'Kurtuluş birlikten geçer' 2017-01-19 09:02:12 MERSİN - KDP-S Yönetim Kurulu Üyesi Ali Al Muslem, ortaya irade konulması durumunda "Kürt ulusal birliği"nin kaçınılmaz olduğunu söyledi. 90'lı yıllarda faaliyet yürüten Komal Yayınevi'nin Adana Temsilcisi Hüseyin Avcı da, Kürt halkının kurtuluşunun ulusal birliğin sağlanmasından geçtiğini belirtti. Kürt halkının ulusal birliğinin sağlanmasına dönük tartışmalar sürüyor. Partiya Demokrat a Kurdistan-Suriye/Kürdistan Demokrat Partisi-Suriye (PDK-S/KDP-S) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Al Muslem, ulusal birliğin Kürt halkı için olmazsa olmaz olduğunu belirterek, “Bilindiği gibi düşman ülkemizi parçalara bölmüş. Ve bu bölünmüşlük birçok zorluğu beraberinde getiriyor. Her parçanın kendine ait bir stratejisi olması gerekiyor. Bu parçalarda yaşayan Kürt halkı kendi kararını alsın. Zor bir süreçtir. Ulusal birlik ha deyince gerçekleşecek bir durum değildir. Zorlukları vardır. Ancak bu zorluklara rağmen ulusal birliğin sağlanması gerekiyor” dedi. ‘ORTAYA İRADE KONULURSA BİRLİK KAÇINILMAZ’ Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanması yolunda belirleyici bir rol oynayabileceğini ifade eden Muslem, tüm zorluklara rağmen ortaya irade konulması durumunda "Kürt Ulusal Kongresi"nin toplanmasının imkansız olmadığını söyledi. Birliğin güç anlamına geldiğini kaydeden Muslem, “Her parça kendi başına bunu gerçekleştiremez. Aslında her parça kendi başına, kendi içinde sorunlar yaşıyor. Türkler Kürtleri Türkleştirmeye, Araplar Araplaştırmaya, Farslar Farslaştırmaya çalışıyor. Kürtlerin ekonomik olarak petrolü var, gazı var, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri var. Bu zenginlikler Kürtlerin geleceği için istikrar işaretidir, bunu iyi görmek gerekiyor” dedi. ‘LOZAN VE SKYES-PİCOT GERİDE KALDI’ Lozan ve Skyes-Picot anlaşmalarının geride kaldığını kaydeden Muslem, “Ortadoğu yeni bir sürece ve değişimlere girmiş bulunmaktadır. Buna Türkiye, Irak, Suriye ve İran da dahildir. Kürtlerin bu süreçte belli bir etkisi var. Kürtlerin bu etkisi ve mücadelesi Kürtleri dünya nezdinde belli bir yere taşıyacaktır. Burada iki belirleyici güç var. Birincisi bizim de yanında olduğumuz ve katıldığımız Başkan Berzani’nin öncülük ettiği strateji plan ve programdır. Dünyada belli bir diplomasi ve ilişkileri sağladığı da ortadadır. Tabi ikincisi de TEV-DEM’dir. Görüyoruz ki dünya iki parçaya bölünmüş, Ortadoğu’da ikiye bölünmüş. Tabi bu parçalanmışlık sonsuz değildir. Sonuç olarak Kürtler birlik ve güç olduktan sonra, kendi içindeki çelişki ve farklılıkları tartıştıktan sonra giderebilir. Elinde olan gücün farkında olmalı ve dünyadaki bu değişimi izlemekle yetinmemelidir. Bugün Avrupa ve Amerika ülkeleri bizimle diyalog kuruyor ve bize kulak veriyor. Biz de onlara taleplerimizi ve fikirlerimizi aktarıp bir sonuca gidebiliriz” diye konuştu. ‘KÜRT HALKININ KURTULUŞU ULUSAL BİRLİKTE’ 1990'lı yıllarda faaliyet yürüten Komal Yayınevi’nin Adana Temsilcisi Hüseyin Avcı da, Kürt halkının ulusal birliğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Kürt coğrafyasının 4 parçaya ayrılmasının sömürgeciliği arttırdığına değinen Avcı, “Bu parçalanmışlığımız devam ederse, sömürge konumumuz devam eder. Mademki bölünmemiz bizi sömürgeleştirdi o zaman birleşmeliyiz ve kendi ülkemizin bağımsızlığını ilan etmeliyiz. Küçük olsun benim olsun mantığıyla hareket edip, bir araya gelmediğimiz için sömürgecilik konumumuz devam eder. Birbirimizi eleştirip sorgulayabiliriz ama birlikte de hareket edebilmeliyiz. Kürt halkının kurtuluşu ulusal birlikten geçer” şeklinde konuştu.