Bilgen: Bul karayı al parayı yoluyla anayasa olmaz 2016-11-14 16:27:59 ANKARA - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, başkanlık ve anayasa tartışmalarına ilişkin “Bul karayı al parayı yoluyla anayasa olmaz. Referandumda kazansanız da yetmez. Çünkü sayılar tek başına meşruiyet sağlamaz” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından gündeme dair parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Bilgen, ilk olarak AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın tartışmalara yol açan “Devlet büyüklerine suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm FETÖ’cüleri ve PKK’lıları asacak. Halk arasında konuşulan bu” şeklindeki paylaşımlarına değindi. ‘PROVAKATİF PLANLAR HAYATA GEÇİRİLECEK’ Bilgen, şunları söyledi: “Türkiye bir rejim değişikliği hesabıyla büyük bir kaosa sürükleniyor. Özellikle geçmişte Gülen’le fotoğrafları olduğu bilinen bazı AKP’li isimlerin son günlerdeki sosyal medya paylaşımları bu kaygımızı artırıyor. Bir iktidar partisi milletvekili, bir devlet büyüğüne suikast girişiminden sonra, halkın cezaevlerini basıp birilerini idam edeceğini yazdı. Bu provokasyon amaçlı değilse, bir planın deşifre edilesidir. Dolayısıyla AKP’nin bununla ilgili bir açıklama yapılma yapma sorumluluğu vardır. Kendi içlerindeki hesaplaşmayı, kendi içlerindeki ‘sızıntı’yı bir an önce masaya yatırmazlarsa, belli ki provokatif planlar hayata geçirilecek.” ‘RÖPORTAJ VERMEK KRİMİNALİZE EDİLEMEZ’ Bilgen, bugün sabah saatlerinde gözaltına Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Levent Pişkin’in durumuna da değinerek, “Eşbaşkanlarımızı ziyaret eden avukatlar üzerinden polemikler yürütülüyor. Erdoğan kendi cezaevi hayatına örnek göstermişti. Biz de fazlasını değil, en azından o kadarını bekliyoruz. Uluslararası bir dergiye röportaj vermek kriminalize edilecek bir şey değildir. Bu gerekçe gösterilerek avukatlara baskı yapılması, avukat görüşmelerinin engellenmek istenmesi asla kabul edilebilecek bir yaklaşım değildir” dedi. ‘DERNEKLER KİLİT VURMAKLA ORTADAN KALKMAZ’ İçişleri Bakanlığı tarafından 370 derneğin kapatılmasına ilişkin Bakan Süleyman Soylu’nun açıklamalarına da yanıt veren Bilgen, şöyle devam etti: “İçişleri Bakanı’nın kapatılan derneklere ilişkin sözleri, örgütlenme özgürlüğü açısından tüyler ürpertici. ‘Kapılarına kilit vurduk, bitti. Hadi açın bakalım’ anlayışı toplumu anlamamanın tipik göstergesidir. Dernekler ihtiyaçlara göre kurulmuşlardır. Binlerce, on binlerce üyeleri vardır. Daha düne kadar Türkiye derneklerin sayısının fazla olmasıyla övünüyordu. Uluslararası arenada da bilinen, kadınlarla ilgili, çocuklarla ilgili kritik çalışmalar yürüten dernekler için ‘kapısına kilit vurduk, bitti’ anlayışı asla kabul edilemez. İhtiyaca dayalı örgütlenmeler kendilerini her şartta var eder. Buna inanıyoruz. Dernekler ihtiyaçla var oldular, mühürle de ortadan kalkmazlar. İçişleri Bakanı daha önce muhalefetteyken ‘Erdoğan’ı, AKP’yi bitireceğim’ diyordu. Bitireceğim dediği yere yerleşti ve anlaşılan o ki, muhalefetteyken yapamadığını şimdi yapacak.” ‘NE DEĞİŞTİ DE CHP GÖRELİM DİYOR’ Başkanlık tartışmalarına da değinen Bilgen, şu değerlendirmeler bulundu: “Demokratik model arayışları özgürce