Güven: Kürtler hükümete ‘Hayır’, demokratik özerkliğe ‘Evet’ dedi 2017-04-20 16:34:43 DİYARBAKIR - HDP, DBP, TJA ve DTK’nin ortak toplantısında konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “Kürtler de bu referandumda yüzde 70-80 oranında tarihi rekorlarla hükümetin bu politikalarına ‘Hayır’ dedi. Kürtler ‘Bu oy oranlarıyla demokratik özerkliği onaylıyoruz’ dedi” vurgusu yaptı. HDP, DBP, TJA ve DTK, referandum sonuçları ve şaibeler hakkında HDP Diyarbakır İl Örgütü'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, DBP Eş Genel Başkan Vekili Gülcihan Şimşek ve TJA Sözcüsü Fatma Kaşan katıldı. Toplantıda ilk olarak konuşan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, OHAL koşullarında referanduma gidildiğini ve çalışmalarının sürekli engellendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Referandum şüphesiz tüm Türkiye halkları açısından tarihi bir öneme sahipti ancak bu referandumun Kürtler açısından anlamı çok daha önemliydi. Çünkü yıllardır şehirleri kuşatma altında, yaşam alanları talan ediliyor. Kürdistan hep hukuksuzluklar yaşanıyordu ve tüm Kürtlerin buna karşı tavır belirtme açısından referandum oylamaları tarihi öneme sahipti. Kürtler de bu referandumda yüzde 70-80 oranında tarihi rekorlarla hükümetin bu politikalarına ‘Hayır’ dedi. Kürtler ‘Bu oy oranları ile demokratik özerkliği onaylıyoruz’ dedi” ifadelerini kullandı. AK Parti’nin Kürt kentlerinde oylarını arttırdığı yönündeki iddialara da cevap veren Güven, “Vicdansızlıkla ve ahlaksızca yapılmış bir hesaplamadır. Bu kentlerdeki 500 bin yurttaş yerlerinden zorla göç ettirildi. HDP’nin sandık görevlileri seçimden bir gün önce gözaltına alınıp tutuklandı. Yine muhtar, asker ve korucu elleriyle halkın sandığa gitmesi engellendi. Tüm bunları görmezden gelip farklı yorumlara gitmek ahlaksızlıktır. Herkes iyi biliyor ki bölgede ‘Hayır’ rekor oranlarla öndeydi. Kimse manipülasyon yapmaya, durumu çarpıtmaya kalkmasın” dedi. ŞİMŞEK: BÜYÜK KAZANIM ELDE EDİLMİŞTİR “Bu referandumda Kürdistan ve Türkiye halklarının mücadelesi ile büyük kazanım elde edilmiştir” diyen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanvekili Gülcihan Şimşek, “AK Parti ve MHP dikta rejiminin istemleri halk tarafından kabul görülmemiştir. Biz 16 Nisan sonuçlarını halkların kazanımı olarak görüyoruz. Her ne kadar manipüle edilse de edilsin, Kürdistan ve Türkiye’de ‘Hayır’ yani halklar kazanmıştır. Halk mahallelerinin, evlerinin yıkılmasına cevabını vermiştir. Verilen bu cevap yeni bir sürecin önünü açıyor. Yeni bir mücadele dönemi başlamış demektir. Halkların elde ettiği kazanımlara sahip çıkılmalı ve mücadeleleri yükseltilmelidir” dedi. KAŞAN: MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİZ “Kürdistan’da son 2 yıldır sıkıyönetim uygulamaları vardır” diyen Tevgera Jinên Azad (TJA) Sözcüsü Fatma Kaşan ise, “Tüm bu sıkıyönetim uygulamalarına, katliamlara ve yıkıma rağmen Kürt halkının sandık başına gidip oylarını kullanması ayrıca kutlanması gereken bir durumdur. Kürt halkı ve Kürt kadınının yüzyıllık inkar ve imhayı temsil eden bir anayasa söz konusuydu. Yeni anayasada aynı inkar ve imha ile birlikte tek adam diktatörlüğünü kapsıyordu. Her iki anayasada Kürt halkı, Kürt kadını içi ölüm demektir. Kürt kadının, Kürt halkının bu anlamda çıkardığı ‘Hayır’ alternatif çizgilerini ön plana çıkarma açısından, farklılıklarını ortaya koyma açısından bambaşka ve çok önemli bir anlam ifade etmektedir. Kadınlar referandumda da 8 Mart ruhu ile hareket etmiştir. Kürdistan’da ortalama yüzde 70 oranda ‘hayır’ çıkmışken seçim günü sandığa bir darbe niteliğinde müdahalede bulunulmuştur. Sonucu kabul etmiyoruz. Bu hileli oylamaya karşı mücadelemizi yürüteceğiz” sözlerini sarf etti. YILDIRIM: 4 GÜNLÜK PRATİK BU YASANIN NE GETİRECEĞİNİN GÖSTERGESİDİR Sözlerine 64’üncü günde sona eren açlık grevlerine değinerek başlayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım da, referandumun genel anlamda büyük bir hukuksuzluk ile yapıldığını belirtti. Bölgenin doğusu ile batısı arasında farklı fırsat koşullarının olduğuna işaret eden Yıldırım, “Bütün bu eşitsizliğin şimdiden tarihe not düşürüldüğü bugünlerde bu referandumun hiçbir meşruiyetini olmadığını belirtmek isterim. Bu yasa değişikliğinin zorla halkların onayına sunulması asla onu meşru kılmaz. Bu anayasa metninin geçtiği günden bu yana Türkiye’nin yüzü gülmedi” dedi. Anayasa değişikliğinin toplumda daha fazla kutuplaşmaya, ölüme, savaşa, kaosa sebep olacağını belirten Yıldırım, “İlk 4 günlük icraatlara bakın ne olur? Ne diyorlardı çağ atlatacaktı bu anayasa. İlk gün idamı vaat ettiler. İdamı getirmeyi konuştular. İkinci gün OHAL kalıcı hale getirildi. Üçüncü gün meclis 4 saat açık kaldıktan sonra 20 gün tatil edildi. Bu halkın iradesine duyulan saygıyı gösteriyor. Son gün ise halkın iradesiyle seçilmiş kadın vekilimiz Burcu Çelik tutuklandı. Bu 4 günlük pratik bu yasanın ne getireceğinin en büyük göstergesidir” değerlendirmesi yaptı.