KOCAELİ - Kültürlerinin kaybolmaması için açtığı “Georgian Kafe”de Gürcü mutfağından tatlar sunan Uğur Zuboğlu, "Yemek çeşidindeki zenginlik dilde de olmalıdır" dedi.
Asıl işi tercümanlık olan Uğur Zuboğlu, çocukluğunda severek yediği yemeklerin unutulmaması ve daha çok insanla buluşması için Kocaeli'nin Gebze ilçesinde Gürcü yemeklerinin sunulduğu "Georgian (Gürcü) Cafe" isimi ile bir kafe açtı. Yaklaşık 6 ay önce açılan kafe, Türkiye'de sadece Gürcü tatlarının sunulduğu “tek yer” olma özelliği taşırken, aynı zamanda Gürcü kültürünün de yaşatılmasına katkı sunuyor.
ÇOK ZENGİN BİR MUTFAK
Çocukluğunun bir kısmını Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te geçiren kafenin sahibi ve işletmecisi Zuboğlu, Gürcü kültürünün kadim ve zengin kültürlerden olduğunu dile getirdi. Gürcü mutfağının yaklaşık 10 bin yıllık geçmişi olduğu bilgisini paylaşan Zuboğlu, Gürcü kültürünün Yunan ve Mısır kültürü ile olan benzerliklerine dikkat çekti. Zuboğlu,"Gürcü kültürü çok eski bir kültür ama, Türkiye'de çok tanınmıyor. Yerleşik bir kültürdür. Çok zengin bir mutfağı var. Türkiye'de çok tanımamasına rağmen Gürcü mutfağı uluslararası yarışmalarda sürekli adını duyuruyor" dedi. Zuboğlu, açtıkları örneklerinin Türkiye'de olamamasına rağmen New York, Londra ve özellikle Moskova'da benzerlerine rastlanabileceğini söyledi.
YOK OLMAYA KARŞI
Asıl işi yeminli tercümanlık olan Zuboğlu, Gürcü Kafesi açma fikrinin uzun zamandır kafasında olduğunu ifade ederek, "Zengin Gürcü mutfağının Türkiye'de neden bir temsilciliği yok?" diye yola çıktığını anlattı. Zuboğlu, köyde tadını bildiği yemeklerin şehre geçişle beraber yavaş yavaş yok olduğunu ve kendisinin bu durumu sorguladığını anlattı. Zuboğlu,"Uzun zamandır 'Köyde yaptığımız yemekleri şehre gidince neden yapamıyoruz?' diye kendi kendime soruyordum. Böyle bir yerin açılması noktasında başka insanları bu konuda teşvik ettim. Sonunda iş başa düştü, ben kendim burayı açmak durumunda kaldım. Ben buradaki çoğu yemeği çocukluğumdan beri severek yiyorum" dedi.
'GÜRCÜ KÜLTÜRÜN YOK OLMASINI İSTEMİYORUZ'
Kafeye gösterilen ilgiden memnun olan Zuboğlu, "Bu kafeyi 6-7 aydır açtık. İlgi güzel demek ki böyle bir renge ihtiyaç varmış. Burada cevizli kete, eritme peyniri, kata gibi lezzetleri insanlara sunuyoruz ve bildiğim kadarıyla bizim sunduğumuz eritme peynirinin Türkiye'de bir benzeri daha yok" diye konuştu. Zaman zaman "Neden fast food zinciri veya hamburgerci gibi daha karlı bir yer açmadın?" şeklindeki sorulara maruz kaldığını aktaran Zuboğlu, amacının ise bir kültürü devam ettirmek dolayısıyla yaşatmak olduğunu vurguladı. Zuboğlu, "Biz bu yemeğin ve kültürün yok olmasını istemiyoruz. Bugüne kadar herhalde 3 bin-5 bin lahmacun yemişimdir. Bu tabii ki lahmacunu yapan ve pazarlayan için büyük bir başarıdır. Benim küçüklüğümde lahmacun yoktu, lahmacunu şehirde tanıdım. Eğer bu insanlar bana lahmacunu tanıttıysa ben neden kadayı onlara tanıtmayayım?" diye düşündüğünü paylaştı.
'ZENGİNLİKLERİMİZİ KORUYALIM'
Gürcü mutfağındaki alternatif içeceklere ve saklama yöntemlerine ilişkin de bilgi veren Zuboğlu, şöyle devam etti: "Elma ve armut suyu birbirine karıştırılarak kaynatıldıktan sonra jel haline getirilir. Bu şekilde bunu uzun yıllar muhafaza edebilirsiniz. Yüzyıllardır yapılmasına rağmen bunu da kaybetmişiz, yüzyıllardır içmemişiz. Organik bir meyve suyudur. Bunun da adı Korava." Bütün dünyada yeni yemekler üretilirken Türkiye'de var olan yemeklerin bile kayboluşuna tanıklık edildiğini değinen Zuboğlu, şunları dile getirdi: "Geçenlerde oturduk sadece köyümüzde yapılan çorbaları saydık 16 tane idi. Ama sokakta sorduğunuz herhangi bir kişi 3-4 çorba ismi dışında bir şey sayamaz. Türkiye'de bu zenginliğimizi koruyabilelim bu gerçekten bizim zenginliğimizdir."
'YEMEK ÇEŞİDİNDEKİ ZENGİNLİK DİLDE DE OLMALI'
Zuboğlu, kafelerine gelenlerin farklı dillerde konuşabildiğini kendisinin de İngilizce, Rusça ve Gürcüce başta olmak üzere 7 dilde diyalog kurabildiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Bildiğim kadarıyla bizim dışımızda Gürcü mutfağı ve Gürcü kafesi yok. Bizden görüp açmalarını umuyoruz. Çalışanlarımız burada kendi aralarında Gürcüce konuşuyor. İsteyene İngilizce isteyene Rusça isteyene de Gürcüce servis ve hizmet verebiliriz. Yemek çeşidindeki zenginlik dilde de olmalıdır. Biz buraya Gürcü mutfağını merak eden insanları davet ediyoruz. Biz tabii ki bütün Gürcü yemeklerini yapamıyoruz, ama insanlar bir kısmını tatma imkanı bulacaklardır. Tüm dünyada Gürcü kafelerinde bulabilecekleri tatları burada tatma imkanı sunuyoruz."
Mesut Kaynar / Elif Çetiner - dihaber