ANKARA - Kürt sorununda bugün yaşananlar için “Ezberin tekrarı” diyen DEP eski milletvekili ve Ağrı Belediye Eşbaşkanı Sırrı Sakık, “Bu yol çıkmaz bir yoldur. Tutuklamanın çözüm olmadığını hayat gösterdi. Kan deryasından kurtulmak için susanların konuşması gerek” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) dönük kapsamlı bir şekilde yürütülen operasyonlar, Kürt siyasetinin bir kez daha geçmişte denenen bir yöntem olan tasfiye politikasının yeniden devreye girdiği yorumlarını beraberinde getirdi.
SEÇİLMİŞ SİYASETÇİLER CEZAEVİNDE
HDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 10 milletvekili, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile birlikte DBP’li 36 belediye eş başkanı tutuklu bulunuyor. 2014 yerel seçimlerinde DBP’nin kazandığı 3’ü büyükşehir olmak üzere 106 belediyeden 34’üne kayyım atandı. Kayyımların atandığı belediyeler arasında Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin yanı sıra Siirt, Hakkari, Şırnak, Dersim ve Batman gibi kent belediyeleri de bulunuyor. DBP Genel Merkezi’nce tutulan verilere göre son bir yılda sadece DBP’nin 2 bin 660 yönetici ve üyesi tutuklandı. HDP Enformasyon Masası’nın verilerine göre ise sadece son 1 ay içerisinde gözaltına alınların sayısı dün itibariyle bini aştı.
Tutuklama ve gözaltı operasyonlarının en son adresi ise Mardin’di. 2014’te büyükşehir belediyesine eş başkan seçilen ve “Kürt siyasetinin çınarı” olarak anılan Ahmet Türk ile birlikte 30 kişi de gözaltına alındı. Türk, daha önce 80 askeri darbesi sonrasında ve DEP milletvekiliyken Leyla Zana, Sırrı Sakık, Selim Sadak ve Orhan Doğan ile birlikte tutuklanan isimlerden biriydi. En son Ahmet Türk’ün gözaltına alınmasıyla birlikte eldeki bu veriler “tasfiye” yorumlarını güçlendirirken, Hem Kürt siyasetinin eski tanıklarından hem de Ahmet Türk’e en yakın isimlerden biri olan Sırrı Sakık, tüm bu yaşananların ne anlama geldiğini değerlendirdi.
SAKIK’A GÖRE TARİH TEKERRÜR EDİYOR
Sakık da tıpkı bugünlerin bir benzeri olan 1994’te Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Ahmet Türk, Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak, Selim Sadak, Orhan Doğan ve Zübeyir Aydar ile meclisten zorla çıkarılarak tutuklanıp hapse atılmış. O dönemden bu yana izlenen politikalar sonucu Kürt sorunu gelen tüm hükümetlerce hep çözümsüz bırakılmıştı.
AYNI TANIKLIK GÜNLERİNDEN GEÇİLİYOR
O günlerde tutuklanan DEP’liler 2004’te Ulucanlar Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra yine siyasi çalışmalarını sürdürürken, Zana, Türk ve Sakık yeniden milletvekili seçilip meclis’e girdi. Sakık, 3 dönem milletvekilliği yaptıktan sonra 2014’te 15 kez sayımı yeniden gerçekleşen ardından da ikinci kez yapılma kararı alınan seçimlerde Ağrı Belediyesi Eş Başkanı seçildi. Zana ise 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ağrı’dan milletvekili seçildi. Eski DEP’liler olarak bugünde siyasette aktif olan bu isimler bir kez daha Kürt sorunun demokratik çözümünü dillendirirken, çözümsüz bırakılan Kürt sorununda Türkiye ve Kürt kamuoyu yeniden o günlerin tekrarına tanıklık etmeye başladı.
‘SONUÇ ALICI OLMAYACAKTIR’
Yıllar sonra tarihin bir kez daha tekerrür ettiğini belirten Sakık, bugün yaşananların 90’lı yılları katbekat aşan bir durum olduğuna dikkat çekerken, bu politikaların sonuç alıcı olamayacağına da vurgu yaptı. Sakık, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne çözüm bekleyen Kürt sorunu karşısında bunun çözümünün demokratik siyasetten geçtiğini belirten her sözün baskı ve sindirme politikalarıyla bastırılmaya çalışıldığını söyledi.
‘EZBERİN TEKRARIDIR’
“90’lı yıllarda bu süreç yaşanmıştı. Aynı politikaları devreye koymak çözüm olmasaydı bugün o günün tezleri tekrarlamazdı” diyen Sakık, Ahmet Türk’ün gözaltına alınması, belediyelere kayyım ataması ve HDP’lilerin tutuklanmasını, “90’larda olup biten her şeyin, ezberin bir tekrarıdır” dedi. Tüm bunların çözüm olmadığını hep dile getirdiklerini, dün olduğu gibi bugün de bu söylemi dile getirmeye devam edeceklerini söyleyen Sakık, 2013’teki çözüm sürecini anımsatarak, o dönem atılan adımların bugün ihtiyaç duyulan ve olması gereken tek yol olduğunu kaydetti.
Hükümeti, izlediği politikalardan vazgeçmeye davet eden Sakık, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik bir şekilde çözümü için bir projenin ortaya konulması gerektiğini söyledi.
‘TUTUKLAMA ÇÖZÜM DEĞİL'
Sakık, şöyle devam etti: “Yoksa tutuklamalarla bu sorunun çözülmeyeceğini hayat bize gösterdi. Bu yolun doğru yol olmadığını her gün söylüyoruz. Yeniden yaşananları hayata geçirmek bir zaman kaybıdır. Demokratik siyasetin büyümesi, hayat bulması ve kalıcı barışın sağlanması gerekiyor. Bu nedenle de demokratik siyasetin önündeki engeller bir an önce kaldırılmalıdır. Asıl yapılması gereken zaten budur.”
‘AHMET ABİ’NİN TEK ÇABASI BARIŞ OLDU’
Siyasetteki yol arkadaşı Ahmet Türk’ün gözaltına alınmasına ilişkin de değerlendirme yapan Sakık, “Ahmet abi bütün hayatını barışın hayat bulması için çaba sarf eden bir siyasetçidir. Barışçıl kimliğiyle bilinene bir isimdir. 80’lerden bu yana aynı yöntemlerle karşı karşıya kalmıştı. Birlikte hep barış ve demokrasi talep ettik. Bugün de Ahmet Abi’nin talebi bu noktadadır ama kendisi şu an gözaltında. Bundan dolayı büyük bir utanç içinde olmamız gerekiyor. Bu yol çıkmaz bir yoldur” diye konuştu.
‘SUSANLAR KONUŞMALI’
Sakık, bir kez daha Kürt siyasetine dönük böylesi kapsamlı operasyonların hayata geçirilmesine ilişkin ise “Geçmişten bugüne kadar Kürt sorunun çözümünde iktidarlar değişse bile temel politikalar değişmemiştir. Sadece 2013’te bu iklim değişmişti ve o dönem Kürt siyaseti olarak da barışın gelişmesi için çaba sarf ettik. Ama geldiğimiz nokta yine ezberin tekrarı oldu. Bugün de iktidarın bu konuda ciddi bir projesinin olmayışının göstergesidir. Siyaset dünyası risk alabilmelidir. Özellikle silahların susmasını istiyorsak, susanların konuşması gerekir. Bu kan deryasından kurtulmak istiyorsak, susarak değil konuşarak bunun üstesinden gelebiliriz” dedi.
Hayri Demir - dihaber