Gebze’ye bir nefes!

KOCAELİ - Amaçlarını “Sanatı halk ile buluşturmak” olarak belirleyen BİLKAR gönülleri, verdikleri derslerle farklı yaştaki birçok insanı sanatla buluşturuyor. İşçi kenti olan Gebze'ye nefes veren BİLKAR’da sadece sanat değil yaşam da öğreniliyor.

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 2007 yılında sanata gönül verenlerin bir araya gelerek kurduğu Bilim Sanat Kooperatifi’nde (BİLKAR) müziğin ve sanatın birçok dalında eğitimler veriliyor. Keman, bağlama, yan flüt gibi enstrümanların yanı sıra öğrencilere okul derslerinde yardımcı olmak için matematik, Türkçe gibi dersler de veriliyor. Çocuklar ve yetişkinler için drama, edebiyat ve felsefe atölyelerine de yer açan BİLKAR, pasaj içinde tuttuğu küçük bir odadan çıkıp bir katı tamamen sanat atölyesine çevirdi.

GEBZE’YE NEFES OLMAK

Sanatın halk için olması gerektiğini aktaran gönüllü eğitmenler, işçi kenti olan Gebze'de insanların nefes almak için küçük de olsa bir alan yaratmaya çalıştıklarını belirtti.

Yaklaşık 9 senedir BİLKAR'da keman dersleri veren Refik Köksal, BİLKAR'ın kâr amacı gütmeyen ve başta çocuklar olmak üzere sınırlı olanaklara sahip her kesime sanatı ulaştırmak olduğunu belirtti. BİLKAR'la sanatçı Ruhi Su adına yapılan bir gece de tanıştığını dile getiren Köksal, bu tanışmayı hayatında bir "ikramiye" olarak nitelendirdi.

'YÜREĞİMİZİ KAPATAMAZLAR'

AK Parti'nin sanata karşıtlığının son dönmelerde keskinleştiğini söyleyen Köksal, Batman’daki Yılmaz Güney Sinema Salonu’nun yangınının buna çok net bir örnek olduğunu belirterek, “Zaten işlevi durdurulmuş bir sinema salonunda nasıl yangın çıkıyor, bu bir soru işareti olarak duruyor. Yılmaz Güney Sinema Salonu'nun sembolik bir yeri var. Toplum adına taşıdığı önemim korunması gerekirdi. Gelecek neslin Yılmaz Güney'i yakından tanıma imkanı elinden alınmış oldu. Bu olay dehşet verici. Sıradan bir olaymış gibi yaklaşılması çok üzücü. Birçok alanda sokağa çıkan insanların böylesi olaylarla susması etik dışı" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile sanat ve kültür evlerinin kapatılmasını "ülkenin gericileştirme operasyonu" olarak tanımlayan Köksal, sanat alanlarının erk yönetimin en çok korktuğu alanlar olduğunu söyledi. Sanat ile yetişen gençlerin biat kültürüne tabii olmayan, sorgulayan bir düşünceye sahip olduğunu düşünen Köksal, “Burası da kapanabilir biz de o zaman sokakta sanat yapmaya devam edeceğiz. Bizim yerimizi kapatabilirler ama yüreğimizi kapatamazlar” diyerek, hiçbir erk yapının sanatın önünü kesemeyeceğini belirtti.

'TEK AMACIMIZ HALK İLE SANATI BULUŞTURMAK'

BİLKAR kurucularından ve yönetimde yer alan Fatma Aydoğan, her ay sonunda ve yılsonunda eğitimlerde yer alan öğrencilerin de katıldığı değişik alanlardan performansların sergilendiği etkinlikler yaptıklarına değindi. Ailelerin ve gençlerin kolaylıkla ulaşabileceği bir yer olmasını hedeflediklerini söyleyen Aydoğan, "Para karşılığında bir şey yapmıyoruz. Buraya gelen birçok öğrencimiz şu an güzel sanatlar fakültelerinde eğitimlerine devam ediyor” dedi. BİLKAR'ın kuruluşunda tek amaçlarının sanatı halk ile buluşturmak olduğunu vurgulayan Aydoğan, amaçlarına kısmen de olsa ulaştıklarını düzenledikleri etkinliklere olan ilginin yoğunluğundan anlaşıldığını belirtti.

'SADECE SANATI DEĞİL YAŞAMI DA ÖĞRENİYORUZ'

Gönüllü olarak BİLKAR'da matematik dersleri veren ve aynı zamanda büyükler korosunda yer alan Eylem Bahadır ise, verilen eğitimlerin sadece bir enstrüman eğitimi olmadığını aynı zamanda hayata dair şeyler de öğretildiğini dile getirdi. Bahadır, kültür ve sanat evlerinin de kapatılmasına, "Kültür evlerin kapatılmasının temel amacı aydınlığı karartmaktır, kültür ve sanatla büyüyen gençler yarına aydın gözle bakıyor, iktidar bundan korkuyor elbette. Biz her koşulda sanatı halkla buluşturup geleceğe ışık tutmak için çalışmaya devam edeceğiz” sözleriyle tepki gösterdi.

'ÇOCUKLAR SANATLA BÜYÜMELİ'

Gebze'nin üç vardiya çalışan bir işçi kenti olduğunu dile getiren BİLKAR yöneticilerinden Deniz Uzun da, apartman dairelerine sıkışan ve yaşamdan uzaklaşan emekçilerin ve çocukların nefes alabileceği bir yaratmaya çalıştıklarını söyledi. "Apartman dairelerine sıkışan hayatlara nasıl bir alan açarız?" sorusu ile yola çıktılarını belirten Uzun, “Küçük bir oda bile başladık şu an pasajın bir katı tamamen bize ait. İlk kurduğumuz cep tiyatrosunu, kaldırım taşlarının yüklendiği paletleri çalarak oluşturduk. Bu şekilde başladık ve büyüdük. Bu noktadan sonra hiçbir şeyden vazgeçemiyoruz, daha fazla ne yapabiliriz diye yola devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Toplumun ihtiyaçlarına göre kendilerine bir program hazırladıklarını ifade eden Uzun, “Çünkü bizim umudumuz olan bu çocukların sanatla büyümesi gerekiyor” dedi. Türkiye'de sanata karşı bir tahammülsüzlüğün olduğunu söyleyen Uzun, “ Türkiye'de bir baskı kültürü mevcut. Kültür evlerinin kapatılması da bu baskının bir parçası" diyerek, gerektiğinde sokaklarda tiyatrolar yaparak halkla buluşmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Son olarak her koşulda sanatla buluşmak isteyen halkla birlikte diktatörlüğe karşı direnmeye devam edeceklerini vurgulayan BİLKAR çalışanları, “Sanatın etkin mücadelesini önlemeye çalışanlara karşı hep birlikte ‘Hayır’” sözleriyle referandumdaki tutumlarını açıkladı.