DTK bileşenleri uyardı: Bugün 'çözüm' denilenin yarın sonuçları ağır olabilir 2016-12-28 09:09:07 DİYARBAKIR - DTK’ye yönelik operasyonlara tepki gösteren kongre bileşenleri, hükümetin operasyonlarla varlığını sağlamayı amaçladığını, ancak bugün "çözüm" denilenin yarın ağır sonuçları olacağını vurguladı. Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) dönük operasyonda DTK eski eşbaşkanı Aysel Tuğluk ve birçok divan üyesinin gözaltına alınmasına tepkiler büyüyor. DTK’nin bileşeni olan sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, inanç kurumları, emek örgütleri DTK’nin siyaset dışına bırakılmak istendiğine dikkat çekti. Diyarbakır Kilisesi’nde 20 yıldır Ruhani Lider sıfatıyla görev yapan Ahmet Güvener, siyasetçilerin gözaltına alınmasına karşı olduklarını söyledi. Siyasetçilerin gözaltına alınmasının süreci daralttığını ifade eden Güvener, operasyon yapıp gözaltına almak yerine konuşmak gerektiğini söyledi. ‘BUGÜN ÇÖZÜM OLABİLİR AMA YARIN’ Güvener, “Biz böylesi bir süreçte konuşamıyoruz. Konuşamadığımız için de bir birimizi engelliyoruz. Hiçbir suçlama yok. Ama gözaltına alınıyor insanlar, siyasetçiler. Hayatlar engelleniyor. Bugün çözüm olabilir, ama yarın çok büyük, ağır sonuçları olacak. Siyaset içinde aktif çalışan insanların gözaltına alınması kabul edilmez. Süryani, Ermeni, Arap, Kürt, Hristiyan, Çerkez, halkların sorunları varsa siyasetin önü daha çok açılmalıdır. O insanlar bunun bedelini öder, ama halkta büyük kırılmaların olacağını bilmek gerekir” diye konuştu. ‘DTK NEDEN BUGÜN HEDEFTE?’ DTK’ye yapılan operasyon sonrasında birçok Kürt siyasetçinin gözaltına alınmasının bu kurumu illegalize ettirmenin parçası olduğunu söyleyen HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, bunun üzerinden siyasetin önünün tıkatılmak istendiği değerlendirmesi yaptı. Özer, “2007’de kurulan ve o günden bu yana aktif siyaset yürüten DTK birden ne oldu da terör örgütü kapsamına girdi? Neden bugün bunu yaptılar? Bu tutum onların yürüttüğü politikaların sonucudur. Bütün Kürt ve ezilenlerin sesini kısmaya dönük bir operasyondur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” vurgusu yaptı. ‘DTK İLLEGALİZE EDİLMEK İSTENİYOR’ Türkiye’de gözaltı furyasının olduğunu dile getiren Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Karakaya, siyasetin önünü tıkamak için milletvekili, eğitimci ve emekçilerin bir bir tutuklandığını, şimdi ise DTK’ye operasyon yapıldığını söyledi. Karakaya, “DTK legal alanda siyaset yürütüyor. Devletin izniyle kurulan kurumlar bugün hedef haline getiriliyor. DTK devlet muhatap olarak da alıp görüştüğü bir kurum. Bugün de illegalize ederek hedef haline getirilip operasyon düzenliyor. Bu operasyonların bir meşrutiyeti yoktur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” dedi. ‘DTK SİYASET DIŞINDA TUTULMAK İSTENİYOR’ Uzun bir süredir Kürt siyaset alanını daraltmak için operasyonlar adı altında saldırıldığını dile getiren DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeki Baran ise, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanlarının tutuklanmasından bu yana DTK’nin hedef haline getirildiğini ve “terör örgütü” gibi yansıtılmak istendiğine dikkat çekti. Baran, “DTK’ye dönük operasyon da oluşturulan algının sonucudur. DTK siyaset dışında tutulmak isteniyor. Biz DTK bileşeni olarak sonuna kadar onlarlayız. Umudumuz çok büyük, bu faşizan uygulamalarla devlet nasıl halk karşısında kaybettiyse yine kaybedecek. Gözaltı ve tutuklamalarla hiçbir yere varılmayacak. Kürt halkının yokluğu üzerinde kendilerini var etmek isteyenler kesinlikle kaybedecek” diye belirtti. ‘BU UYGULAMALARA ORTAK TEPKİ KOYMALIYIZ’ Türkiye’de operasyonların süreklilik haline getirildiğini dile getiren HAK-PAR Genel Başkanı Refik Karakoç da, son bir yılda anti demokratik uygulamaların had safhaya geldiğine vurgu yaptı. Demokratik siyaset yürüten kesimleri bu tür uygulamalara karşı tepkilerini ortaya koymaya çağıran Karakoç, bölgede haksız ve iki yönlü yürütülen politikaların karşısında olacaklarını söyledi. Karakoç, “İfade ve düşünce özgürlüğü söz konusuyken insanlar böylesi gözaltını alınmamalı. Her konuşan her söz söyleyen, yazan kişiyi tutuklarsanız sonu çok kötü olur. Bu uygulamalar tek taraflı yapılıyor. Kürtler söz konusu oldu mu bu ceberut uygulamalar oluyor. Böylesi uygulamalar barışa ve hukuka hizmet etmiyor” değerlendirmesi yaptı.