için toplumsal bir bellek yaratarak, toplumu makineler üzerinden sistemin kölesi haline getirilmesini konu ediniyor. Bunu yaparken de politik ve siyasi söylemlerden uzak durulduğu görünen oyunda, verilmek istenen asıl mesaj başarılı bir şekilde izleyiciye yansıtılıyor.