‘KHK’ler sanata darbedir’

ANKARA - Son KHK ile ihraç edilen DTCF Tiyatro Bölümü akademisyenlerinden Elif Çongur ve Süreyya Karacabe, ihraçlar ile sanata darbe vurulduğunu belirtti.

Son Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) birlikte Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Tiyatro Bölümü’nden üçü profesör beş akademisyenin ihraç edilmesiyle bölümde yalnızca dört akademisyen kaldı. Konuya ilişkin dihaber’e değerlendirmelerde bulunan ihraç edilen Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü akademisyenlerinden Süreyya Karacabey ve Elif Çongur, Türkiye’de ilk akademik tiyatronun başladığı üniversitede yapılanları sanata darbe olarak niteledi.

‘BÖLÜM KAPANMANIN EŞİĞİNDE’

Tiyatro bölümünde barış imzacısı olarak 7 kişi olduklarını belirten Karacabey, ilk olarak kendisini attıklarını belirtti. Karacabey, “Ben, bir kişiyle kapanır bu intikam salvosu diye düşünmüştüm çünkü arkadaşlarımın atılması demek bölümün kapanma eşiğine gelmesi demekti” diye konuştu.

‘SANAT OCAĞI İŞLEMEZ HALE GELDİ’

Tiyatro bölümünün kapatmanın tarihsel yükünü üstlerine almaktan çekinirler diye düşündüklerini belirten Karacabey, ancak çekinceleri olmadıklarını gördüklerini söyledi. Türkiye’de akademik eğitimin başladığı bir yerin içerisinde Özdemir Nutku’nun, Metin And, Sevda Şener ve Sevinç Sokullu, Nurhan Karadağ ve Turgut Özakman’ın geçtiği ve kendilerine emanet ettikleri ocağı işlemez hale getirdiklerini belirten Karacabey, “Üç profesör, bir doçent ve iki araştırma görevlisini kaybetti bölüm, bizim gibi küçük bölümler için bu sayı gerçekten çok fazla. Yüksek lisans, doktora programlarının kapanması demek bu, lisansın tehlikeye girmesi demek” diye ekledi.

‘HOCALARIN ÖĞRENCİYE BORCU VARDIR, REKTÖRE DEĞİL’

Bir üniversite yönetiminin kendi öz kaynaklarını bu kadar hoyratça harcamaması gerektiğini söyleyen Karacabey, yönetimin bu birikimi bir gecede çöpe attığını ifade etti. Karacabey, “Üniversite hocasının öğrencisine, kendi akademik disiplinine borcu vardır, rektöre ya da hükümete değil” dedi.

‘SANATA VE BİLİME DARBEDİR’

KHK’lerin sanata ve bilime yapılan bir darbe olduğunu ve özellikle tiyatro bölümüne yönelik olmadığını söyleyen Karacabey, “Bizim imzacı sayımız fazla olduğu için böyle bir sonuçla karşılaştık. Ama elbette DTCF Tiyatro Bölümü çok kollanmış, korunmuş bir bölüm olmadı hiçbir zaman. Yerimizi değiştirmeye çok çalıştılar ve bir fakültede sanat eğitiminin önemini pek kavrayamamış yöneticilerle her zaman boğuştuk. Şimdi bizden çok bölümün varlığı tehdit altında ve buna DTCF hocalarından nasıl bir ses çıkacak çok merak ediyorum. Seyir mi edecekler yoksa protesto mu?” diye sordu.

Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden ihraç edilen Elif Çongur ise sadece kendi bölümünden değil, ülkenin onlarca üniversitesinden ömrünü okumaya, ders anlatmaya ve öğrencilerini yetiştirmeye vermiş yüzlerce akademisyenin ihraç edildiğini söyledi. DTCF Tiyatro Bölümünün toplamda 7 hocasının ihraç edildiğini belirten Çongur, “Bu bir kıyımdır, tek bir akademisyenin bile bu biçimde ihracı bir kıyımdır fakat bizim bölümdeki ihraç edilen hoca sayısının fazlalığı işi başka bir boyuta taşıdı” diye konuştu.

‘İHRAÇLAR TİYATRO İÇİN DARBEDİR’

“İhraçlar tiyatro için darbedir’ diyen Çongur, “En temelde özgür düşünceye, sormaya, sorgulamaya, araştırmaya, bilimselliğe, üretime darbedir. Üniversiteyi üniversite yapan duvarlar binalar hatta dersler bile değil hocalar ve öğrencilerdir. Akademik eğitim dediğimiz şey, en önce özgür düşünce üzerine inşa edilmiştir. Üniversite adını buradan alır, varoluşu bunun üzerine kurulu” diye ekledi.

‘DTCF ÜLKENİN İLK AKADEMİK TİYATRO EĞİTİMİNİN BAŞLADIĞI YERDİR’

DTCF Tiyatro Bölümü’nün güçlü bir geleneğin üzerinden yükselen, mirası çok büyük hocalardan teslim alınan bir bölüm olduğunu kaydeden Çongur,“Ülkede ilk akademik tiyatro eğitiminin başladığı yerdir. İrfan Şahinbaş, Melahat Özgü, Sevda Şener, Metin And, Turgut Özakman, Ergin Orbey, Nurhan Karadağ gibi hocaların bölümüdür, biz bu bölümü onlardan devraldık çok ağır bir darbe aldığımız, kabul edilemez bir ihraç süreci yaşadığımız, bölümün çok önemli hocalarını kaybettiği doğrudur ancak geride de dört kıymetli hocamız ve asistanlarımız kalmıştır. Onlar biz geri dönene kadar, eğitimi sürdüreceklerdir” dedi.

‘İHRAÇ EDİLENLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ BARIŞ BİLDİRİSİ’

DTCF Tiyatro Bölümü’nden ihraç edilen akademisyenlerin ortak özelliğinin Barış Bildirisi’ne imza vermiş olmaları olduğunu belirten Çongur, “Şimdi ben de ihraç edildiğim için komik oluyor kendimi övüyormuşum gibi, siz bölümdeki meslektaşlarım ve hocalarım için söylediğimi varsayın; bir ortak özellikleri de akademiye yıllarını vermiş, sanat eğitimini akademik düzeyde yürütmenin bütün gereklerini yapmış, sürekli üreten, ders anlatan, yazan, oyun yöneten, lisans-yüksek lisans- doktora düzeyinde tez yöneten, dramaturgi yapan, durmadan çalışan hocalar olmalarıdır. Hiçbirinin KHK’ye konu olacak herhangi bir faaliyetinin söz konusu bile olamayacağı da bir diğer ortaklık” diye konuştu.

Seda Taşkın - dihaber