Erdoğan yine sosyal medyaya yüklendi 2017-03-03 13:24:03 İSTANBUL - Çağın en tehlikeli hastalıklarından birinin kültürel sığlaşma olduğunu ileri süre Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkanları kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarmanın yollarını bulmalıyız" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 3. Milli Kültür Şurası'nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kültür ve medeniyeti birbirinden ayırmanın mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, "Her kültür tasavvuru, aynı zamanda bir medeniyet tasavvurunun da varlığını ortaya koyar. Bu büyük mirasa hakkıyla sahip çıkabilmek için daha fazla çalışmak zorundayız. Burada sorumluluk sadece devlette değildir. Toplum olarak, iş dünyası olarak el ele vermeli, sahip olduğumuz imkanları iyi değerlendirmeliyiz" dedi. LOUVRE MÜZESİ VE TOPKAPI KARŞILAŞTIRMASI 2015 yılında Ayasofya'da 2.5 milyon, Topkapı'ya 2.5 milyon kişi geldiğini öne süren Erdoğan, şu iddialarda bulundu: "Paris'teki Louvre Müzesi'ne 15 milyon kişi geldi. Nitekim ülkemizin kültür harcamalarına baktığımızda televizyon ve televizyon yapımlarının bunu oluşturduğunu görüyoruz. Sinema, konser harcamaları yüzde 5 gibi bir oranla kültür ekonomisinde yer alıyor. Esasen geçtiğimiz 14 yılda kültür alanında çok önemli işler de yapıldı. Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı 17.3 milyona çıktı. Destek verilen özel tiyatro sayısı 216'ya, sinemaya verilen destek de 176 milyon dolara yükseldi. Yerli filmler 31 milyon lira ile tarihimizin en yüksek potansiyeline ulaştı." SOSYAL MEDYA ELEŞTİRİSİ Çağımızın en tehlikeli hastalıklarından biri kültürel sığlaşmadır" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Biz sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkanları kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarmanın yollarını bulmalıyız" diye belirtti. DİRİLİŞ DİZİSİNE ÖVGÜ TRT ekranlarında yayınlanan Diriliş Ertuğrul dizisine atıfta bulunan Erdoğan, şunları aktardı: "Diriliş ülkemizin içinde ve dışında ilgiyle takip ediliyor. Benim torunlarım, normalini izlemekle kalmayıp tekrarını da izliyorsa demek ki bunu kazanmalıyız. O zaman bundan sonraki süreçte de yatırımlarımızda buna daha fazla yer vermek durumundayız. Demek ki uğraşınca, emek verince, kaynak ayırınca çoğaltmalıyız. Medya alanındaki faaliyetlerimizin de ölçüsü bilmekle anlamak arasındaki farkı ifade eden kültür ve irfan kavramları olmalıdır. İrfandan yoksun bir kültür, hamallıktan başka bir şey değildir. Ahlaktan yoksun bir kültür anlayışı bizi yozlaşmaya götürür. İyinin, güzelin ve doğrunun peşinde koşan bir sanat ve kültür anlayışına her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Sanat ve kültürün amacı insanı akli ve ahlaki kemale ulaştırmaktır." YERLİ VE MİLLİ KÜLTÜR VURGUSU Yerli ve milli kültürü savunan Erdoğan, "Milli kültür şuuruna ihtiyacımız var. Unutmayın siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir. Ama kültür iktidarı için birikime, emeğe, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Kültürel yabancılaşma ve kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel dille yeniden inşa etmeliyiz. Aslında bütün kültürler son tahlilde bir coğrafyanın içinde doğar, büyür ve gelişir. Onu evrensel yapan verdiği mesajın derinliği ve zenginliğidir. Hazreti Mevlana'nın tüm dünyada okunan bir şair olması bunun en güzel ispatıdır" şeklinde konuştu. 2023 HEDEFİ "Kültür, sadece kitap, müzik ve mimari değildir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Kültür, bunları içine alan bir hayat biçimidir. Selamlaşmadan, giydiğimize, yiyip içtiğimize, evimizin düzenine kadar kimliğimizin tüm unsurlarını sahip olduğumuz kültür belirler. Dünya, son birkaç yıldır kültür anlamında tek düzeliğe doğru gidiyor. Bu Türk kültürü için de büyük bir tehdit. Biz bunu fırsata dönüştürebiliriz. Biz zenginliklerimizin önemli bir kısmının son kullanıcılarıyız. Yeni kuşağın önemli bir bölümü bu zenginlikten mahrum kalmıştır. Bugün İstanbul'da yürüyen bir kişinin kılığından, kıyafetinden, şapkasından vücut çalımından hangi kültüre mensup olduğunu çıkaramıyorsak kültürel kuraklığın pençesindeyiz demektir. Aynı sancılar başka ülkelerde de çekiliyor, bizim bir farkımız var. Biz, çok farklı bir milletiz. Çağ kapatıp çağ açmış bir ecdadın torunları olarak kendimize yeni bir gelecek inşa etme gücüne sahibiz. İşte onun için 'Büyük Türkiye' diyoruz. İşte onun için 2023 hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. İşte bunun için Anayasa değişikliğiyle ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Her konuda siyasetimizin hareket noktamızın merkezine yerli ve milli olanı yerleştirmemizin sebebi budur. Kendimize yeni kültür hedefi belirlemek durumundayız. Bugün yapmakta olduğumuz şura, bu açıdan çok büyük önem arz ediyor."