yapılabilmelidir, gerçekten özgürce tartışma olanakları varsa. Türkiye’de demokrasi olmadan cumhuriyetin var olamayacağını, özgürlükler olmadan barışın olamayacağını, adalet sağlanmadan birlikte yaşam olamayacağını bilen tüm kesimlere, duyarlılıklarını sergilemesi çağrısı yapıyoruz. Çünkü yarın geç olabilir. Önce partimiz darbe niteliğinde bir girişimle Meclis dışına itilmeye çalışıldı. Bizi dışlayarak üç parti birlikte anayasa değişikliği yapıyordu, şimdi anlıyoruz ki CHP de dışlanıyor. Yeni seçim sistemiyle de MHP Meclis dışına itilecek. Çünkü tüm araştırmalar, daraltılmış bölge seçim sisteminin en büyük bedelini MHP’nin ödeyeceğini gösteriyor. İki partili Meclis hayali kuranlar şimdi tek partili Meclis istiyor. Daha önce dört partinin eşit temsiliyle kurulan ve 61 madde üzerinde uzlaşma sağlanan Anayasa Komisyonu’ndan CHP ve MHP, ‘başkanlığı konuşturmayız’ diyerek ayrılmıştı. Geçtiğimiz aylarda Meclis’te yine bir komisyon kurulmuştu. O komisyonun ilk toplantısında da CHP ‘başkanlığı tartıştırmayız’ demiş, komisyondan dağılmıştı. Şimdi ne değişti ki CHP ‘Getirin teklifinizi konuşalım’ diyor. MHP için nelerin değiştiğini anlıyoruz. Ama belli ki CHP de kendi üzerinde bir baskı hissediyor. Bundan birkaç ay önce sergiledikleri tavrın bile arkasında durmuyorlar. Başkanlık denilen, uluslararası politikada bir eksen kaymasını da beraberinde getirecek bir rejim değişikliğidir.” ‘AKP RAF ÖMRÜNÜ UZUTMAK İSTİYOR’ Seçim sistemi değişikliğiyle yapılmak istenin, iktidarını kaybetme korkusu yaşayan partilerin seçim sistemini değiştirerek raf ömürlerini uzatma girişimi olduğunu ifade eden Bilgen, “AKP demokratik bir seçim sistemi arayışı taşıyor olsaydı, seçim sistemi özgür demokratik ortamlarda tartışılırdı” dedi. ‘BUL KARAYI AL PARAYI YOLUYLA ANAYASA OLMAZ’ Açıklamanın ardından Bilgen, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bilgen, MHP ve AK Parti arasındaki görüşmelere dair şu değerlendirmede bulundu: “MHP’den nasıl bir söz, taahhüt almışlar onu bilmiyoruz. Ama MHP’nin daha önce söyledikleri ortada. Sadece MHP ile anayasa yapmanın ne demek olduğunu AKP seçmeni tabanı gayet iyi biliyor olsa gerek. Geniş katılımcı bir anayasa yapmak mümkünken, bunu yapmayıp ‘bul karayı al parayı’ yoluyla anayasa olmaz. Referandumda kazansanız da yetmez. Çünkü sayılar tek başına meşruiyet sağlamaz. Bunun en net örneği 12 Eylül anayasasıdır” değerlendirmesinde bulundu. ‘ÇALIŞMALARIMIZI BOŞLUK OLMADAN SÜRDÜRECEĞİZ’ HDP’nin milletvekillerinin tutuklanması sonrası Meclis çalışmalarından çekilmesi ve eşbaşkanların yerine başka isimlerin getirilip getirilmeyeceği yönündeki bir başka soruya ise, “Başkanlık yasa tasarısının geleceğinden o kadar da emin değiliz. Çünkü belli ki kendi gruplarına, birbirlerine güvenmiyorlar. Çünkü mesele matematik olsaydı 330’a zaten ulaşmışlardı. Dolayısıyla ne zaman kendilerine güvenir de bu teklifi getirirler bilemiyoruz ama öncelikle komisyona gitmesi gerekiyor. Biz de bu arada yerel tartışmalarımızı yapacağız. Biz Meclis’ten çekilme kararı değil, Meclis çalışmalarına katılmama kararı aldık. Eşbaşkanlarımızın boşluğu bizim için önemli. Ancak çalışmalarımızı hiçbir boşluk olmadan sürdürüyoruz. Örneğin yarın grup toplantımızı yapacağız” diye yanıt verdi.